depresyon tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
depresyon tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2022 Pazartesi

DUYGU DURUM BOZUKLUĞU NEDEN YAŞANIR ?


                    

                          DUYGULARIMIZ

 Hayatımızda bizi biz yapan, kişiliğimizi oluşturan, eylemlerimize yön veren ve yaşamımızın, varoluşumuzun temel ögesi olan duygular; hayatın akışı içinde, akışa uygun olarak veya olmayarak değişir ve gelişir.

 Temel olarak yaşadığımız korku, sevinç, üzüntü, öfke, güven, kaygı, şaşkınlık, iğrenme gibi duygular kişinin tamamen zihninde ve bilinçaltında var olurlar ve tetikleyici bir durum ile ortaya çıkarlar.

Duygular doğuştan gelmez ve kontrol edilemezler. Her duygu tecrübe edilerek öğrenilir.

  Duyguların kontrolü tamamen akıldadır diyemeyiz. Kişi zamanla duygularının farkına vararak onları kodlayıp isimlendirir. Bazen de hayatın bir anında tetikleyici durum ile beraber hissedeceği duyguyu bastırmaya ve önlemeye çalışabilir. Bu durumun olumlu bir getirisi olmamakla beraber o duygunun verdiği mesajdan yoksun kalınır ve duygudan faydalanma gerçekleşmez. Duygular bize başta ihtiyaçlarımız olmak üzere pek çok şeyi hatırlatır. Ve hayatın akışı içinde hareketlerimiz de duygulara bağlıdır. Örneğin beyin bir tehlikeyle karşılaşılacağını anladığında korku kendini hissettirir.

Hayatın sürdürülebilirliği açısından duygularımız temel gereksinimimizdir ve duygularımızla barışık olup, onlardan kurtulmak istemek yerine onlara kendi iyiliğimiz için yön vermek bizim elimizdedir.

Duyguları başkası tarafından bastırılmış ya da kendi iradesi ile duygularını yok saymak isteyen insanlar vardır. Ve bu insanların hayatını etkileyen, olumsuzluklar getiren, akıl sağlığı problemleri diyebileceğimiz duygu durum bozuklukları olabilmektedir.


                   DUYGU-DURUM BOZUKLUĞU NEDEN YAŞANIR?

 Duygu-durum bozuklukları yaşanmasının temel nedeni psikolojik problemler kabul edilse de geçmişte yaşanılan tramvatik olaylar, kişinin doğup büyüdüğü ortam ve bu ortamda yaşanan vakalar, kayıplar (ölüm/ iş kaybı/ maddi kayıplar), fiziksel rahatsızlıklar, ilaç kullanımı veya bağımlılığı, az da olsa genetik faktörler, yalnızlık gibi etkenler de kişinin duygu-durum bozuklukları yaşamasını etkileyen faktörlerdendir.

Durumun psikolojik boyutunun yanında biyolojik etkileri de görülmektedir.

 Kişinin psikolojisini olumsuz etkilediğini belirttiğimiz durumlardan herhangi birine ya da birkaçına maruz kalındığında; kişi kendini iyi hissetmek için sosyal veya duygusal, tutunacak bir sebep aramaya başlar. Aradığı desteği bulamayınca ve sebep-sonuç ilişkisi kuramayınca da kendini çaresiz ve umutsuz hissetmeye başlar. Bu hisler zamanla yerini duygu durum bozukluğu olarak tarif ettiğimiz;  büyük bir atak olarak genellikle bir defa görülen ya da belirli aralıklarla gelen rahatsızlıklara sebep olabilmekle beraber, temel olarak iki uç duyguyla yani duygu-durum bozukluğuyla karşılaşılır.

     Depresyon

  Depresyon yaygın görülen bir bozukluk olmakla beraber, kişinin hayatını pek çok yönden olumsuz etkileyebilecek, yaşamını idame ettirecek faaliyetleri yapmasını engelleyebilecek ve insan ilişkilerini bozacak ya da bitirebilecek bir duygu-durum bozukluğudur. 

Depresyonun yaygınlığının sebebi, hayatın doğal akışında herkesin başına gelebilecek, önlenemeyen olayların depresyona neden olabilmesidir. 

Her insan kayıplar, zorluklar, üzüntüler yaşayabilir; engellere, baskılara, zorbalıklara maruz kalabilmektedir. Bu tür yaşanmışlıkların birikmesiyle ve çözüm üretilmeyip olumsuzlukların hayatın her alanına götürülmesi ve ‘An’ın yaşanamamasıyla birlikte, birikmiş ve bastırılmış duygular bir gün açığa çıkar. Üzüntünün, karamsarlığın en üst seviyede yaşandığı depresiflik hali, mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. 


     Bipolar Bozukluk (Manik- Depresif Durum)

  Bipolar bozukluğu olan kişiler, Mani dönemi ve depresif dönem olmak üzere iki farklı duygu durumunu içeren dönemlerden geçerler. 

Ani duygu değişimleri, bir anda gelen aşırı coşku, heyecan, mutluluk, hızlı düşünme ve konuşma gibi belirtileri olan Mani durumu ile birlikte, bu duygular yerini tam tersine yani depresif duygulara ve belirtilere bırakabilir. Ve asıl sorun da bu duyguların çok kısa sürede değişmesidir. Her iki duygu durumu da atak şeklinde gelir.

Bahsedilen belirtilere sahip Bipolar bozukluğu olan kişiler, bu ani duygu değişimleri ve tüm duygu durumlarının aşırı uç noktada yaşanması sebebiyle hayatını dengesiz yaşamaya başlamakta ve bu durumdan olumsuz etkilenerek çevresini de olumsuz etkilemektedir.

Depresyonda olduğu gibi Mani durumunda ve Bipolar bozuklukta da kesinlikle hekime başvurulmalı ve tedaviye başlanmalıdır.

Ne yazık ki duygu-durum bozuklukları tamamen kontrol altına alınması mümkün olmayan ve tekrarlaması olası olan rahatsızlıklardır.

Hekimin gerekli gördüğü takdirde ilaç kullanımı olmakla birlikte tedaviyi desteklemek amacıyla doğanın ve bitkilerin güç ve enerjisinden de yararlanmakta fayda olacaktır.


   DUYGU-DURUM BOZUKLUKLARINDA BACH ÇİÇEKLERİ TERAPİSİ 

  Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir. 

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.


27 Ekim 2018 Cumartesi

ÇOCUKLARDA MORA TERAPİNİN KULLANIMI


Mora terapi; temelde akupunktur, homeopati gibi köklü tıp bilgilerinin günümüz tıp bilgileri ve teknolojideki gelişmelerle harmanlanması ile geliştirilmiştir ve bilinen hiçbir yan etkisi olmayan bütünsel tıp metodudur.

Hastalık belirtileri aslında, hastalıkla mücadele sırasında vücutta meydana gelen değişimlerdir. Eğer grip olduysanız; klasik tıp öksürüğü kesmeye, ateşi düşürmeye yönelir. Bütünsel tıp ise, belirtilere sonuç değil neden olarak yaklaşır ve sağlık sorununun nedenini ortadan kaldırmaya yönelir. Bütünsel tıp yöntemlerinden biri olan Mora Terapi de, sağlık sorunu yaşayan kişilerde genç, yaşlı, çocuk farkı gözetmeden depresyondan alerjiye kadar geniş bir yelpazede çalışmaktadır.


Mora Terapinin Allerjik Çocuklarda Kullanımı


Alerjik çocukların her türlü solunum yolu enfeksiyonlarına karşı, alerjisi olmayan çocuklara göre daha hassas olduğunu bilinmektedir. Aynı zamanda ileriki dönemlerde kronik hastalıklara ve kalp hastalıklarının da görülme olasılığı daha fazladır.

Alerjik çocukların daha kolay gribe yakalanabildiği, gribin mevcut alerjileri tetiklediği, hastanın hem grip hem de alerji ile mücadele etmesinin savunma sistemini zayıflattığı bilinmektedir. Savunma sistemi zayıflamış ve alerjisi de tetiklenmiş çocuğun hastalığının daha ağır iyileştiğine ve daha fazla ilaç kullanımına sebep olabileceğini de savunan araştırmalar mevcuttur.

Mora terapi yöntemi ile yapılan alerji testi ve terapi yönteminin, özellikle başka kronik hastalıkları olmayan çocuklar ve genç yetişkinlerde tek başına iyi işlediği, Mora Terapi doktorlarından, Dr. Eckart Herrmann tarafından belirtilmektedir. Mora Terapi ile yapılan alerji tedavileri üzerine yapılan çalışmalarda, özellikle çocuk veya genç, astımlı ya da alerjik hastalarda, 5-7 seanslık standart alerji tedavisi %75- 80’in üzerinde olumlu sonuçlar verdiği sonucuna varılabilmektedir. Mora Terapi yöntemi ile yapılan alerji tedavi sonrasında, hastanın semptomları ya tamamen ortadan kalkmakta ya da antialerjikantiastmatik ilaç gereksinimi belirgin oranda azaldığı gözlemlenmektedir. 

Mora Terapinin Kilolu Ve Obez Çocuklarda Kullanımı


Fazla kilo ve obezite yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de giderek büyüyen bir sorundur. Bu sorunun kökeninde genetik yatkınlık olabilmektedir ancak ana nedenler; hormonal dengesizlik, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, düşük fiziksel etkinlik düzeyidir. Özellikle kentsel kesimdeki her dört çocuktan birinin fazla kilolu ve gelecekte sağlık sorunları yaşama riski altında olduğu unutulmamalıdır. Oluşabilecek sorunları önceden tespit etmek ve önleyici tedbirler almak için çocukluk yıllarında kilo artış hızına özen göstermek gerekmektedir. Bu yaşlarda alınan kilolar çocukların sadece metabolizmalarını değil psikolojilerini de etkilemektedir.

ABD Yale Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma özellikle 14-18 yaşları arasında ergenlik dönemindeki kilolu gençler arkadaşları, öğretmenleri, hatta aileleri tarafından ayrımcılığa uğradıklarını ya da kışkırtıldıklarını göstermektedir. Zaman içinde çevresinin kendisi hakkında iyi düşünmediği, başarısız, tembel ve beceriksiz biri olarak görüldüğünü düşünen çocuklar yalnız kalmayı ya da sınırlı arkadaşlıkları tercih etmektedirler. Bu çocuklarda okul başarısının da düştüğü gözlemlenmektedir. Fazla kilolu ya da şişman çocuk olmak, yeni yetişen bu bireylerin özgüven eksikliğine, mutluluklarını yitirmelerine neden olabilmektedir.

Gelişme çağındaki çocuk ve ergenlerde kilo almaların önemli sebeplerden biri de gelişim sonucu hormon dengesizliğidir. Bu dengesizlik çocukta ve ergende hem kilo alma gibi fizyolojik hem de öfke ve anksiyete gibi birçok psikolojik sorunlar da ortaya çıkabilmektedir. Mora terapi gelişim çağındaki çocukların hormonal ve fiziksel dengesizliklerini düzelterek hiçbir ilaç kullanımına gitmeden tedavi edebilmektedir. Özellikle çocuk ve ergenlerin kilo problemlerinin çözümünde yan etkisiz olması, etkinliği ve hızlı sonuç vermesiyle Mora Terapi doktorlar tarafından da tavsiye edilmektedir.

Mora Bach Çiçekleri ve Mora Color’ ın Çocuklarda Kullanımı


Mora Terapi cihazları homeopatik ilaç frekanslarını kullanabilen cihazlardır. Bach çiçekleri terapisi ve renk terapileri de bu şekilde uygulanan terapilerin başında gelmektedir. Çocukluk, ergenlik, yaşlılık dönemi de olmak üzere her yaş grubunda kullanılabilmektedir.

Ünlü tıp doktoru İngiliz Dr. Edward Bach’in çiçeklerin iyileştirici özellikleri üzerine yaptığı çalışmalar sonucu geliştirilen Bach Çiçekleri Terapisi’nin çocukların duygu durumlarının düzeltilmesinde oldukça etkilidir. Elektronik frekans bilgisinin kullanılmasıyla doğal ve yan etkisiz olarak gerçekleşen terapi sonrası çocuklardaki korkuların ortadan kalktığı gözlemlenmektedir. Çocuğun enerji alanındaki korkuya, sinirliliğe ya da agresif olmaya yol açan duygu tıkanıklıklarını açan Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi, söz konusu durumlara yol açan frekansları temizleyebilmektedir. Bach Çiçekleri terapilerinde olduğu gibi renk terapileri de çocuklarda, enerji durumunun dengelenmesini sağlayarak kayda değer sakin ve mutlu bir hal sağlamaktadır. 



25 Haziran 2014 Çarşamba

Yaz Depresyonuna Dikkat Edin!


 Genel olarak kış depresyonu olarak tanımlanan mevsimsel duygulanım bozukluğu, yaz depresyonu olarak da görülebilir. Yaz depresyonu, kış depresyonuyla karşılaştırıldığında ender görülen ve farklı belirtilerle ortaya çıkan bir duygulanım bozukluğu.

Kış depresyonunun nedenleri yaz depresyonuna oranla daha net açıklanabiliyor.
Yaz depresyonununda da kış depresyonu gibi günlük duygulanım durumunun değişimi, genetik veya stresle bağlantılı faktörlerin etken olabileceğini söyleyen Memorial Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Ayşe Elif Orhon, yaz depresyonu tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

20 yaş altındaki bireylerde mevsimsel dMemorial Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Ayşe Elif Orhon, yaz depresyonu tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. uygulanım bozuklukları görülmemektedir, yaşla birlikte mevsimsel duygulanım bozukluklarında artış görülebilir. Bunun yanı sıra kadınlarda erkeklere oranla mevsimsel duygulanım bozuklukları 4 kat daha fazla görülmektedir.

Yaz depresyonunun belirtileri kış depresyonununkinden farklıdır. İlkbahar sonları ve yaz başlarında başlayabilir. Belirtileri şöyle sıralamak mümkündür:

Depresyon, ümitsizlik hali, ilgi ve istek kaybı, anksiyete (endişe, kaygı), uykusuzluk, aşırı hassasiyet, çabuk kızmak, sinirlilik, heyecan, huzursuzluk, sözel ve motor etkinliklerde artış, iştah kaybı, seksüel dürtülerde azalma, intihara yönelik duygu ve düşünceler.

Görülme sıklığı sadece yüzde 1 olan yaz depresyonunun nedenleri kesin olarak bilinmese de mevsimsel duygulanım bozukluğunda güneş ışığının önemli rol oynadığı söylenmektedir. Yaz depresyonunun kış depresyonu gibi nedenleri bilinmemektedir.

Fizyolojik, kimyasal ve genetik dışında bireysel faktörlerin ve kişinin bireysel geçmişinin etkisi de önemlidir. Geçmişte yaşanılan travmatik bir olayın neden olduğu depresyon, her yıl aynı dönemlerde tekrar hatırlanarak da mevsimsel depresyona yol açabilir.

Tanı konulması için depresyon halinin yılın aynı döneminde birden fazla tekrarlanması gerekmektedir. Stresten mümkün olduğu kadar uzak durulması da bu dönemin daha rahat atlatılmasına yardımcı olacaktır. Yukarıdaki belirtiler yaşanıyorsa en kısa zamanda konuyla ilgili bir uzmana danışılması gerekmektedir.
http://www.ntvmsnbc.com/id/24977768/