ağrı kesici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ağrı kesici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2019 Cuma

MENSTRUAL DÖNEM KABUSUNUZ OLMASIN


Kadınların üreme fizyolojisinde rahim ve yumurtalıklarda her ay kadını gebeliğe hazırlayan bir takım fonksiyonel değişiklikler gerçekleşmektedir. Menstruasyon kanamasının başlaması o ay için kadının üreme fonksiyonunun başarısız olduğunu yani döllenme ve gebelik olmadığı anlamına gelmektedir.

Kadınların ergenlikten itibaren periyotlar halinde rahimin iç tabakasından kanaması hali olan menstruasyon (ya da diğer adlarıyla adet, regl) hormonların etkisiyle düzenlenmektedir. Hormon bozukluklarında adet düzensizlikleri ve dayanılmaz sancılar gözlemlenebilmektedir.


Adet sancısının tıp dilindeki adı dismenoredir. Adet kanamasının neden olduğu bu ağrı karnın alt kısmında hissedilebilmekte ancak sırta ve uyluklara da yayılabilmektedir. Adet sancısı çok sık rastlanan bir durumdur. Bazı çalışmalarda genç kızların %75’inde ve yetişkin kadınların %20 ila 50'sinde adet dönemlerinde ağrı ve rahatsızlık olduğunu ortaya koyulmuştur. Kadınların yaklaşık %20’sinde, ağrı günlük aktivitelerin devam edebilmesini engelleyecek kadar şiddetli hale gelebilmektedir.


Ayrıca bazı kadınlarda adet ağrısına; bulantı, kusma, sinirlilik, kabızlık, sık idrara çıkma gibi şikayetler de eklenebilmektedir. Sancılı adet görme aslında normal adet görme mekanizmasının bir parçası olan rahim kasılmalarının kadın tarafından aşırı ağrı şeklinde hissedilmesidir. Adet kanamasının çok aşırı olmaması ve kan kaybının kısıtlanması için adet döneminde rahim bir miktar kasılmaktadır. Ancak bazı kadınlarda bu kasılmaların şiddeti oldukça fazladır. Kasılmaları sağlayan maddeler, rahimde bölgesel olarak salgılanan maddelerdir. Adet dönemi sırasında, vücut prostaglandin olarak bilinen bir başka kimyasal grubu daha salgılamaktadır. Bu kimyasallar rahim kaslarının daha çok kasılmasına neden olarak ağrıyı artırabilmektedir. Bu maddenin aşırı miktarda salgılanması ya da kadında bu maddelere karşı ağrı şeklinde bir aşırı duyarlılık cevabı oluşması aşırı derecede adet sancısı olarak hissedilebilmektedir.

Adet sancısı tedavisinde ise, bu maddelerin oluşumunu engelleyen ağrı kesiciler kullanılabilmektedir. Aynı zamanda sıcak su torbasını direk deri ile temas etmeyecek şekilde uygulamak, hafif egzersizler yapmak, ılık duş almak, bol su tüketmek adet döneminde sancıların azalmasını destekleyecek yöntemlerdendir.

Adet sancıları çok şiddetli ve genel iyilik halini etkilemeye başlamışsa, sıradan ağrı kesicilerle kontrol altına alınamıyorsa veya iş gücü kaybına neden oluyorsa mutlaka jinekolojik değerlendirme yapılması önerilmektedir.

Mora Terapi ile yapılan renk terapileri ile adet sancılarının şiddeti kontrol altına alınabilmektedir. Aynı zamanda yapılan hormon regülasyon terapileri ile anormal hormon seviyeleri normal sınırlara çekilebileceğinden sancılı menstrual dönem geçiren veya menapoz dönemindeki kadınlar içinidealdir. Mora hormon regülasyon terapileri ile uzun vadede regl ağrılarında azalma sağlanabilmekte ve menapozun olumsuz etkileri hafifletilebilmektedir. 



11 Kasım 2014 Salı

Mora Terapi ile Ağrılardan Nasıl Kurtulabilirsiniz?

Mora cihazlarıyla yapılan terapi yaklaşımına göre ağrılı bölge, sağlıklı durumundan farklı sinyaller veren bir alandır. Ağrılı bölgeden yayılan negatif sinyaller, Mora cihazlarıyla yapılan terapi yöntemiyle giderilir. Mora cihazları üzerinden vücuda sağlıklı sinyaller gönderilir, patolojik ya da uyumsuz sinyaller nötralize edilerek ağrı giderilir. Ağrı hissedilen bölgeden yayılan frekanslar normalden farklıdır ve bu frekansların temizlenmesi ile ağrı ortadan kaldırılabilir. Mora cihazlarıyla yapılan terapi ağrıya yol açan problemin iyileşmesini hızlandırır. Travmaya bağlı ağrılarda Mora cihazlarıyla yapılan terapi çok etkilidir ve çok daha hızlı sonuç alınabilir. Kronik ağrılarda ise ağrının geçirilmesi sistemin bir bütün olarak ele alınmasını ve sistemin üzerindeki olumsuzluğun giderilmesini gerektirir. Kronik ağrıların giderilmesinde, sorun çok iyi tanımlanmaya çalışılarak, belli bir süre farklı Mora cihazlarıyla yapılan terapi uygulamaları bir arada veya birbirinin peşi sıra uygulanır.


 Ağrıyı gidermeye yönelik olarak Mora cihazlarıyla yapılan terapi seansı öncesinde, kişinin ağrı bölgelerini, ağrı şeklini, ağrı geçmişini, ağrı yoğunluğu ve sıklığını tanımlaması istenir. Konu uzmanı Mora Terapisti veya doktoru, kişiden aldığı bilgilerin ışığında uygulanacak ağrı programına karar verir. Kişi, terapi uygulamasının yapılacağı özel odaya alınır. Mora cihazının elektrotları başta ağrı bölgeleri olmak üzere vücudun çeşitli noktalarına bağlanır ve belirlenen ağrı programları aktive edilir. Seans esnasında genellikle rahatlama hali görülür, mevcut şikâyetlerde azalma hissedilir. Nadiren de olsa ağrı bölgesinde hafif karıncalanma, kaşınma hissedilebilinir.Mora cihazlarıyla yapılan terapi seansında kişinin çok farklı ve yoğun bir şey duyumsaması durumu söz konusu değildir. Ağrıların giderilmesinde terapinin uygulama alanlarından biri olan Renk Terapileri yöntemi de uygulanır. Renk Terapisi vücuda her şekilde faydalı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış renklerin frekans bilgisinin bir amplifikatör yardımıyla 1.000.000 kez yükseltilerek vücuttaki sağlıklı frekans bilgisinin arttırılması prensibine dayanır. Renk Terapileri, Mora cihazlarıyla yapılan terapi seanslarına destek olarak kullanılabildiği gibi, tek başına da kullanılabilir. Ayrıca kimi Mora Merkezlerinde uygulanan S.Tuning Terapileri de ağrıdan kurtulma seanslarında çok başarılı sonuçlara daha kısa zamanlarda ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.

9 Eylül 2014 Salı

Doktora Danışmadan alınan Ağrı Kesiciler Ağrıyı Artırabilir


Ülkemizde yapılan çalışmalara göre en sık rastlanan ağrı yerleri; baş, bel (%13.2), bacaklar (%13.2) ve karın bölgesi (%11.2) olarak sıralanıyor. Türkiye’de başağrısı sıklığını saptayan epidemiyolojik çalışmaya göre ise migren yüzde 16, gerilim tipi başağrısı ise yüzde 35 oranında görülüyor. Özellikle baş ağrılarından mustarip olanların yaptığı en büyük yanlış ise sık ağrı kesici kullanımı. Doktora danışmadan ve sık aralıklarla alınan ağrı kesiciler, ağrıyı azaltmıyor aksine artırıyor.
Türk Nöroloji Derneği (TND) Yönetim Kurulu Üyesi ve Algoloji Çalışma Grubu Moderatörü Doç. Dr. Levent Ertuğrul İnan, küme tipi başağrılarının özellikle erkeklerde daha çok görüldüğünü belirtiyor. Dünya ile karşılaştırıldığında baş ağrılarının Avrupa ve Kuzey Amerika ile benzerlik gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Levent Ertuğrul İnan, Uzakdoğu’da baş ağrısının daha az görüldüğüne dikkat çekiyor.
Batı illerinde ağrı sıklığı daha fazla
Çocuklukta da baş ağrısının sık görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. İnan, bölgelere göre ağrı haritasını şöyle açıkladı:
“Türk Eczacılar Birliği ve Türk Algoloji Derneği’nin birlikte yaptığı çalışmada araştırmaya katılan kişilerin yüzde 63.5′i son üç ay içinde ağrıdan yalandıklarını belirtmişlerdir. Ağrı çekenlerin yüzde 73.2′sinde bu ağrı 6 aydan uzun süren ağrılar yani kronik ağrılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ağrısı olanların yarısı (yüzde 50.1) batı, yaklaşık beşte biri (yüzde 18) orta bölgede, yüzde 5.5′i kuzeyde ve yüzde 9.1′i güneyde yaşamaktadır.”
Doktora danışmadan ağrı kesici kullanmayın
Türkiye’de ağrı konusunda yapılan en önemli hatanın ağrı kesici kullanımında görüldüğünü vurguluyan Doç. Dr. Levent Ertuğrul İnan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk Eczacıları Birliği’nin verdiği rapora göre kişi başına düşen ağrı kesici miktarı yıllık iki kutudur. 1999 yılında yapılan çalışmada ağrısı olan kişilerin yüzde 73′ünün ağrı kesici kullandığı tespit edilmiştir.
Türkiye’de diğer ülkelerde olduğu gibi doktora danışmadan ağrı kesicilerin sık kullanımı yaygın görülmektedir. Örneğin baş ağrısında  ağrı kesicinin sık kullanımının; tersine baş ağrısını artırıp tedaviyi zorlaştırdığı bilinmektedir.”
http://www.sagliktayenilikler.com/yanlis-agri-kesici-kullanimi-agriyi-azaltmiyor/