uyku problemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uyku problemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2022 Pazartesi

BİYOLOJİK SAAT AYARI NEDİR?

 


BİYOLOJİK SAAT NEDİR, NASIL ÇALIŞIR?

Her insanın kendine özgü, farklı bir yaşayış şekli/ yaşam tarzı vardır. Yaşam tarzını şekillendiren ve büyük oranda etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlar uyku, beslenme, egzersiz ve diğer çevresel etkenlerdir. Tüm bu faktörler kişinin yaşam kalitesini belirler ve böylelikle gündelik yaşantı şeklini de oluştururlar.

Yaşam şeklini ve kalitesini etkileyen bu fizyolojik etkenler ile birlikte herkesin kendine özgü, doğa ile uyumlu biyolojik saati vardır.

Biyolojik saat, vücutta hormon işleyişiyle denge ve düzen içinde çalışır.

Vücudumuzda doğal olarak kişinin fizyolojik yapısına ve yaşam şekline göre her saatin bir anlamı vardır. Biyolojik saatimize göre vücudumuzda hormon salınımı gerçekleşmekle birlikte fizyolojik mekanizma biyolojik saat ritmiyle yönetilir.

Bu sebeple biyolojik saatte gerçekleşen herhangi bir bozukluk veya aykırılık kişinin gündelik yaşamında meydana gelebilecek aksamalara da neden olabilmektedir.

Herkesin günlük, aylık düzenleri vardır. Belli aralıklarla tekrar eden bu düzen biyolojik saat ile oluşur. Her gün aynı saatte uyanmamız, yemek yediğimiz saatlerde acıkmamız ve yeme ihtiyacı duymamız, yine her gün aynı saatlerde uykumuzun gelmesi biyolojik saatimiz ile uyumlu olarak meydana gelen olaylardır. Bunlarla beraber metabolik durumumuz ve hormon düzenimiz de biyolojik saate bağlı olarak düzen içindedir.

Biyolojik saatimiz beynin içindeki Epifiz bezinde bulunur. Biyolojik saatin bozulmasına neden olan bazı durumlar vardır. Bu durumları şöyle sayabiliriz:

• Uzun mesafeli uçak yolculuğu (Jetlag)

• Gece yemeleri

• Gece ışık kirliliği

• Vardiyalı çalışma

• Ağır hastalıklar gibi geçici çevresel bozukluklar neticesinde biyolojik saatimizde de bozulma meydana gelebilmektedir.

Biyolojik saatin bozulması sonucunda da hormonal bozukluklar, obezite, uyku problemleri, diyabet, kanser ve psikolojik olarak da bipolar bozukluk ve manik depresif bozukluk ortaya çıkabilmektedir. Vücut ritminin bozulması ile ortaya çıkan bu rahatsızlıklar kişinin hayatını ve yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkilemektedir.


Vücudumuzun biyolojik saat ayarı nasıldır?

Vücudumuzun doğa ve çevre ile uyumlu bir ritme sahip biyolojik saati olduğunu söylemiştik. Vücudumuzda bu işleyiş şu şekilde gerçekleşir:

İnsan organizması gün ışığı ile entegre olduğundan vücudumuz saat 06.00’da gün ışığı ile birlikte uyanır ve vücut kortizon salgılamaya başlar. (mevsimsel olarak güneşin doğma saati ile birlikte vücudumuzun uyanma saati de değişir.)

Saat 10.00’da vücut ısımız en üst seviyeye ulaşır ve bu saatler zihinsel ve bedensel olarak vücudumuzun en verimli saatleridir.

İlerleyen saatlerde, öğlene doğru vücut yorulmaya başar ve verimliliğin de azalmasıyla birlikte dikkat dağınıklığı yaşanabilir. Vücudun tekrar enerji toplaması ve verimliliğini yakalaması için gün ortalarında kısa mola ve uyku uzmanlar tarafından önerilmektedir.

Bu sisteme göre saat 15.00’da enerji yükselmesi ve beraberinde bellek yenilenmesi görülür.

Bu saate kadar vücudun alışmış olduğu ve beynine kodlanmış olan yemek saatlerinde yemek yeme ihtiyacı hissedilir.

Akşam olduğunda saat 22.00 civarında sindirim yavaşlamaya başlar. Bu nedenle bu saatlerde beslenmenin artık bitmiş olması, sindirim sistemi sağlığını korumak için faydalı olacaktır.

Ve saat 00.00 ve 01.00 arasında beyin, vücudu uyuması için odaklamaya başlar bu saatlerde konsantrasyon zayıflar.

Biyolojik ritim bu şekilde oluşur ve böylece bir yaşam düzeni de var olur. Uyku, nabız, vücut aktifliği gibi yaşamsal faaliyetler, biyolojik saate göre işler.

Bu sebeple biyolojik saate doğrudan etki eden beslenme, uyku gibi faktörlerin düzenli olması yaşamsal öneme ve niteliğe sahiptir.


Konuyla ilgili detaylı bilgi için uzman bir hekime danışmanızı tavsiye ederiz.

27 Haziran 2022 Pazartesi

UYKU PROBLEMİNE MORA TERAPİ’DEN SAĞLIKLI ÇÖZÜMLER

 



Uyku, her insanın fiziksel ve zihinsel dinlenmesi için yaşaması gereken biyolojik bir süreçtir.

İyi ve kaliteli bir uyku sakin ve dinlenmiş bir beyin ve beden sunduğundan gündelik yaşamımızda da bizi davranışsal ve fiziksel olarak pek çok yönden etkilemektedir. Kendimizi daha iyi, mutlu hissetmemizi ve verimli bir gün geçirmemizi sağlayacak iyi bir uyku için bizim dikkat edebileceğimiz noktalar vardır.


   Daha İyi Bir Uyku İçin Öneriler

Düzenli beslenmek ve düzenli yaşamak mutlu bir hayatın anahtarıdır. Daha iyi bir uyku için de uykunun düzenli olması önemlidir. Biyolojik dengenin bozulmaması için her gün aynı saatte uyuyup uyanmak önemlidir. Her sabah aynı saatte uyanmak uyku düzeninin olmasını sağlar. 

Uyku öncesi uykuyu bozacak yiyecekleri tüketmekten kaçınmak önemlidir. Uykuya dalma süresini uzatan kafein içerikli çay, kahve ve nikotin içeren sigara gibi maddeler uyanık kalmayı sağlayacağından bunların tüketiminden kaçınmak uykuya daha kolay geçmenizi sağlayacaktır.

Kahve, sigara gibi maddelerin yanında alkol de bilinenin aksine uykuya geçmekle yardımcı olmayıp, uyku kalitesini bozabilmektedir. 

Yatak odasının aydınlatması da uykuya geçiş süresini ve uyku kalitesini etkileyen faktörlerden biridir. Uyku esnasında salgılanan melatonin hormonu yalnızca karanlıkta aktif olduğundan uyumaya çalışırken gece lambası da açık olmamalıdır. Uykuya hazırlık sürecinde yatak odasının karanlık, loş olmasını sağlamak daha çabuk uyumanıza yardımcı olacaktır.

Radyasyon yayan telefon, televizyon, bilgisayar gibi elektronik aletler uykuyu etkileyeceğinden yatak odasında bulundurulması ve yatakta bu cihazlara bakılması uyku problemine sebebiyet vereceğinden bu davranışlardan kaçınılması doğru olacaktır. 

Oda sıcaklığı da uyku problemine sebep olabilmektedir. Uykuya dalmak için uygun oda sıcaklığı 21-22 derecedir.

Fiziksel aktiviteler yapmak sağlığımız için oldukça önemli olmakla beraber uyku öncesi ağır fiziksel aktiviteler yapmak da uyku problemine neden olacaktır. 

Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonunun salınımı 21.00-23.00 saatleri arasında artmaya başlar. Bu nedenle bu saatler arasında uykuya dalmış olmak önemlidir. Gece 02.00-04.00 saatleri arasında da melatonin hormonunun salınım seviyesi üst düzeye ulaşır.

Yatağa yattıktan sonra uyku problemi olanların yatakta en fazla 45 dakika kalması doğrudur. 45 dakikada uykuya geçilemediği takdirde yataktan kalkıp sakin bir kitap okumak ya da hareketli olmayan yavaş bir müzik dinlemek uyku problemine çözüm olabilecektir.

Kişinin geçmişte yaşadığı olaylar, travmaları ve güncel olarak yaşadığı bazı olaylar psikolojik olarak onu etkileyebilmektedir.

Kaygı, depresyon, bipolar bozukluk gibi duygu durum bozuklukları kişiyi ruhsal ve fiziksel olarak pek çok yönden olumsuz etkilemektedir. Duygu durum bozuklukları aynı zamanda uyku problemine de sebep olabilmektedir.

Sağlıklı bir zihin ile uyku problemlerinden kurtulabilmek mümkündür.

 

DUYGU DURUM BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE MORA BACH ÇİÇEKLERİ TERAPİSİ 

  Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir. 

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.