bağımlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bağımlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2025 Pazartesi

Nefesin Değişsin, Hayatın Değişsin: Mora Terapi ile Sigarayı Bırak



Nefesin Değişsin, Hayatın Değişsin: Mora Terapi ile Sigarayı Bırak

Sigarayı bırakmak… Hem fiziksel hem de zihinsel bir dönüşüm yolculuğu. Birçok kişi bu yolculuğun zorluklarından dolayı defalarca denemiş ama başarılı olamamış olabilir. Ancak artık sigarayı bırakmak için non-invaziv bir yaklaşım var: Mora Terapi.

Mora Terapi ile Yeni Bir Nefes

Mora Terapi, vücudun frekanslarını dengeleyerek çalışan, kimyasal madde kullanılmayan, non-invaziv bir uygulamadır. Sigara içen bireylerde, nikotine karşı gelişmiş olan fiziksel ve zihinsel bağımlılığı dengelemeyi hedefler. Bu sayede hem bedensel arınma başlar hem de zihinsel isteğin azalması desteklenir.

Sigarayı Bırakmak Neden Bu Kadar Zor?

Sigaranın içinde yer alan nikotin maddesi, beyin kimyasını etkileyerek bağımlılık yaratır. Sigarayı bırakmak isteyen birçok kişi yalnızca iradeyle bu bağımlılığı kıramaz çünkü hem fiziksel hem de duygusal bir alışkanlıktır. İşte Mora Terapi tam da bu noktada devreye girer: bedensel detoks ve zihinsel rahatlama sağlar.

Mora Terapi Sigara Bırakmayı Nasıl Destekler?

  • Nikotin frekansları silinir: Uygulama sırasında kişiye özel olarak alınan sigara örneğinin frekansları analiz edilir ve vücuttan silinmesi hedeflenir.

  • Bağımlılığa neden olan titreşimler nötralize edilir: Vücudun sigaraya karşı verdiği tepki dengelenir, istek azalır.

  • Yoksunluk belirtileri hafifler: Kullanıcıların çoğu seans sonrasında daha sakin, daha kararlı ve sigaradan uzak hissettiklerini belirtir.

  • Bütüncül destek sağlar: Fiziksel etkilerin yanında duygusal olarak da sigaradan uzaklaşmayı kolaylaştırır.

Nefesin Değişsin, Hayatın Değişsin

Sigarasız bir hayat demek; daha derin nefesler, daha canlı bir cilt, daha kaliteli bir uyku ve daha enerjik bir beden demek… Ve Mora Terapi ile bu değişim artık daha kolay. Çünkü bu yöntem, yalnızca sigarayı değil; bağımlılıkla olan bağı da hedef alır.

Unutma, nefesin değişirse hayatın değişir. Mora Terapi ile kendine yeni bir başlangıç hediye et.
Bugün ilk adımı at, yarın daha sağlıklı bir sen için...


*Bu yazı bilgi vermek amaçlı yazılmıştır. Sağlığınız için en doğru bilgilere ulaşmak için uzman bir hekiminize mutlaka danışmanızı öneriyoruz.

21 Nisan 2025 Pazartesi

Sürekli Telefonumuza Bakıyoruz! Bağımlılığı Nasıl Yeneceğiz?



Sürekli Telefonumuza Bakıyoruz! Bağımlılığı Nasıl Yeneceğiz?

Günümüzde telefonlar, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sabah uyanır uyanmaz telefonumuza göz atmak, gün içinde sürekli ekran karşısında olmak ve gece yatağımızda telefonumuzu kontrol etmek neredeyse herkesin alışkanlıkları arasında yer alıyor. Ancak bu durum, sosyal medya, oyunlar ve sürekli bildirimler gibi unsurlarla birleşince bir bağımlılığa dönüşebilir. Peki, telefon bağımlılığıyla nasıl başa çıkabiliriz?

1. Telefonu Bilinçli Kullanma

Telefon bağımlılığını yenmek için ilk adım, telefonunuzu daha bilinçli bir şekilde kullanmaya başlamaktır. Gün boyunca belirli zaman dilimlerinde telefonunuzu kontrol etmeyi alışkanlık haline getirin. Örneğin, sabah kahvenizi içtikten sonra ve gece yatmadan önce birer kez telefonunuzu kontrol edin, ancak bu süreyi kısa tutmaya özen gösterin.

2. Bildirimleri Kapatın

Sürekli gelen bildirimler, telefonumuzu her an kontrol etme dürtüsüne yol açar. Bildirimleri sınırlamak, telefon kullanımınızı daha kontrollü hale getirmenize yardımcı olabilir. WhatsApp, Instagram, e-posta gibi uygulamalardaki bildirimleri devre dışı bırakın veya sadece önemli olanlar için aktif tutun.

3. Telefonu Uzakta Tutun

Telefonu sürekli elinizde tutmak, ona bağımlılığınızı artırır. Özellikle çalışma veya dinlenme saatlerinde telefonunuzu başka bir odada tutarak dikkatinizin dağılmasını engelleyebilirsiniz. Bu, odaklanmanıza yardımcı olacak ve telefona olan bağımlılığınızı zamanla azaltacaktır.

4. Telefonu Kullanma Amaçlarınızı Belirleyin

Telefonu sadece ihtiyaçlarınız doğrultusunda kullanmak, onun üzerinizdeki etkisini kontrol altına almanıza yardımcı olabilir. Sosyal medya veya oyun gibi dikkat dağıtıcı uygulamaları sadece belirli bir zaman diliminde kullanmaya karar verin. Telefonunuzu, iş veya kişisel gelişim amacıyla kullanmaya odaklanmak daha verimli bir yaklaşım olabilir.

5. Dijital Detoks Yapın

Dijital detoks, telefon bağımlılığını yenmenin en etkili yollarından biridir. Bir gün boyunca veya bir hafta sonunda telefonunuzu tamamen kapatarak, sadece kendinize ve çevrenizdekilere odaklanabilirsiniz. Bu süre zarfında telefonunuzu kullanmamak, dijital dünyadan uzaklaşmanıza ve yeniden gerçek dünyayla bağ kurmanıza yardımcı olabilir.

6. Alternatif Aktiviteler Bulun

Telefonu kullanma isteğinizi başka sağlıklı aktivitelerle doldurmak, bağımlılığı kontrol altına almanıza yardımcı olabilir. Kitap okumak, yürüyüş yapmak, bir hobi edinmek veya meditasyon gibi rahatlatıcı aktivitelerle meşgul olmak, telefonun dışında zaman geçirmenizi sağlayacaktır.

7. Bağımlılıkları Mora Terapi ile Yenenlerin Hikayeleri

Telefon bağımlılığı, dijital dünyada sürekli aktif olmanın yarattığı stresin ve kaygının bir yansımasıdır. Mora Terapi, bu tür bağımlılıkla mücadele etmek isteyen bireyler için etkili bir destek sunar. Elektromanyetik dalgalarla vücudun doğal denge süreçlerini iyileştiren Mora Terapi, beynin ve vücudun yeniden dengeye kavuşmasına yardımcı olur. Böylece, dijital cihazlardan uzaklaşmak ve sağlıklı alışkanlıklar edinmek daha kolay hale gelir.

Mora Terapi, stresin azaltılmasını, zihinsel ve fiziksel rahatlamayı teşvik eder. Bu süreç, sadece telefon bağımlılığı için değil, alkol, sigara ve diğer zararlı alışkanlıklar için de etkili bir destek olabilir. Bağımlılıklarınızla savaşırken, Mora Terapi'nin sunduğu denge ve iyileşme süreci size yardımcı olabilir.

Sonuç

Telefon bağımlılığı, modern yaşamın getirdiği bir sorun olsa da, bu alışkanlıkları yönetmek ve aşmak mümkündür. Bilinçli kullanım, dijital detoks, alternatif aktiviteler ve gerektiğinde Mora Terapi desteği ile telefon bağımlılığınızı kontrol altına alabilir, sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturabilirsiniz.



*Bu yazı bilgi vermek amaçlı yazılmıştır. Sağlığınız için en doğru bilgilere ulaşmak için uzman bir hekiminize mutlaka danışmanızı öneriyoruz.



8 Ağustos 2022 Pazartesi

YEME BAĞIMLILIĞI BELİRTİLERİ VE TEDAVİLERİ NELERDİR?

 



Yeme Bağımlılığı nedir?


Bağımlılık dendiğinde hepimizin aklına ilk olarak sigara, alkol ve madde bağımlılıkları geliyor olsa da günümüzde yaygınlığı artmakta olan önemli ve kötü sonuçlar doğurabilecek bir bağımlılık türü de gıda/yeme bağımlılığıdır. Yeme bağımlılığı ya da diğer adıyla gıda bağımlılığı; kişinin özellikle şeker, yağ ve karbonhidrat ağırlıklı sağlıksız gıdaları tüketme isteğinin fazla olduğu ve kendini üzgün, kaygılı ya da benzeri bir duygu durumu içinde hissettiğinde yöneldiği ve bastıramadığı yeme isteği olarak tanımlanabilen davranışsal bir bağımlılık türüdür.

Yeme bağımlılığı olan kişilerde gereğinden fazla yemek yeme ve yemek yemediğinde kendini mutsuz ve depresif hissetme oldukça sık görülür. Bununla beraber yeme bağımlılığı devamlılık gösteren ve tekrar eden bir durumdur.

Yeme bağımlılığının tanısı zor değildir ve spesifik pek çok belirtiye de sahiptir. Bağımlılığı olan kişi tarafından kontrolü kolay olmayan yeme bağımlılığı bu belirtiler doğrultusunda tedavi edilebilmektedir.


Yeme/Gıda Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?


• Yeme bağımlılığının en önemli belirtisi yeme isteğinin devamlı olması ve önlenememesidir.


• Yeme isteğinin devamlı olması ile birlikte yeme bağımlılığı olan kişiler yemeği; yaşamsal bir ihtiyaç olduğu için değil duygusal haz almak için tüketirler.


• Yeme bağımlılığın yine önemli bir belirtisi de çok hızlı yemek yeme ve gereğinden fazlasını yemedir. Kişi tam olarak doyuma ulaştığını hissedemez. Ve yeme sıklığını, zamanını da kontrol edemez.


• Yeme bağımlılığı olan kişilerin çoğunluğunda bağımlılığını fark etme görülür fakat buna rağmen yeme bağımlılığını ve bununla birlikte gelişen problemleri engelleyemeyip sürdürme görülmektedir.


• Yeme bağımlılarında sürekli olarak ve engellenemeyen yeme isteği olmasıyla beraber, bu durum devamlılığını sürdürdüğü için kişide bir süreden sonra yemek yedikten sonra oluşan pişmanlık, suçluluk, vicdan azabı ve üzüntü gibi duygular gelişmeye başlar.


• Yeme bağımlısı olan kişiler bu düzensiz yeme durumunu durduramadıklarında, sonlandıramadıklarında kendilerini yalnız hissetmemek için ve normalleştirme amacıyla çevresindekileri de kendi durumlarına dahil etmeye çalışırlar.


• Yeme bağımlılığında sık görülen ve teşhis için de önemli olan bir başka belirti de kalorisi düşük ve daha sağlıklı gıdalar tüketildiğinde tatmin olmama ve mutsuz olmadır ve yeme bağımlısı kişinin tüketmek istediği gıdaya ulaşamaması halinde başka bir şey yemek yerine mutlaka daha sağlıksız olan kendi istediği gıdayı hazırlaması ya da başka bir şekilde ona ulaşmaya çalışmasıdır.


MORA TERAPİ İLE GIDA BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ


Sebebi ne olursa olsun Mora Terapi seanslarıyla diyet yapıyor hissi yaşamadan yeme isteğiniz azalabilmektedir. Tamamlayıcı tıbbın önde gelen uygulayıcılarından Mora Terapi cihazları; ekmek, makarna, hamur işleri, tatlılar gibi karbonhidrat içeren besinler ile tuz, kahve, çay ve alkol gibi metabolizmaya zarar veren gıdaları yeme isteğinizi ortadan kaldırıyor. Mora Terapi cihazları, elektromanyetik frekanslar yardımıyla kişinin metabolizmasındaki rafineri karbonhidrat bağımlılığını silerek, yeme isteğini ve insülin direncini azaltıyor. Bu sayede gıda bağımlılığı olan kişi engelleyemediği ve durduramadığı sağlıksız ve dengesiz yeme isteğinden kurtulmuş olacaktır. Ve bu terapi sayesinde sağlıklı beslenmeye de yönelmiş olacaklardır.



28 Ocak 2022 Cuma

SAĞLIKLI BİR HAYAT İÇİN 7 BESLENME ÖNERİSİ

 




SAĞLIKLI BİR HAYAT İÇİN 7 BESLENME ÖNERİSİ 

Sağlıklı bir hayat için en önemli olan şey beslenmedir. Beslenme şekli doğrudan kişinin hayat kalitesine etki ettiğinden dikkat etmek gerekmektedir. Daha sağlıklı bir hayat için aşağıdaki beslenme önerilerini uygulayabilirsiniz.


1-ÖĞÜN ATLAMAMAK

Beslenmenin düzenli olması sağlıklı olması kadar önemlidir. Öncelikle kahvaltı öğünü, atlanmaması gereken sağlıklı olmak için çok gerekli bir öğündür. Kahvaltı gibi öğle yemeği, akşam yemeği ve ara öğünler de atlanmamalıdır. Öğün atlamak metabolizmayı yavaşlatır. Ayrıca açlık süresi uzatılınca veya çikolata gibi tatlı ürünlerle geçiştirilince kan şekeri dengesi de bozulur. Öğünleri atlamamak kadar önemli diğer bir şey de yeterli su tüketmek gerektiğidir.


2-RAFİNE ŞEKER TÜKETMEMEK

Rafine şeker tüketiminden kaçınmak sağlıklı yaşam için oldukça önemlidir. Rafine yani işlenmiş şeker, şeker pancarı veya kamışında bulunan şekerin işlenmesiyle elde edilir. Sofra şekeri olarak bildiğimiz ve pek çok alanda kullanılan toz şeker, rafine şekerdir. Hazır tatlı gıdaların da neredeyse tamamı rafine şeker içermektedir. Rafine şeker, kan şekerinin dengesini bozduğu için tatlı krizi anlarında tüketilmesi doğru değildir. Rafine şeker; bağışıklık sistemine faydası olan vitamin ve minerallerin emilimini yavaşlatır. Fazla tüketilmesi obezite, tip 2 diyabeti ve daha pek çok hastalığa sebep olur. 


3-TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMAK

Günümüzde tuz tüketimiyle ilgili bir bilinçlenme ve farkındalık oluşmaya başlamıştır. Fakat tuzun yemeklerde fazla kullanılmasının zararları hâlâ tam olarak bilinmemektedir. Fazla tuz tüketimi ilk olarak tansiyonu etkiler. Tansiyon aniden yükselebilir. Ve fazla tuz tüketmek böbreklere de zarar verir.


4-SEBZE MEYVE TÜKETMEYE ÖZEN GÖSTERMEK

Sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazları sebze ve meyvelerdir. Önemli ölçüde su içeren sebze meyveler; içeriklerinde pek çok vitamin de bulundurduğu için beslenme düzenine kesinlikle eklenmelidir. Her sebze meyvenin farklı faydası olduğu için tüketirken çeşitlilik sağlamak da gerekmektedir.


5-FAST FOOD TÜKETMEMEK

Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenmek gerekir. Günümüzde tüketimi dünya çapında oldukça artan fast food yiyeceklerin sağlığa zararları hemen herkes tarafından bilinmektedir. İçeriği hiç temiz olmayan başta trans yağ olmak üzere pek çok katkı maddesi ve zararlı besin içeren fast food yiyecekler; obezite, diyabet, kadınlarda adet düzensizliği, kalp-damar rahatsızlıkları gibi önemli hastalıklara neden olmaktadır. Hamburger, pizza, çeşitli kızartmalar, gazlı içecekler ve paketlenmiş pek çok gıda fast food grubuna girmektedir.


6-VEJETARYEN BESLENMEK

Oldukça yaygın olmaya başlayan vejetaryen beslenme de insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisini ispatlamıştır. Vejetaryen beslenme kırmızı et, tavuk, balık ve yumurta, inek sütü, peynir gibi hayvansal tüm gıdaların tüketimini sonlandırmaya yönelik beslenme şeklidir. Bazı insanlar hayvanların tüketiminin etik olmadığını düşünmesi sebebiyle başka bir kısım ise tamamıyla hayvansal gıdaların fayda sağlamadığı ve sebze tüketiminin daha sağlıklı olduğu gerekçesiyle vejetaryen beslenme şeklini uygulamaktadır. Tüketilmek üzere satışa sunulan hayvanların yetiştirilmesi için fabrikalar kullanıldığından dolaylı olarak çevre kirliliğine sebep olunmaktadır. Vejetaryen beslenme dolayısıyla daha bir çevre yaratmayı da amaçlar. İnsan sağlığı konusunda ise kilo vermeye, kolesterolü önlemeye yardımcıdır ve daha pek çok rahatsızlığın engeller.


7-AKDENİZ BESLENME MODELİNİ UYGULAMAK

Akdeniz beslenme modeli sağlıklı yaşamak için tercih edilebilecek bir beslenme modelidir. Akdeniz beslenme modeli, özellikle yeşil yapraklı sebzelerin tüketiminin ağırlıkta olduğu beslenme modelidir. Bu beslenme modelinde sebze meyve tüketimiyle beraber her öğün baklagil ve tahıl tüketilmesi de önemlidir. Akdeniz beslenme modelinde en sağlıklı olan yağ olduğu için sadece zeytinyağı tüketimi tercih edilmektedir. Kırmızı et ve tavuk tüketimi yerine protein kaynağı olarak balık ve diğer deniz ürünleri, Akdeniz beslenme modelinin temel kaynaklarındandır. Bu beslenme modelinin oldukça sağlıklı olduğu, Alzheimer, obezite, kanser gibi hastalıklara yakalanma oranını düşürdüğü ve bu beslenme modelinin ömrü uzattığı kanıtlanmıştır.




12 Şubat 2021 Cuma

Alkol Bağımlılığı: Nasıl Kurtulabilirsiniz, Alkolün Zararları Nelerdir?

 

Bağımlılığın her türlüsünün insan bedenine ve psikolojisine negatif etkisi olduğunun hepimiz farkındayız. Olumsuz alışkanlıklarımızın bağımlılığa dönüşmesi, bütün hayatımızı derinden etkiliyor. Alkol bağımlılığı da tıpkı sigara bağımlılığı gibi fiziksel ve psikolojik durumumuzu her geçen gün daha da kötüye götürüyor. Eğer alkol bağımlısıysanız, bununla mücadele etmek için hiç beklememeniz gerekiyor. Her geçen günün ve aldığınız her yudumun aleyhinize olduğunu kabul ederek işe başlarsanız, işinizin kolaylaşacağını unutmamanız gerek. ;Alkol bağımlılığının iyi geldiği tek bir kişinin bile bulunmadığını kabul etmeliyiz.

Alkol bağımlılığının etkileri

Alkol bağımlılığı, vücutta onarılması zor hasara neden oluyor. Çok ciddi hastalıkların kapısını açan alkol bağımlılığıyla ilgili temelde konuşmamız gereken hastalıklara biraz göz atalım:

·       *   Anemi

·        *  Kanser

·       *  Sinir hasarı

·         * Enfeksiyon hastalıkları

·         * Gut

·         * Yüksek tansiyon

·         * Epilepsi nöbeti

·         * Depresyon

·         * Demans

·         * Siroz

·         * Kalp ve damar hastalıkları

Tek başına bile korkutucu olan bu hastalıkların, birden fazlasını aynı anda yaşama ihtimaliniz de bulunuyor. Alkol bağımlılığı bu kadar ciddi sonuçlara neden olabiliyorken, adı bile yeterince kötü şey çağrıştıran bu kötü alışkanlığı bırakmanın aslında hayatınızı geri kazanmak için en önemli adımlardan biri olduğunu unutmamanız gerek.

Bağımlılık hepimizin hayatını etkiler

Alkol, sigara, uyuşturucu madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkların tamamı, hayatımızda yoğun bir etkiye sahip. Yoksunluk çekmeye başladığımız  anlarda  hissettiklerimiz ve davranışlarımız bile aslında bağımlılıkların hayatımızı ne derece ters yüz ettiğini ortaya koyuyor.

Bir süre alkol almayan bir alkol bağımlısının davranışlarının nasıl değiştiğini, kendisini nasıl hissetmeye başladığını, çevresindekilere nasıl davrandığını düşünün. Yoksunluk çekmeye başlayan ve herhangi bir kötü alışkanlığa bağımlı hale gelmiş herkes, hayatının kötü gidişatını gözler önüne serer. Bunun eğer farkına varan bir bağımlıysanız, işinizin hem zor hem de çok kolay olduğunu söyleyebiliriz.

Bağımlı olduğunuzu kabul ettikten sonra adım atmak çok daha kolay olacak. Alkolün hayatınızda bir bağımlılık boyutu aldığının farkına varıyorsanız, acilen harekete geçmeniz gerek. Bu noktada, ayrıca “Ben bir alkol bağımlısıyım ve buna müdahale etmem gerek” derseniz, her şey daha da kolaylaşacak.

 

Alkol bağımlılığı nasıl anlaşılır?

Peki, alkol bağımlılığı nasıl anlaşılır? Aslında, bunu fark etmek oldukça kolay. Eğer alkolün vücudunuzdaki etkileri (sarhoşluk ya da çakırkeyiflik gibi) azalmaya başlıyorsa, her geçen gün bir öncekinden daha fazla alkol aldığınızı hissediyorsanız, işte burada büyük bir problem var demektir. Hemen o an harekete geçerek her şeyin gidişatını değiştirebilir, hayatınızı geri kazanmak için bir adım atabilirsiniz.



“Alkol bağımlılığından kurtulmak istiyorum” diyorsanız…

Dünyada gün geçtikçe yaygınlaşan, problemleri gözle görülür hale gelen ve herkes için bir risk olarak hayatımızın orta yerinde duran alkol bağımlılığı, aslında tedavi edilebiliyor. Dünyanın farklı yerlerinde, çok çeşitli tedaviler alkol bağımlılığına karşı kullanılabiliyor.

Karar verdiğiniz anda size uygun olduğunu düşündüğünüz, uzman bir ekip tarafından uygulanan, verimli bir alkol bağımlılığı tedavisini bulmak sizin için hiç de zor olmayacak. Alkol bağımlılığıyla ilgili kaynakları araştırır, biraz bu konuda bilinçlenmek için çabalar ve kendinizi kötü gidişata karşı hareket etme yönünde teşvik ederseniz, bırakmanın bağımlı olmaktan çok daha kolay olduğunu fark edeceksiniz. Aileniz ve çevrenizdekilerden, uzmanlardan, sağlık kuruluşlarından ve tedavi merkezlerinden destek alarak hayatınızın en güzel kararlarından birini alabilirsiniz.

Vücudunuz, sağlığınız, sosyal hayatınız, psikolojiniz, aileniz, çevreniz ve geri kalan tüm güzel şeyler için dünyanın en tehlikeli, en zararlı bağımlılıklarından biri olan alkol bağımlılığına karşı harekete geçmeniz her şeyi değiştirecek.

Hemen bugün alkol bağımlılığına dur demeyi seçin. Sağlığınızı ve sosyal hayatınızı geri kazanın.

9 Aralık 2020 Çarşamba

Sigara Bağımlılığına Karşı Mora Terapi!

Sigara bağımlılığı, en etkili ve ölümcül toplumsal zehirlenme olayıdır. Ölüm, sigara yüzünden oluşan hastalıklar sonucu meydana gelir ve sonucu ölüm olmasa bile hayatınızı zorlaştıracak onlarca olumsuzlukla karşılaşırsınız. Her sigarada vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı 4000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Bunlardan en az 50 maddenin doğrudan kansere neden olduğu ispatlanmıştır.

Kişiyi sigaraya bağımlı hale getiren etken madde ise nikotindir. Nikotin ayrıca kalp atışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir, kanın pıhtılaşma riskini artırır. Sigara dumanındaki karbon monoksit gazı, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır, dokulara yeterince oksijen taşınmasına engel olur, bunun sonucunda sigara içenler egzersiz sırasında daha çabuk yorulurlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, 2025 yılında sigara nedeniyle oluşan hastalıklardan dolayı 10 milyon kişinin ölmesi öngörülmektedir. Bunun 7 milyonunun bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olacağı belirtilmektedir. Tiryakilerin %25-30’u zamanından önce ölmektedir. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin %35'inin, kadınlarda ise %15'inin nedeni sigaradır.

Sigara uzun vadede damar sertliğine ve tıkanıklığına neden olabilir. Damarlar esnek bir yapıya sahiptir ve bu kırılgan yapı, sigara ile tahribata uğrar. Bu
 yapının bozulmasından dolayı kaslara kan pompalanma akışı yavaşlar ve ‘’Pump’’ olmamız engellenir. Kan damarları vücuttaki besin trafiğini etkili bir şekilde iletmesini yavaşlatır. Ve genel olarak sigara tüketimi akciğerlerdeki oksijen kapasitenizi düşürür ve çabuk yorulmalara yol açar.


Sigara ve Ruh Sağlığı

Günümüzde, sigara kullanımının bağımlılığa neden olmasından dolayı bu da bir hastalık olarak kabul edilmekte ve ruhsal hastalıklarla ilişkili olduğu bilinmektedir. Şizofreni, depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik sorunlara sahip bireylerde sigara bağımlılığının daha fazla oranda olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle, ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesinde sigaranın bırakılması hayatınız için son derece önemli bir adım olacaktır. Sigarayı bırakma aktivitesi “sigara bağımlılığı” hastalığından kurtulma anlamına gelmektedir.

Sigarayı bırakmayı başarabilen bireyin, kendine güven duygusu artmakta ve bir maddeye bağımlı olma düşüncesinden kurtularak stresli durumlarla başa çıkmada daha etkin yollar kullanmayı öğrenmektedir. Ayrıca, sigarayı bırakmayı başarabilen bireylere yönelik yapılan gözlemler ve çalışmalarda bireylerin çoğunluğunun sigarayı bıraktıktan sonra daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsedikleri belirlenmiştir.

Mora Terapi ile Sigara Bağımlılığına Son!

Mora Terapi yöntemi ile uygulanan sigara bırakma terapilerinde, terapinin başında ve sonunda renk terapisi uygulayarak kişinin duygu durum bozukluklarını en aza indirmeyi amaçlıyoruz. Renk terapisi, uygulanan seansların etkinliği artırır ve sigarayı bırakma sürecinde kişide oluşabilecek stresin ve duygusal dalgalanmaların kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

Mora Terapi sigara bırakma terapisi, maddenin kimyasal özelliğini değil, bu maddenin yaydığı kendine özel frekansın bilgisini değiştirerek tedavi uygular. Bağımlılık yapan maddenin/nikotinin frekans yapısı özel bir teknolojik yöntemle ters çevrilir ve bu bilgi tekrar kişiye geri verilir. Bu şekilde bağımlılık yaratan sigaranın bilgisi kişinin bedensel hafızasından silinmiş, vücuduna hiç nikotin frekansı yüklenmemiş biri gibi olur. Sigara bağımlılarında, bir süre sonra bağımlılığın psikolojik boyutu aktif olmaya başlar. Bağımlı belirli psikolojik durum veya fiziksel aktiviteyi sigara ile tamamlamaya başlar. Mutluluk, sıkıntı, üzüntü, sinir ve kaygı gibi psikolojik durumları sigarayla ilişkilendirir. Mora Terapi sigarayı bırakmada psikolojik bağımlılığı karşı da savaştığı için uzun vadeli sigara bırakmada başarılı sonuçlar elde etmiştir.

Detaylı bilgi için web sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirsiniz.

Sağlıklı günler!


25 Kasım 2014 Salı

Sizi Ofisimizde Ağırlamaktan Mutluluk Duyarız

Merhaba,
Bugüne dek sizlere cihazımızı anlatan mektuplar gönderdik.
Bu kez size cihazımızı anlatmak değil onunla neler yapabileceğinizi göstermek istiyoruz.
Biorezonans yönteminin temeli Dr. Franz Morell ile Elektronik Müh. Erich Rasche’nin çalışmalarına dayanır. Her madde atomlarının elektron yapısından kaynaklanan ve o maddeye özel olan bir elektromanyetik titreşim paternine sahiptir. Herhangi bir madde vücudu sadece kimyasal özelliği ile değil ayrıca bu elektromanyetik titreşim bilgisiyle de etkiler. Maddenin kendisine özgü bu elektromanyetik frekans paterni elektronik olarak kaydedilerek tedavi için kullanılabilir.
İnsan vücudundaki tüm biyokimyasal işlemlerden daha önemli olan ve tüm vücudu içine alan üst düzey bir kontrol mekanizmasının olduğunu biliyoruz. Vücut üzerinde en üst düzeyde yapılan bu
iletişim vücudu saran enerji meridyenlerini kullanır. MORA-Terapi ile enerji meridyenlerindeki bilgi akışını bozan normal dışı elektromanyetik frekanslar vücuttan silinir. Enerji meridyenlerindeki
blokajların bu şekilde ortadan kaldırılması vücutta çok temelden gelen bir iyileşme yaratır.
-Bu herhangi tipteki bir elektroterapi değildir.
-Manyetik alan tedavisi değildir.
-MORA-Terapi  ile hastalık değil vücudun anormal işlemekte olan iletişim sistemi tedavi edilir. Vücut normalleştiğinde hastalık da kendiliğinden iyileşmiş olur.

MORA-Terapi biyofizikteki en son buluşları kullanan ve bilimsel olarak araştırılmış ve ispatlanmış bir tedavi yöntemidir. Prensipte tüm hastalıklarda MORA-Terapi ile bir iyileşme sağlanabilir, çok ilerlemiş hastalıklarda dahi hastalığın şiddetinin azaltılması mümkündür.
Terapilerdeki en net sonuçlar bağımlılık tedavilerinde, alerjilerde, akut ve kronik ağrı durumlarında, romatizmal hastalıklarda ve kronik zehirlenmelerde alınmıştır.
MORA-Terapi’nin her türlü hastalıkta, çok ilerlemiş olsa bile, iyileşme yaratacağını ve hiçbir zaman hasara sebep olmadığını anımsatmak isterim. MORA-Terapi’nin bu etkisini “kurtuluyorum” diye tanımlıyoruz.
Çalışma alanınızı genişletebilir, hasta memnuniyetinizi artırabilir, hastalarınızda “kurtuluyorum”
etkisi yaratabilirsiniz. Yukarıda saydıklarımız dışında çözümü olmayan pek çok hastalıkta da önemli derecede iyileşme başarısı görebilirsiniz. MORA Nova teknolojisini yakından tanımak, neler yapabileceğinizi görmek üzere sizi ofisimizde ağırlamaktan mutluluk duyarız.

Dilşad Çelebi
Genel Müdür