bütüncültıp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bütüncültıp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2024 Pazartesi

Manyetik Alan Terapisinin Uygulama Alanları Nelerdir?



Manyetik alan terapisi, modern tıbbın sunduğu en etkili doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Özellikle elektromanyetik dalgaların vücut üzerindeki iyileştirici etkileri uzun yıllardır araştırılmakta ve kullanılmaktadır. Mora Terapi’nin de temelini oluşturan biorezonans teknolojisi, manyetik alan terapisiyle birleşerek vücudun enerji sistemini dengelemeye ve doğal iyileşme süreçlerini hızlandırmaya yardımcı olur. Bu yazıda, manyetik alan terapisinin kullanım alanlarını ve Mora Terapi ile nasıl bütüncül bir sağlık yaklaşımı sağladığını inceleyeceğiz.

1. Ağrı Yönetimi ve Kronik Ağrılar

Manyetik alan terapisi, kas ve eklem ağrılarında oldukça etkilidir. Özellikle bel, boyun, diz ağrıları gibi kronik ağrıları hafifletmek için kullanılır. Mora Terapi ile bu süreç desteklenerek, biorezonans teknolojisi yardımıyla vücudun enerji frekansları düzenlenir. Ağrının kaynağındaki enerji blokajları kaldırılarak, hızlı ve kalıcı bir iyileşme sağlanabilir.

Örnek: Kronik bel ağrısından mustarip bir kişi, manyetik alan terapisi ile ağrıyı hafifletebilirken, Mora Terapi ile bu ağrının altında yatan enerji dengesizliklerini çözerek uzun vadeli rahatlama elde edebilir.

2. Stres ve Anksiyete Yönetimi

Manyetik alan terapisi, vücutta enerji akışını dengeleyerek stres ve anksiyetenin azalmasına yardımcı olur. Mora Terapi, bu süreci destekleyerek zihinsel ve duygusal dengeyi yeniden sağlar. Biorezonans cihazları, vücuttaki elektromanyetik frekansları düzenleyerek stres seviyelerini düşürür ve kişinin daha sakin hissetmesini sağlar.

Örnek: Yoğun stres altında çalışan bir birey, manyetik alan terapisi ile rahatlayabilir, Mora Terapi ile de stresin neden olduğu enerjik dengesizlikleri giderip daha huzurlu bir yaşam sürebilir.

3. Uyku Düzeni ve İnsomnia

Manyetik alan terapisi, uyku sorunlarını hafifletmek için kullanılabilir. Elektromanyetik dalgalar, vücudun doğal biyolojik saatini düzenleyerek daha kaliteli bir uyku sağlar. Mora Terapi, vücudun enerji dengesini yeniden kurarak uykusuzluk problemlerine uzun süreli çözüm sunabilir.

Örnek: Uykuya dalmakta zorluk çeken bir birey, manyetik alan terapisi ile rahatlayarak uykuya geçişini hızlandırabilir. Mora Terapi ile ise uzun vadeli uyku kalitesini artırarak kronik uykusuzluğu çözebilir.

4. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme

Manyetik alan terapisi, hücre yenilenmesini hızlandırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Mora Terapi ile birlikte kullanıldığında, vücuttaki toksinler biorezonans teknolojisiyle temizlenir, bağışıklık sistemi daha etkili çalışmaya başlar. Vücut kendi iyileşme gücünü harekete geçirir.

Örnek: Sık sık hastalanan bir kişi, manyetik alan terapisi ve Mora Terapi kombinasyonu ile bağışıklık sistemini destekleyerek hastalık sıklığını azaltabilir.

5. Detoksifikasyon ve Toksinlerden Arınma

Biorezonans teknolojisi, vücuttaki zararlı maddelerin frekanslarını tespit ederek bu maddeleri nötralize eder. Manyetik alan terapisi ile kombine edildiğinde, vücuttaki toksinlerden arınma süreci hızlanır. Mora Terapi, özellikle zararlı gıda ve kimyasallara karşı isteksizliği artırarak vücut için doğal bir detoks sağlar.

Örnek: Kimyasal maddelere veya kötü alışkanlıklara maruz kalan birey, Mora Terapi ve manyetik alan terapisi sayesinde bu maddelerin etkilerini ortadan kaldırabilir, temiz ve dengeli bir bedene kavuşabilir.

6. Romatizmal Hastalıklar ve Eklem Sağlığı

Romatizma ve eklem rahatsızlıkları, manyetik alan terapisi ile tedavi edilebilen diğer önemli alanlardır. Mora Terapi’nin biorezonans teknolojisi, romatizmal hastalıkların temelinde yatan enerji dengesizliklerini giderir. Vücudun frekansları düzenlenerek eklem iltihapları ve ağrıları hafifletilir.

Örnek: Romatoid artrit hastası bir birey, manyetik alan terapisiyle ağrılarını hafifletebilirken, Mora Terapi ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve hareket kabiliyetini artırabilir.

Sonuç

Manyetik alan terapisi ve Mora Terapi gibi bütüncül yöntemler, vücut üzerindeki etkili tedavi süreçlerini daha güçlü hale getirir. Mora Nova, Mora Beauty Wellness, PEMF Terapi Cihazları gibi gelişmiş cihazlar, biorezonans ve manyetik alan terapilerinin birlikte kullanılmasına olanak tanıyarak vücudun doğal iyileşme süreçlerini hızlandırır.

Sağlıklı bir beden için Mora Terapi ile tanışarak vücudunuzun enerji dengelerini yeniden kazanın!

18 Şubat 2022 Cuma

YEŞİL ÇAYIN BİLİNMEYEN FAYDALARI...




      Yeşil çay; çay bitkisinin tepe tomurcuğundan ve oradaki yapraklardan üretilir. Yeşil çay ve siyah çay aynı bitkiden üretilir. Yeşil çayın siyah çaydan farkı ise daha az işlem görmesidir. İkisinin arasındaki temel fark şudur: Siyah çay kurutulurken oksijenle tepkimeye girer, yeşil çay ise okside olmamış bir çay türüdür. Yeşil çay ve siyah çayın üretim şeklinden kaynaklanan farklılık, içerik ve besin değeri olarak da ortaya çıkar. 

Yeşil çayın içerdiği kafein miktarı siyah çaydaki kadar fazla değildir. Böylelikle çarpıntı, gerginlik gibi rahatsızlıklara sebep olmaz. Aşırıya kaçmayacak miktarda kafein de hafızaya iyi gelmektedir.


İnsan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri kanıtlanmış ve uzmanlarca önerilen yeşil çayın faydalarını inceleyelim:

Yeşil çay antioksidan zenginidir. Antioksidan; hastalıklarla savaşmak için oldukça önemlidir ve son zamanlarda oldukça popülerdir.


Yeşil çayın içerisinde polifenol bulunur. Polifenoller bitkilerde bulunur ve bitkilerin renk değişikliğinden sorumludur. Antioksidan zenginliği olan polifenoller yaşlanmaya, kansere sebep olan moleküllerle savaşır. Bilimsel araştırmalar yeşil çay içmenin kadınlarda meme kanseri, erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığını ortaya koymuştur.


Yeterli miktarda tüketilen yeşil çay; beyinde hareketlerin kontrolünden sorumlu olan dopamin üreten hücrelerinin bozulması sonucu ortaya çıkan Parkinson hastalığı ile savaşır.


Nöroprotektif etkisi olan yeşil çay düzenli tüketildiğinde Alzheimer riskini azaltmaya yardımcı olur.


İçeriğindeki kateşinler sayesinde görme kaybı ve bozuklukları ile de savaşan yeşil çay, yine düzenli tüketim ile göz hastalıklarını önlemeye yarar. Ayrıca bu kateşinler ağız sağlığına da faydalıdır.


Yeşil çayın iyi ve kötü kolesterol oranını da dengelediği bilinmektedir.


Yapılan araştırmalar sonucu yeşil çayın, insülin direncini azalttığı ve kan şekerini düzenlediği bilinmektedir. Yeşil çayın diyabetten koruduğu da bilinmektedir.


Yeşil çay; kronik hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları önlemeye yardımcı olur.


Sağlıklı ve güzel bir cildin sırlarından biri de yeşil çaydır. Bu özelliği de antioksidan içeriğinden gelmektedir.


Kilo vermek için diyet yapan kişilerin listesinde de yeri olan yeşil çayın yağ yaktırıcı etkisinin olduğu da bilinir.


           YEŞİL ÇAY NASIL VE NE KADAR TÜKETİLMELİDİR ? 


 Yeşil çayın pek çok faydasının olduğundan bahsetmiş olduk. Bu olumlu yönlerden yararlanabilmek için yapılması ve dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. 

Yeşil çay poşet şeklinde ve toz halinde satılmaktadır. Poşet şeklinde olanı üzerindeki talimatlara uygun olarak kolayca hazırlayabilmek mümkündür. Piyasada toz halinde bulunan yeşil çayların hazırlanması da oldukça pratiktir. Demleme, suyun sıcaklığı, musluk suyu olmaması önemli adımlardır. Bu adımlara dikkat etmek hem daha lezzetli bir çay içmeyi sağlar, hem de çayın olumlu etkilerinden üst düzeyde yararlanmayı sağlar.  

Günde ortalama 2-3 bardak yeşil çay tüketilebilmektedir. Bu sayı genel bir açıklama olsa da kişinin bünyesine göre değişiklik gösterebilir. Rahatsızlık vermediği derecede düzenli olarak tüketilirse olumlu yönlerinden faydalanılabilir. 


13 Aralık 2021 Pazartesi

Bütünsel Sağlık ile Dengeli Yaşam Nasıl Sağlanır?


Bütünsel Sağlık Nedir ?

Bütünsel sağlık; insanın var oluşunun 3 ana unsuru olan fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığın bir bütün olarak uyum içinde işlediği ve sürdürüldüğü yaşam şeklidir diyebiliriz. Bu üç temel unsur birbirine bir zincirin halkaları gibi bağlıdır. Dolayısıyla dengeli bir yaşam için hiçbirinde sorun olmaması gerekmektedir. 

Aslında insanın bedeni, zihni ve ruhu bir bütündür. Ve bu üçünden herhangi birinde bir problem olduğunda kendimize tam anlamıyla sağlıklı dememiz doğru değildir. Birinde meydana gelen bir bozulma veya problem farkında olamasak da diğerini de etkiler. Ve bütünsel sağlık da tamamlanmamış olur.

Dengeli yaşamanın temel kuralı da bütünsel sağlıktır. 


Peki Bütünsel Sağlık İçin Neler Yapılabilir?




BESLENME 

Hepimizin bildiği gibi sağlıklı bir yaşam için her şeyden önce beslenme gelir. Sağlıklı beslenme sporla da desteklenirse iyi bir fiziksel görünüş, sağlıklı bir zihin ve de yine bazı şeylerle desteklendiğinde sağlıklı bir ruhu beraberinde getirir. 

Sağlıklı beslenmeden kastedilen ise ağırlıklı olarak sebze, meyve ve baklagiller tüketmektir. Ve tabi bol su içmek çok önemlidir. Günümüzde temiz beslenme zor da olsa bizim için oldukça gerekli. Paketlenmiş, işlenmiş, konserve vb. gıdalar sağlığımızı olumsuz etkiler.

Yeni bir beslenme modeline geçmek istiyorsanız Akdeniz beslenme şeklini uygulayabilirsiniz. Bu beslenme şekli sebze-meyve tüketiminin yoğun, işlenmiş gıdalar ve süt ürünlerinin az olduğu ve uzmanlarca önerilen bir beslenme şeklidir. Sağlıklı beslenerek bütünsel sağlığı sağlayabilir, dolayısıyla dengeli yaşama adım atmış oluruz.






 SPOR

Sağlıklı ve dengeli bir yaşam için çok önemli diğer bir şey de spordur. Fiziksel olarak iyi hissetmek için bedenimizin esnemeye, güçlenmeye ve rahatlamaya ihtiyacı vardır. Günümüzde oldukça fazla insan gününü masa başında sürekli oturarak veya aynı pozisyonda kalarak geçiriyor. Bu durum beraberinde çeşitli kemik ağrılarını ve başka sağlık problemlerini getiriyor. Ve çoğunlukla spor yapmaya vakit bulunamıyor veya spora başlamak için harekete geçmekte zorlanılıyor. Fakat başlanıldığı ve devamlılık sağlandığı takdirde, bedensel güçlenmenin, artan özgüvenin ve ruhsal iyileşmenin farkına varılması kaçınılmazdır. Böylece bütünsel sağlığın içinde olması gereken fiziksel sağlık korunmuş olur.







RUHUMUZ İÇİN MEDİTASYON

Meditasyon; ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlamaya yarayan, kısa süreliğine de olsa zihinsel, ve ruhsal bir yolculuk yapmamızı sağlayan aynı zamanda kendimizi daha iyi hissetmemizi, daha özgüvenli ve kendimizle barışık olmamızı sağlayan bir aktivitedir.

Meditasyon içinde nefes egzersizlerini, doğru nefes alıp vermeyi de barındırır.

Meditasyon ruhsal huzurun dışında zihinsel ve bedensel bir rahatlama da sunar. Böylelikle bütünsel sağlığın bir kısmı tamamlanmış olmaktadır.

Bütün bunlar yapıldığı takdirde bütünsel sağlık sağlanmış olur. Ve bu durum doğrudan dengeli bir yaşam sürme ile de ilgilidir. Dengeli yaşam ise farkında olmasak da hepimizin ihtiyacıdır. Vücudumuz fiziki, ruhî ve zihnî olarak bir bütün içinde sağlıklıysa biz de gerçekten sağlıklıyızdır. Organlarımız zihnimizin yönetimi dahilinde sağlıklı bir şekilde işliyorsa, ruhumuzu besleyebiliyor aynı zamanda eğitebiliyorsak, fiziki olarak da güçlüysek bütünsel sağlık ile dengeli bir yaşam sürüyoruz diyebiliriz.

Bütünsel sağlık dengeli yaşam sunduğu için, sağlıklı yaş almak da mümkün olmaktadır. Yani kişinin önce bireysel yaşantısı sağlıklı olur ve sonra sosyal hayatında da sağlıklı bir birey olur.

Bütünsel sağlık için fonksiyonel tıp bütünsel sağlık hekimliğinden danışmanlık almak mümkündür. Bütünsel tıpta hekimler Mora Nova cihazını kullanmaktadır.






Daha sağlıklı bir zihin ve ruh için Mora Bach Çiçekleri Terapisi 

Mora Bach çiçekleri Terapisi, İngiliz Tıp doktoru Edward Bach tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu tedavinin başlıca ortaya çıkış nedeni Edward Bach’ın araştırmaları üzerine, Bach çiçekleri terapisinin insanların ruh sağlığı üzerinde olumlu etki bırakmasıdır. Bach Çiçekleri Terapisi; kişinin ruhsal dengesini korumasını sağlar ve bazı hastalıklardan kurtulmaya da yardımcı olur. Bu terapi tüm dünyada uygulanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü; sağlığı bir bütün olarak ele alır. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tamamen bu mantıkla ilerleyerek, kişinin zihnindeki tüm olumsuz duygu düşüncelerden kurtulmasına yardımcı olur. Bu duygular örneğin; mutsuzluk, ilgi eksikliği, çaresizlik, öfke, nefret vb.dir. 

Zihnin ve ruhun sağlıklı olmadığı bir durumda bütünsel sağlık düşünülemez. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de tam bu noktada daha sağlıklı, mutlu ve dingin bir zihin ve ruh için çalışır. Ayrıca Mora Terapi seanslarında kişiden olumsuz düşüncelerin uzaklaştırılmasının yanı sıra sağlıklı beslenmeye de yöneltme yapılır. Bu sayede kişi ruhen ve bedenen sağlığına kavuşur ve bütünsel olarak bir denge sağlanmış olur.

16 Nisan 2020 Perşembe

NAZİK, ŞEFKATLİ ve HOŞGÖRÜLÜ OLMAK NEDEN ÖNEMLİ?


Nezaket aslında bir sevgi göstergesidir. Şefkatli olmak da sevgi dolu olmakla, sevecenlikle eşdeğerdir. Hoşgörü, başkalarının düşünce ve kanılarını özgürce dile getirmelerinden rahatsız olmama durumudur.

Nezaket’in kelime anlamı: Başkalarına karşı incelikli, saygılı, dikkatli, özenli davranmaktır.
Şefkat ise kökeninde merhamet, sevgi ve yardım duyguları barındırır ve koruyarak sevme, sevecenlik anlamına gelir.

Özellikle böylesine sıra dışı, tarihsel, zor bir sürecin içerisinden geçtiğimiz Koronavirüs günlerinde nezaket, şefkat ve hoşgörü gibi benzer değerlerin önemi artıyor.  

İşte size konuyla ilgili kimi düşünceler;

Aslında hem nezaket, hem şefkat hem de hoşgörü tüm bunları kendimize verebildiğimiz zaman başkalarına verebileceğimiz hediyelerdir.

Kendinizle ilgilendiğiniz, kendinize zaman ayırdığınız zamanlar başkalarına da aynı şekilde iyi davrandığınızı, daha olumlu bir tutum içinde olduğunuzu hiç fark etmiş miydiniz?
Oysaki yemek yiyecek, doğru düzgün uyuyacak kadar bile zamanınızın olmadığı, sürekli var olan işlerin koşuşturmasında, yapılacak işlerin arasında sıkışıp kaldığınız zamanlara bir bakın. Farkına varmadan da olsa, çabuk sinirlendiğinizi, daha az hoşgörülü ve daha kolay strese girer  ve çevrenizdekilere karşı da daha duyarsız ve aldırmaz olduğunuzu göreceksiniz. Çünkü aynı şekilde kendinize karşı da duyarsız ve aldırmazsınızdır aslında, o zamanlar.

Yanlış yaptığınızda kendinize karşı nazik olun, bu herkesin başına gelir. Kendimize güvenmek demek aynı zamanda, başkalarına kendimiz hakkında hissettiğimiz öfke, hayal kırıklığı veya hoşgörüsüzlüğü yansıtmamak ve aslında kendimize duyuyor olduğumuz kızgınlığı başkalarına yüklememek demektir. Bu üzen ve yoran duyguları kendimiz dışındakilere yönlendirmek en başta rahatlatıcı gibi görünse de uzun vadede kendimize olan güveni sürekli zedeleyen bir sürecin içerisine alır bizi. Buradaki anahtar nokta kendimize karşı şefkat, hoşgörü ve nezaket göstermektir. Bunu yapabildiğimiz zaman kolaylıkla sorunun içerisinden çıkıp, çözüm için gerekli sorumluluğu da alabiliriz.



Liderlik ederken şefkatli olmak, takip ederken de nazik olmak önemlidir
Herkesin hayatı zorluklarla dolu. Bir konuda problem çıkaran bir kişinin sizin bilmediğiniz çok farklı bir sorun yüzünden o davranışı yapmış olduğunu öğrenseydiniz ona karşı eleştirilerinizde yine de o kadar acımasız olur muydunuz? Yoksa tam tersi o kişiyi anlayışla karşılar ve o sorunu için kendisine yardımcı mı olmayı isterdiniz?

Ancak şefkatli olabildiğimiz zamanlar paylaşılan insanlık durumlarını kabul edebiliyor, anlayışla karşılayabiliyoruz. Şefkat bizi nazik olmaya iter. Hatta bazen yanlışları insanların suratına direkt söylemek yerine susmayı tercih ederiz. Ve karşımızdaki kişiye, her şeyin yolunda olup olmadığına dair sorular sormak ve destek olabileceğimiz bir şey var mı öğrenmek için özel zamanlar yaratırız. Nezaket işte bu zamanlarda öne çıkar. Küçük nazik bir kahve ikramı veya yapacağımız küçük de olsa bir güzellik karşımızdaki ile bağımızı mutlaka kuvvetlendirecek, birbirimize karşı anlayışımızı geliştirecektir.

Başkalarına hizmet ettiğimiz, başkalarına nazik davrandığımız zamanlar bizi daha mutlu hissettiren zamanlardır.
Son yıllarda yapılan araştırmaların birinde katılımcılar, rastgele seçilerek 2 gruba ayrılmışlar. İlk gruptan 7 gün boyunca tanıdıkları yakınlarına veya hiç tanımadıkları kişilere karşı özellikle her zaman nazik olmaları istenmiş ve bu 7 gün boyunca nezaketten hiç taviz vermemeleri istenmiş. İkinci gruptan ise, 7 gün boyunca özellikle nezaket içeren her davranışa dikkat etmeleri ( kendilerinde veya çevrelerinde) ve bu davranışları gözlemlemeleri istenmiş.  

Ve çalışmaya katılan her iki gruptan kişilerin, çalışmanın gerçekleştiği bu 7 günün öncesinde ve sonrasındaki mutluluk hislerini derecelendirmeleri istenmiş. Sonuçta, araştırma, sadece aktif bir şekilde nazik davranan grupta değil, kendilerinde veya çevrelerindeki nezaket davranışlarını gözlemleyen gruptaki kişilerde de hatırı sayılır oranda mutluluk hislerinde artış olduğu sonucuna varmış.
Bu deneyi kendiniz için yapabilirsiniz. Kendinize 7 gün boyunca nazik olma ve çevrenizdeki nezaketi gözlemleme görevi verin ve sonra mutluluk hissinize bir bakın ne oluyor.

Seçiminiz her zaman nazik olmaktan yana olsun.
Kontrolü tam olarak sağlayabildiğimiz yegane kişi kendimiziz. Her zaman. Başka kimse konusunda böyle bir kontrol gücümüz yok. Çocuklarımız veya en yakınlarımız dahil. O zaman lütfen şunu bir düşünün; “Benim en iyi halim” demek ne demek? En iyi halimizi yaşamayı seçtiğimizde otomatik olarak daha nazik, düşünceli, başkalarına karşı daha hoş görülü ve şefkatli olduğunuzu göreceksiniz. Çok klişe ama bir o kadar da doğru, değişim kendimizle başlar.

Hizmet etmeyi, yardımı ve vermeyi, karşılığında bir şey almak için yapmayın
En saf haliyle nezakette bir izleyici veya bir beklenti yoktur. Nezaketi yaptığımız kişiyi kontrol altına almak veya karşılığında bize borçlu bırakmak gibi bir düşünce art niyet de yoktur.  Ve aslında nazik olduğumuzda, karşılığında hiçbir şey almasak dahi ödüller çok daha fazla doyurucudur. Yukarıdaki araştırma örneğindeki sonuçlar gibi. Kendimizle ilgili mutluluk hissindeki artış mesela. Üstelik karşımızdaki kişilerin de hayata, dünyaya bakışını olumlu yönde etkileyebilir, daha güvende hissetmelerini, daha barışçıl yaşamalarını sağlayabilir bu beklentisiz nezaket davranışları.

Nazik olma davranışımızı sürekli uygulama ile ancak geliştirebiliriz.
Antik Yunan’dan hikaye anlatıcısı Ezop’un “ Ne kadar küçük olursa olsun, hiç boşa giden bir nezaket eylemi yoktur” sözü durumu ne güzel açıklıyor. Rastgele yapılan kibarlıklar konusunda kendinizi iyi hissetmiyorsanız, bir de şunu deneyin; seçtiğiniz bir kişiye, küçük de olsa her gün bir kibarlık, iyilik yapın. Sonrada birkaç gün geçtikten sonra bunun sizin üzerinizdeki etkisine dikkat edin. İyilik ve nezaket konusunda daha fazla fırsatlar mı çıkıyor önünüze veya onları daha mı çok fark etmeye başladınız? Kendinizi daha hafif, daha nazik, daha hoşgörülü, daha şefkatli ve daha iyi hissetmeye başladınız mı?

Nezaket daha fazla nezaketi yaratır
Nasıl bir zorbalar grubu veya zorba bir patron veya lider genel olarak zorba davranışların artmasına ve çoğalmasına, zorba davranış kültürünün büyümesine neden oluyorsa, tam tersi de doğrudur. Kibar, nazik bir grup veya nezaketi ilke edinmiş bir lider, patron da genel olarak nezaketin yayılmasına ve nezaket kültürünün oturmasına neden olabilir. Sonuçta her birimizin içinde yaşadığımız kültürden etkileniyor olduğumuz bir gerçek. Birbirimize bakarak öğreniyor ve var olanı geliştiriyoruz. Neden cömert bir biçimde nezaketin, hoşgörünün ve sevecenliğin artmasına katkımız olmasın?

Nezaket her zaman kalıcı izler bırakır
Bir düşünün; Sizin yıllar sonra bile hatırladığınız, illa tanıdık bir kişi ile ilgili değil ama sizi iyi hissettiren anılarınız neler? İçlerinde kesinlikle birilerinin içten yardımı, desteği, güzel bir sözü veya sizi yüreklendiren, iyi hissettiren bir davranışı vardır.
E o zaman? Neden biz de aynılarını çevremizdekilere yapmayalım? Neden bunun bir kültür olarak yayılmasına katkı sağlamayalım? Siz de birinin sizi dudaklarında gülümsemeyle hatırlamasını istemez misiniz?

Kendimize, çevremize daha nazik, hoşgörülü, şefkatli ve sevecen davrandığımız sağlıklı günler dileklerimizle.

Not: MEd Melissa Brodrick, Nisan 2019 Harward Health’deki “The Heart and Science of Kindness” makalesinden esinlenilmiştir.

6 Aralık 2019 Cuma

5 ELEMENT MÜZİK TERAPİSİNİN FAYDALARI


Müziğin terapatik amaçlarla kullanıldığını uzun zamandır biliyoruz. Duyguları hemen etkilemesi nedeniyle özellikle duygu durum bozukluklarında, stres ve depresyonu azaltmak veya önlemek amacıyla kullanılmaktadır.

Müziğin vücuttaki doğal endorfini de arttırdığına dair çalışmalar mevcuttur. Dolayısıyla aslında müzik terapisinin dünyanın pek çok yerinde uygulanması ve rehabilitasyon programlarına dahil edilmesi hiç şaşırtıcı değildir.

Ancak 5 Element Müzik terapisinin klasik batı müziği terapisinden çok farklı olduğu yönler vardır. Çin’in ilk tıbbi metinlerini içeren “The Yellow Empiror’s Clasical Medicine” kitabında 2300 yıl önce müziğin terapi olarak kullanıldığı yazar. Yani Çin Tıbbı’nın ilk zamanlarından beri müzik terapisi kullanılmaktadır. TCM içerisindeki müzik terapisinin rolü, 5 Element Teorisi ile doğrudan ilişkilidir.

5 Elementli Müzik terapisi vücut sistemleri içerisindeki değişimleri tanımlar, yani bir sistemler teorisidir. Vücut sistemlerindeki değişim, doğadaki 5 element ile sembolize edilir: Ağaç, toprak, ateş, metal ve su. Her bir element renkler, iç organlar, tatlar, mevsimler, iklimsel durumlar, duygular ve bir spesifik nota ile ilişkilendirilir.





İlginç olan, klasik Çin müziğinin de 5 element teorisinde geçen sadece bu 5 nota ile bestelenmekte olmasıdır. Bu notalar; gong, zhi, jiao, yu ve shang’tır. Genellikle klasik Çin enstrümanları olan gong, davul ya da flüt gibi enstrümanlarla icra edilirler. Dolayısıyla aslında klasik Çin müziği de 5 Element Müzik Terapisini kendiliğinden yapmaktadır.

Elementler ve karşılık geldiği durumlar şu şekildedir;
AĞAÇ:
Ağaç yeşil ve mavi renklerine mevsimlerden ilkbahara, rüzgara ve öfkeye karşılık gelir. Organ sistemlerindeki karşılığı safra kesesi ve karaciğerdir. Yani bu organ sistemlerini iyileştirir.
“Jiao” ağaçla ilgili notadır. Batı müziği sistemindeki “mi” notasına benzer. Bu nota depresyonu tedavi eder ve vücut enerjisi “qi”’nin düzgün şekilde işlev göstermesine yardımcı olur.
TOPRAK:
Bu element renklerden sarı, mevsimlerden yaz sonu, dalgın düşünceli duygu durumu ve nem ile ilişkilidir.  “Gong”, toprak elementiyle ilgili notadır. Klasik batı müziğinde “do” notasına karşılık gelir. Bu nota dalak ve böbrek organlarını güçlendirir.
ATEŞ:
Ateş elementi, kırmızı renge, mevsimlerden yaza, sıcağa ve neşe duygusuna karşılık gelir. Notası “zhi”’dir. Klasik batı müziğinde “sol majör” notasıyla örtüşür. Bu nota kalbi ve ince bağırsağı güçlendirir, besler.
METAL:
Metal elementi renklerden beyaz, mevsimlerden sonbahar, kuruluk ve keder duygusu ile ilişkilidir. Notası “shang”’tır. Klasik batı müziğinde bu “re” notasına karşılık gelir. Kalın bağırsak ve akciğeri koruma ve beslemeye yardımcı olur.
SU:
Su, siyah renge, soğuğa, kış mevsimine ve korku duygusuna karşılık gelir. Ayrıca böbrek ve mesane organlarıyla bağlantılıdır. Böbrekleri besleyip korurken, akciğerin ateşini azaltır. Notası “yu”’dur ve klasik batı müziğinde “la” notasıyla örtüşür.

5 Element müzik terapisinin sağlığa faydalarını araştıran çeşitli klinik çalışmalar mevcuttur. Kısaca 4 ana başlıkta bu faydalar şu şekilde özetlenebilir;
1-      Kanser Hastalarının yaşam kalitelerini arttırmaya yönelik faydaları vardır.

Konuyla ilgili 2013 yılında Çin’de bir grup hasta üzerinde bir araştırma yapıldı. Çalışma için 170 hasta 3 gruba ayrıldı. 5 Element Müzik terapisi alan 68 hasta, Klasik batı müziği terapisi alan 68 hasta ve hiç müzik dinlemeyen 34 hasta şeklinde.
Müzik grupları günde 30 dakika haftanın 5 günü ve toplamda 3 hafta boyunca müzik dinlediler. Araştırmacılar hastaların müzik tedavi öncesi ve sonrası Karnofsky Skoru ve Yaşam Kalite Indekslerini (Hostice Quality Life Indeks) değerlendirdiler. 5 Element Müzik terapisi dinleyen grubun her iki puanı da diğer gruplardan anlamlı derecede daha iyiydi.


2-      Mevsimsel affektif bozukluklarda etkilidir.

Mevsimsel Affektif Bozukluk (MDB) mevsimlerle birlikte nükseden duygu durum bozuklukları veya depresyon olarak da bilinir.  Bu durumdaki kişiler kötü bir halinden fazlasını yaşarlar. Majör depresyonun mevsimsel örüntüye bağlı olarak görülme halidir. Genellikle üzüntülü ruh hali ve düşük enerji ile karakterizedir. Ağlama eğilimi, yorgunluk, halsizlik, konsantrasyonda zayıflık, günlük aktivitelerde azalma, karbonhidrat ve şeker tüketimini arttırma gibi durumlar görülür.
Yine Çin’de 2014 yılında yapılmış bir çalışmada 5 Element Müzik terapisinin MDB’li yaşlı hastaları iyileştirmeye yardımcı olduğu bulundu. Toplamda 50 hasta seçildi. Bunun yarısı 5 Element Müsik Terapisi grubuna diğer yarısı da müzik dinlemeyen kontrol grubuna alındı. Element Müzik Terapisi grubu üyeleri 8 hafta boyunca haftada 1-2 saat kadar müzik dinlediler. Sonuçta 5 Element Müzik Terapisinin iç huzuru arttırdığını ve MDB rahatsızlığının yarattığı duygu durum bozukluklarını azalttığı sonucunu buldular.

3-      Depresyonu azaltıyor.
Klinik depresyon günümüz toplumlarında özellikle batı ülkelerinde neredeyse nüfusun %10’unu etkileyecek kadar fazla sayıda görülmektedir. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerdekinin 2 katı kadardır. Depresyon hastaları genelde suçlu, umutsuz, öfkeli, huzursuz ve değersiz hissetmektedirler. Depresyon ayrıca ne yazık ki bağışıklık sistemini zayıflatmakta, sıklıkla diğer kronik hastalıklara kapı açmaktadır.
Amerika’da yapılan bir çalışmada 5 Element Müzik terapisinin depresyon bulgularını hayli azalttığı tespit edilmiştir. Bu çalışma 71 depresif öğrenci üzerinde yapıldı. 31’i 5 Element Müzik terapi grubuna alınırken 40 tanesi kontrol grubunda kaldı.
Araştırmacılar öğrencilerin tükürük kortizol seviyelerini ölçtüler. Ayrıca Ergenler için hazırlanmış olan “Depresyon Raporu Envanteri” kullanılarak katılımcılar değerlendirildi. Zaman içinde 5 Element Müzik grubunda olan katılımcılardaki tükürük kortizol seviyeleri ve test öncesine göre Envanter raporu puanları önemli ölçüde düştü.

4-      Kronik Yorgunluk Sendromunu azaltıyor
Kronik yorgunluk Sendromu, 6 aydan uzun süren şiddetli yorgunluk olarak tanımlanır. Rahatsızlığın diğer semptomları iştahsızlık, çabuk yorulma, depresyon, anksiyete, konsantre olma güçlüğü, uyku sorunlarıdır.
2015 Yılında Çin’de yapılan bir araştırmada toprak (gong) ve ahşap(jiao) notalarının birleşiminden oluşan lixujieyu tarifinin kronik yorgunluık sendromu semptomplarını belirgin bir biçimde azalttığı tespit edildi. Bu tedavi aynı zamanda hastalardaki kas eklem ağrılarını da hafifletti.
Çalışma için günde 2 kez (toplam 45 dak), haftanın 5 günü 5 Element Müzik terapisi uygulandı.

Özet olarak biliyoruz ki klasik batı müziği terapilerinin de Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıkların tedavilerinde olumlu etkileri var. Dolayısıyla Müzik Terapilerini bütüncül bakış açısı içerisinde her zaman kullanmak hastalara fayda sağlıyor..

Kesin olan şu ki; 5 Element Müzik terapisi yapılan çalışmalardan gördüğümüz kadarıyla kanser hastalarının yaşam kalitesini arttırmak, Mevsimsel Affektif Bozukluk ve depresyonu azaltmak ve kronik yorgunluk sendromunu hafifletmek gibi önemli katkıları var.

Hazırlayan: Dilşad Çelebi

Kaynaklar:
Jon Yaneff, Doctor Health Press, CNP, 18.05.2017
Gong, C., “Musical Therapy in Chinese Medicine,” The Edge Magazine, August 1, 2014; 
http://www.edgemagazine.net/2014/08/musical-therapy-in-chinese-medicine/.
“Music Therapy and the Five Elements,” Be Well with QiGong, December 15, 2008; 
http://bewellqigong.blogspot.ca/2008/12/music-therapy-and-five-elements.html.
Liao, J. et al., “Effects of Chinese medicine five-element music on the quality of life for advanced cancer patients: a randomized controlled trial,” Chinese Journal of Integrative Medicine, October 2013; 19(10): 736-740, doi: 
10.1007/s11655-013-1593-5.
Liu, X. et al., “Effects of five-element music therapy on elderly people with seasonal affective disorder in a Chinese nursing home,” Journal of Traditional Chinese Medicine, April 2014; 34(2): 159-161, doi: 
10.1016/S0254-6272(14)60071-6.
Chen, C.J. et al., “The effects of Chinese five-element music therapy on nursing students with depressed mood,” International Journal of Nursing Practice, April 2015; 21(2): 192-199, doi: 
10.1111/ijn.12236.
Zhang, Z. et al., “Effect of Lixujieyu recipe in combination with Five Elements music therapy on chronic fatigue syndrome,” Journal of Traditional Chinese Medicine, December 2015, 35(6): 637-641, doi: 
10.1016/S0254-6272(15)30152-7.
Zhang, Y., “The Mysteries of Five Element Music Therapy,” Macho Zapp, November 19, 2016; 
http://www.machozapp.com/blog0/2016/11/19/the-mysteries-of-five-element-music-therapy, last accessed May 15, 2017.