ruh beden zihin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ruh beden zihin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2023 Cumartesi

Zihin,beden, ruh için iyi/sağlıklı olmak ne demek?




Günümüzde, hızlı tempolu yaşamın getirdiği koşuşturmaca içinde, zihin, beden ve ruh sağlığını korumak daha da önem kazanıyor. İnsanın kendini iyi hissetmesi, sadece fiziksel sağlığına değil, aynı zamanda düşünsel ve duygusal düzeyde de iyi olmasına bağlıdır.


İşte bu yazıda, bu üç temel bileşeni ayrı ayrı ele alarak, birbirleriyle nasıl iç içe geçtiklerini ve bir denge kurmanın ne kadar hayati olduğunu keşfedeceğiz.

Zihinsel Sağlık: Düşüncelerin Gücü

Zihinsel sağlık, düşüncelerimizi yönetmek, stresle baş etmek ve duygusal zekamızı geliştirmekle ilgilidir. Pozitif bir düşünce yapısı kurmak, problem çözme becerilerini güçlendirmek ve zihinsel olarak esnek olmak, zihinsel sağlığımızı güçlendirir.


Fiziksel Sağlık: Bedenimize İyi Bakmak

Bedenimiz, ruh ve zihinle bir bütündür. Sağlıklı bir beden, enerjik bir ruh hali ve zinde bir zihinle paraleldir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve yeterli uyku, fiziksel sağlığımızı destekler.


Duygusal Sağlık: Ruh Hali ve İlişkiler

İyi bir duygusal sağlık, hissettiğimiz duyguları anlamak, ifade etmek ve sağlıklı ilişkiler kurmakla alakalıdır. Kendimizi ifade etmek, başkalarıyla empati kurmak ve pozitif ilişkiler geliştirmek, duygusal sağlığımızı güçlendirir.


Zihin, Beden, Ruh Dengesi

Bu üç bileşen arasındaki denge, yaşam kalitemizi doğrudan etkiler. Örneğin, sürekli stres altında olan bir zihin, fiziksel sağlığa zarar verebilir. Benzer şekilde, kötü bir fiziksel sağlık durumu, zihinsel ve duygusal refahı etkileyebilir.


Mora Terapi ile Bütünsel Sağlık

Bütün bu unsurları dengelemenin ve geliştirmenin etkili yollarından biri de Mora Terapi. Bu benzersiz terapi, zihinsel dinginlik, fiziksel sağlık ve duygusal dengeyi destekleyerek bireyin bütünsel sağlığına odaklanır.

Zihin, beden, ruh sağlığınızı korumanın ve geliştirmenin birçok yolu var, ancak belki de en etkili ve bütünsel yöntemlerden biri Mora Terapi... Bu terapi ile kendinizi keşfedin, dengeyi yakalayın ve zihin/beden sağlığınızı olumlu bir yönde dönüştürün. Sağlık dolu bir yaşama adım atın, kendinize bu hediyeyle, gerçek huzura kavuşun!


Uygulanan terapiler ve cihazlarımız hakkında detaylı bilgi için;
📞+90 216 405 14 52 ya da
📞+90 533 814 50 11 numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz...



EDT Sağlık Hizmetleri olarak sağlıklı günler dileriz...

31 Ekim 2022 Pazartesi

TIRNAK YEME HASTALIĞI NEDİR?

 


Tırnak yeme hastalığı ya da tıptaki bilinen adıyla onikofaji; toplumda çoğumuzun aşina olduğu ve her yaş grubunda görülebilen bir hastalıktır. Onikofaji; bir ya da birden fazla parmağın ağız içerisine sokularak tırnakların kemirilmesi olarak tanımlanır. Kişilerin hayatını olumsuz etkileyen tırnak yeme hastalığı nedir ve ne sebeple meydana gelir şöyle açıklayabiliriz:

Tırnak yeme hastalığı, toplumda bazen basit bir alışkanlık olarak da tanımlanan, fiziksel bir bağımlılık olmakla birlikte çoğunlukla psikolojik ve onunla bağlantılı olarak çevresel etkenlerden kaynaklanarak oluşan bir hastalıktır. Tırnak yeme alışkanlığı; sıklık, süre ve tırnaktaki şekilsel ve yapısal bozulma kriterleri ile onikofaji teşhisini alır. Bu hastalık kişilerin uzun süre boyunca bırakamadığı ve basit şekilde alışkanlık olarak tanımlanamayacak kadar ciddi bir probleme dönüşerek; genellikle korku, endişe, stres gibi sağlıksız duygularla beraber eylem haline gelir.

Tırnak yeme hastalığının yetişkinlerde ve çocuklarda sıkça görüldüğü bilinmektedir. Kişinin günlük ve sosyal yaşamını pek çok yönden olumsuz etkileyen çoğunlukla da stres ve baskı altındayken yaptığı bu eylem, genellikle 3-4 yaşlarından sonra başlar. Tırnak yeme hastalığı her üç çocuktan birinde görülür. Yapılan çalışmalar, ergenlik döneminde tırnak yeme alışkanlığının toplam ergen nüfusunun %40'ında görüldüğünü gösterir.

Genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde başlayan bu problem, tedavi yöntemine başvurulmadığı takdirde yetişkinlikte de devam edebilir.

Tırnak Yemenin Zararları Nelerdir?

• Önce psikolojik, dürtüsel bir bozukluk olarak tanımladığımız tırnak yeme hastalığı; kişide sosyal utanca ve gerginliğe sebep olabilmektedir.

• Görünüş olarak da kötü görünümlü tırnaklara, tırnak etlerine sebep olan tırnak yeme hastalığı; kozmetik açıdan rahatsızlık vermekle beraber kişinin özgüvenini de olumsuz etkileyen bir problemdir.

• Tırnak yeme hastalığında tırnak ve çevre dokusu da zarar görebileceğinden yapısal bir bozuklukla birlikte enfeksiyon, mantar ve bakteri oluşumu da yaşanabilmektedir. Tekrar uzayan tırnaklar tırnak yatağının yapısı bozulduğu için olumsuzluk oluşturabilmektedir.

• Tırnak yiyerek elde ve tırnaklarda bulunan bakteri ve virüsler ağız yoluyla solunum yoluna ve sindirim sistemine ulaşır ve bu durum da çeşitli sağlık sorunları doğurabilir. Bakterilerin sebep olduğu sorunların başında ishal gelmektedir.

• Tırnak yeme hastalığıyla tırnak yapısının yanında diş yapısında da çeşitli bozulmalar görülebilmektedir. Tırnak yeme ile dişlerin genelde hep aynı bölgesine yapılan baskı, diş minesi hasarına sebep olabilmektedir.

• Dişler gibi çene eklemi de tekrarlama ve baskı nedeniyle ağrı kaynaklı zarar görebilmektedir.

Tırnak Yeme Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Kişilerde küçük yaşlarda alışkanlık olarak başlayan ve uzun süre devam ederek onikofaji olarak adlandırılan tırnak yeme hastalığında tedavi yöntemi seçilmeden önce bu eylemi sürdürme nedeni uzman bir doktora başvurularak saptanmalı ve doktorun uygun gördüğü yöntem ile ilaç tedavisi ya da psikolojik destek alınmalıdır.

Bununla birlikte tırnak yiyen kişiler, hastalık boyutunda değilse, kendi isteğiyle bazı önlemler alarak bu alışkanlığı terk etmeye çalışabilirler. Bu yöntemlerden şöyle bahsedebiliriz:

• Tırnak yemeyi engellemek için tırnağa acı içerikli ojeler uygulamak.

• Elleri ve ağzı sakız, stres topu gibi başka şeylerle oyalamak.

• Stres ve kaygıyı engellemek amacıyla meditasyon yapmak.

• Tırnakları kısa kesmek ya da manikür yaptırmak.

• Psikolojik sorunlar yaratabilecek ortam ve durumlarda kaçınmak.

Hastalıklarda önemli olan hastalığa temel oluşturan sebebi bulmaktır. Tırnak yeme hastalığının duygu durumları sebebiyle psikolojinin olumsuz etkilenmesi sonucu oluştuğundan bahsetmiştik. Bu durumda duygu durumlarını düzeltmek, hastalığı yenmek için önemli ve büyük bir adım olacaktır.

STRES İLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMİ MORA TERAPİ

Bach Çiçekleri Terapisi; terapi sonrasında bir yan etkisi görülmeyen ve Avrupa’da 100 yıldır yaygın olarak kullanılan; duygu durumlarında belirgin pozitiflik ve iyileşme sağlayan bir Homeopatik ilaç tedavisidir. Bach Çiçekleri Terapisi çiçeklerin yaydıkları elektromanyetik frekansları ile olumsuz duygu ve düşüncelere maruz kalarak bozulan vücut sinyallerinin vücuttan uzaklaştırılmasını amaçlayarak; Mora cihazları üzerine programlar şeklinde kaydedilmesiyle oluşturulmuştur.

Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir.

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Böylelikle kişide olumlu ve pozitif duygular gelişir ve stres, korku, kaygı gibi negatif duygular bağlamında gerçekleşen eylemlerinde de azalma ve yok olma görülür.


27 Haziran 2022 Pazartesi

UYKU PROBLEMİNE MORA TERAPİ’DEN SAĞLIKLI ÇÖZÜMLER

 



Uyku, her insanın fiziksel ve zihinsel dinlenmesi için yaşaması gereken biyolojik bir süreçtir.

İyi ve kaliteli bir uyku sakin ve dinlenmiş bir beyin ve beden sunduğundan gündelik yaşamımızda da bizi davranışsal ve fiziksel olarak pek çok yönden etkilemektedir. Kendimizi daha iyi, mutlu hissetmemizi ve verimli bir gün geçirmemizi sağlayacak iyi bir uyku için bizim dikkat edebileceğimiz noktalar vardır.


   Daha İyi Bir Uyku İçin Öneriler

Düzenli beslenmek ve düzenli yaşamak mutlu bir hayatın anahtarıdır. Daha iyi bir uyku için de uykunun düzenli olması önemlidir. Biyolojik dengenin bozulmaması için her gün aynı saatte uyuyup uyanmak önemlidir. Her sabah aynı saatte uyanmak uyku düzeninin olmasını sağlar. 

Uyku öncesi uykuyu bozacak yiyecekleri tüketmekten kaçınmak önemlidir. Uykuya dalma süresini uzatan kafein içerikli çay, kahve ve nikotin içeren sigara gibi maddeler uyanık kalmayı sağlayacağından bunların tüketiminden kaçınmak uykuya daha kolay geçmenizi sağlayacaktır.

Kahve, sigara gibi maddelerin yanında alkol de bilinenin aksine uykuya geçmekle yardımcı olmayıp, uyku kalitesini bozabilmektedir. 

Yatak odasının aydınlatması da uykuya geçiş süresini ve uyku kalitesini etkileyen faktörlerden biridir. Uyku esnasında salgılanan melatonin hormonu yalnızca karanlıkta aktif olduğundan uyumaya çalışırken gece lambası da açık olmamalıdır. Uykuya hazırlık sürecinde yatak odasının karanlık, loş olmasını sağlamak daha çabuk uyumanıza yardımcı olacaktır.

Radyasyon yayan telefon, televizyon, bilgisayar gibi elektronik aletler uykuyu etkileyeceğinden yatak odasında bulundurulması ve yatakta bu cihazlara bakılması uyku problemine sebebiyet vereceğinden bu davranışlardan kaçınılması doğru olacaktır. 

Oda sıcaklığı da uyku problemine sebep olabilmektedir. Uykuya dalmak için uygun oda sıcaklığı 21-22 derecedir.

Fiziksel aktiviteler yapmak sağlığımız için oldukça önemli olmakla beraber uyku öncesi ağır fiziksel aktiviteler yapmak da uyku problemine neden olacaktır. 

Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonunun salınımı 21.00-23.00 saatleri arasında artmaya başlar. Bu nedenle bu saatler arasında uykuya dalmış olmak önemlidir. Gece 02.00-04.00 saatleri arasında da melatonin hormonunun salınım seviyesi üst düzeye ulaşır.

Yatağa yattıktan sonra uyku problemi olanların yatakta en fazla 45 dakika kalması doğrudur. 45 dakikada uykuya geçilemediği takdirde yataktan kalkıp sakin bir kitap okumak ya da hareketli olmayan yavaş bir müzik dinlemek uyku problemine çözüm olabilecektir.

Kişinin geçmişte yaşadığı olaylar, travmaları ve güncel olarak yaşadığı bazı olaylar psikolojik olarak onu etkileyebilmektedir.

Kaygı, depresyon, bipolar bozukluk gibi duygu durum bozuklukları kişiyi ruhsal ve fiziksel olarak pek çok yönden olumsuz etkilemektedir. Duygu durum bozuklukları aynı zamanda uyku problemine de sebep olabilmektedir.

Sağlıklı bir zihin ile uyku problemlerinden kurtulabilmek mümkündür.

 

DUYGU DURUM BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE MORA BACH ÇİÇEKLERİ TERAPİSİ 

  Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir. 

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.


25 Nisan 2022 Pazartesi

GÜNE DAHA POZİTİF BAŞLAMANIZ İÇİN ÖNERİLER

  


 Pozitif bir gün ve pozitif bir yaşamın temelinde pozitif düşünceler ve sağlıklı bir beden vardır.

Bireyin kendi kendine yaptığı olumlamalar ve duygu durum bozukluklarından (stres, kaygı, aşırı korku ve öfke, depresyon... ) kurtulması ile önce zihinde bir iyileşme ve pozitiflik görülür ve bunun yansıması zihinle ilişkili olarak bedensel sağlıkta da görülebilmektedir.

Ruh-beden-zihin dengesinin ve sağlığının olduğu kişilerin daha sağlıklı ve pozitif bir yaşamı olabilmektedir.

Hayata daha pozitif şekilde devam etmek için bedenimizin bize verdiği her sinyali ve uyarıyı dikkate almalıyız. Ve bedensel rahatsızlıklarımızın zihin sağlığımızla bir bütün olduğunu unutmamalıyız.

Öncelikle vücudumuzda işleyişin düzenli ve normal olduğundan emin olmalıyız. Bunun için sağlıklı beslenme, bağımlılıklardan uzak durma, egzersiz yapma gibi vücudumuza iyi gelecek, sağlıklı olmamızı sağlayacak şeyleri yapmaya özen göstermeliyiz.

Güne daha pozitif başlamak ve gün içerisinde de enerjik olmak için bazı öneriler

• Her gün birbirinin aynısı değildir. Yeni bir gün yeni bir başlangıç olduğundan yeni güne umutlu başlamak çok önemlidir. Geçmişe takılı kalmadan hayata devam etmek, zihnimizde negatif düşüncelere yer vermemek, kendimizi dinlemek ve kendimize zaman ayırabilmek gereklidir. Her yeni güne uyandığınızda pencereyi açıp derin bir nefes almak ve gülümsemek güne daha pozitif devam etmenin anahtarlarından biridir. Gün içinde de bu gülümsemeyi korumak günü daha pozitif geçirmeye yardımcı olacaktır.

• Uyandığınızda kendinizi yorgun ve uykusuz hissediyorsanız, daha enerjik ve pozitif olmak için ılık bir duş alabilirsiniz. Duş kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

• Öncelikle uyanınca 1 bardak su içerek gece boyu uyuyan bedeninizi uyandırın. Beslenmenin önemini hepimiz biliyoruz. Güne başlarken mutlaka kahvaltı yapın. Kahvaltı sizi daha mutlu ve enerjik hissettirecektir.

• Kısa bir süre de olsa meditasyon/egzersiz yapmaya çalışın. Sabah yapılan egzersiz de kahvaltı gibi daha mutlu ve pozitif hissetmenizi sağlayacaktır.

• Müziğin insan ruhunu beslediği ve iyi geldiği bilinmektedir. Uyandığınızda enerjinizi yükseltecek ve sizi mutlu edecek müziklerle güne başlamak, gün içinde de daha pozitif olmanıza yardımcı olacaktır.


 DUYGU-DURUM BOZUKLUKLARINDA BACH ÇİÇEKLERİ TERAPİSİ

  Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir.

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.


28 Mart 2022 Pazartesi

DUYGU DURUM BOZUKLUĞU NEDEN YAŞANIR ?


                    

                          DUYGULARIMIZ

 Hayatımızda bizi biz yapan, kişiliğimizi oluşturan, eylemlerimize yön veren ve yaşamımızın, varoluşumuzun temel ögesi olan duygular; hayatın akışı içinde, akışa uygun olarak veya olmayarak değişir ve gelişir.

 Temel olarak yaşadığımız korku, sevinç, üzüntü, öfke, güven, kaygı, şaşkınlık, iğrenme gibi duygular kişinin tamamen zihninde ve bilinçaltında var olurlar ve tetikleyici bir durum ile ortaya çıkarlar.

Duygular doğuştan gelmez ve kontrol edilemezler. Her duygu tecrübe edilerek öğrenilir.

  Duyguların kontrolü tamamen akıldadır diyemeyiz. Kişi zamanla duygularının farkına vararak onları kodlayıp isimlendirir. Bazen de hayatın bir anında tetikleyici durum ile beraber hissedeceği duyguyu bastırmaya ve önlemeye çalışabilir. Bu durumun olumlu bir getirisi olmamakla beraber o duygunun verdiği mesajdan yoksun kalınır ve duygudan faydalanma gerçekleşmez. Duygular bize başta ihtiyaçlarımız olmak üzere pek çok şeyi hatırlatır. Ve hayatın akışı içinde hareketlerimiz de duygulara bağlıdır. Örneğin beyin bir tehlikeyle karşılaşılacağını anladığında korku kendini hissettirir.

Hayatın sürdürülebilirliği açısından duygularımız temel gereksinimimizdir ve duygularımızla barışık olup, onlardan kurtulmak istemek yerine onlara kendi iyiliğimiz için yön vermek bizim elimizdedir.

Duyguları başkası tarafından bastırılmış ya da kendi iradesi ile duygularını yok saymak isteyen insanlar vardır. Ve bu insanların hayatını etkileyen, olumsuzluklar getiren, akıl sağlığı problemleri diyebileceğimiz duygu durum bozuklukları olabilmektedir.


                   DUYGU-DURUM BOZUKLUĞU NEDEN YAŞANIR?

 Duygu-durum bozuklukları yaşanmasının temel nedeni psikolojik problemler kabul edilse de geçmişte yaşanılan tramvatik olaylar, kişinin doğup büyüdüğü ortam ve bu ortamda yaşanan vakalar, kayıplar (ölüm/ iş kaybı/ maddi kayıplar), fiziksel rahatsızlıklar, ilaç kullanımı veya bağımlılığı, az da olsa genetik faktörler, yalnızlık gibi etkenler de kişinin duygu-durum bozuklukları yaşamasını etkileyen faktörlerdendir.

Durumun psikolojik boyutunun yanında biyolojik etkileri de görülmektedir.

 Kişinin psikolojisini olumsuz etkilediğini belirttiğimiz durumlardan herhangi birine ya da birkaçına maruz kalındığında; kişi kendini iyi hissetmek için sosyal veya duygusal, tutunacak bir sebep aramaya başlar. Aradığı desteği bulamayınca ve sebep-sonuç ilişkisi kuramayınca da kendini çaresiz ve umutsuz hissetmeye başlar. Bu hisler zamanla yerini duygu durum bozukluğu olarak tarif ettiğimiz;  büyük bir atak olarak genellikle bir defa görülen ya da belirli aralıklarla gelen rahatsızlıklara sebep olabilmekle beraber, temel olarak iki uç duyguyla yani duygu-durum bozukluğuyla karşılaşılır.

     Depresyon

  Depresyon yaygın görülen bir bozukluk olmakla beraber, kişinin hayatını pek çok yönden olumsuz etkileyebilecek, yaşamını idame ettirecek faaliyetleri yapmasını engelleyebilecek ve insan ilişkilerini bozacak ya da bitirebilecek bir duygu-durum bozukluğudur. 

Depresyonun yaygınlığının sebebi, hayatın doğal akışında herkesin başına gelebilecek, önlenemeyen olayların depresyona neden olabilmesidir. 

Her insan kayıplar, zorluklar, üzüntüler yaşayabilir; engellere, baskılara, zorbalıklara maruz kalabilmektedir. Bu tür yaşanmışlıkların birikmesiyle ve çözüm üretilmeyip olumsuzlukların hayatın her alanına götürülmesi ve ‘An’ın yaşanamamasıyla birlikte, birikmiş ve bastırılmış duygular bir gün açığa çıkar. Üzüntünün, karamsarlığın en üst seviyede yaşandığı depresiflik hali, mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. 


     Bipolar Bozukluk (Manik- Depresif Durum)

  Bipolar bozukluğu olan kişiler, Mani dönemi ve depresif dönem olmak üzere iki farklı duygu durumunu içeren dönemlerden geçerler. 

Ani duygu değişimleri, bir anda gelen aşırı coşku, heyecan, mutluluk, hızlı düşünme ve konuşma gibi belirtileri olan Mani durumu ile birlikte, bu duygular yerini tam tersine yani depresif duygulara ve belirtilere bırakabilir. Ve asıl sorun da bu duyguların çok kısa sürede değişmesidir. Her iki duygu durumu da atak şeklinde gelir.

Bahsedilen belirtilere sahip Bipolar bozukluğu olan kişiler, bu ani duygu değişimleri ve tüm duygu durumlarının aşırı uç noktada yaşanması sebebiyle hayatını dengesiz yaşamaya başlamakta ve bu durumdan olumsuz etkilenerek çevresini de olumsuz etkilemektedir.

Depresyonda olduğu gibi Mani durumunda ve Bipolar bozuklukta da kesinlikle hekime başvurulmalı ve tedaviye başlanmalıdır.

Ne yazık ki duygu-durum bozuklukları tamamen kontrol altına alınması mümkün olmayan ve tekrarlaması olası olan rahatsızlıklardır.

Hekimin gerekli gördüğü takdirde ilaç kullanımı olmakla birlikte tedaviyi desteklemek amacıyla doğanın ve bitkilerin güç ve enerjisinden de yararlanmakta fayda olacaktır.


   DUYGU-DURUM BOZUKLUKLARINDA BACH ÇİÇEKLERİ TERAPİSİ 

  Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir. 

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.


14 Aralık 2018 Cuma

VÜCUDUNUZUN SESİNE HEALTH SCANNER İLE KULAK VERİN


Bütünsel tıbbın modern tıptan ayrıldığı en önemli nokta, modern tıp yanlış bir yaşam tarzının neden olduğu pek çok kronik hastalığı, hastalık belirtilerini ortadan kaldırarak tedavi etme iddiasındayken, bütünsel tıbbın bu belirtileri bir neden değil, temelde yatan asıl sorunu haber veren bir sonuç olduğu şeklindeki yaklaşımıdır.

Bütünsel tıpta tedavi değil, iyileşme esastır ve iyileşme de bedenin kendi rezervlerini kullanarak, belli yaşam tarzı değişiklikleri ve belirli uygulamalarla kendi kendine gerçekleştirdiği bir süreçtir.

Bütünsel tıp, insanın sadece fiziksel sağlığı üzerinde durmayıp, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutların da sağlığın bileşenleri olarak göz önünde bulundurmaktadır. Bütünsel sağlık tüm bu unsurların dengesinin kurulmasıyla sağlanabilmektedir.



Vücudumuzdaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleştiğinden yola çıkarak icat edilen Mora Terapi cihazları, iki eş elektriksel sinyalin birbirini seçmesi ve ilişkiye geçmesidir. Biorezonans metodunun başlangıcı olarak kabul edilen Mora Terapi cihazları geliştirilen teknolojisi ile pek çok farklı sağlık sorununun tedavisi için kullanılmaktadır.

Mora Terapi kendi markası altındaki cihazları ile birlikte Health Scanner ve Biofoton cihazlarını da Türk doktor ve hastalarıyla buluşturmaktadır. Bionic Health Scanneri en son kuantum tıbbı bilgilerine dayanarak aminoasitlerden ağır metallere ve minerallere kadar yüzlerce değeri saniyeler içinde ölçebilmektedir.

Bionic Health Scanner, ana cihaza bağlı bir el sensörünün avuç içinde 1 dakika tutulmasıyla kalp ritmi, böbrek fonksiyonu, karaciğer fonksiyonu, kemik hastalıkları, vücut toksinleri, beyin sinirleri, ağır metaller, aminoasitler, vitamin, mineral, eser, element, cilt, göz, prostat, jinekoloji ve göğüs gibi 40’a yakın alandaki sağlık analizi saniyeler içinde ölçebilmektedir. Hücre ve organların manyetik dalgalarını nano ve mikro- Gauss aralığında ölçerek yüzlerce değeri doğru bir şekilde gösteren Bionic Health Scanner mini bir check-up imkânı sunmaktadır. 40’a yakın spesifik sağlık analizini olması gereken normal değerler ile birlikte veren Bionic Health Scanner, kişiye değerlerini normal değerleri ile karşılaştırma imkânı sağlamaktadır.

Bionic Health Scanner’in özel yazılımı, kişinin değerlerinin normal değerlerinin üzerinde seyretmesi halinde hastalığın tanı ve tedavisi için yol gösterici konumundadır. Bionic Health Scanner geleneksel, tamamlayıcı ve bütünsel tıp tedavilerindeki her bir parametre için ipuçları vermektedir. Hücre ve organların manyetik dalgalarını nano ve mikro-Gauss aralığında ölçerek değerlendirme yapan Bionic Health Scanner ile bulunan tüm çözümsel sonuçlar hastanın sağlığı için birer ipucu değeri taşımaktadır. Ayrıca, bu cihazla yapılan düzenli ölçümler, hasta durumunun hızlı bir kontrolle takip edilmesini kolaylaştırmaktadır.