hormon terapisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hormon terapisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2023 Cuma

Dopamin: Mutluluk Hormonu ve Beynimizin Sırları




Beynimiz, birçok karmaşık kimyasal süreci içinde barındırırken, duygusal durumumuzu etkileyen önemli bir oyuncu da dopamin olarak adlandırılan bir neurotransmitterdir. Dopamin, sadece bir "mutluluk hormonu" olmanın ötesinde, motivasyon, ödül sistemi ve öğrenme ile de yakından ilişkilidir.

Dopaminin Rolü:

Dopamin, beynimizdeki ödül sistemini etkiler ve bu nedenle birçok keyifli aktivite sırasında salgılanır. Bu, yemek yeme, sosyal etkileşim, spor yapma veya bir hedefe ulaşma gibi günlük aktivitelerimizde hissettiğimiz memnuniyetle ilişkilidir.

Ancak dopamin, sadece "mutluluk hormonu" olarak adlandırılmamalıdır; aynı zamanda motivasyon ve öğrenme süreçlerimizde de önemli bir rol oynar. Bu nedenle, dopamin düzeylerimizin dengeli olması, genel zihinsel sağlığımız açısından kritik bir faktördür.

Dopaminin Yetersizliği ve Fazlalığı:

Dopamin düzeylerindeki dengesizlikler, bir dizi sağlık sorununa neden olabilir. Düşük dopamin seviyeleri depresyon, motivasyon eksikliği ve düşük enerji seviyeleri ile ilişkilendirilebilirken, aşırı dopamin üretimi ise anksiyete, uykusuzluk ve huzursuzluk gibi sorunlara yol açabilir.


Dopaminin beyine etkileri nelerdir?

Dopamin, beyindeki bir neurotransmitter olarak işlev görür ve birçok önemli rolü vardır. İşte dopaminin beyne olan etkileri:

  1. Zevk ve Ödül Sistemi: Dopamin, ödül sistemimizi etkileyen temel bir rol oynar. Keyifli aktiviteler sırasında, örneğin yemek yemek, sosyal etkileşimde bulunmak veya bir hedefe ulaşmak gibi durumlarda dopamin salınır. Bu, bireyin bu tür davranışları tekrarlamasını ve bu aktivitelerle ilişkilendirdiği ödüllerden zevk almasını sağlar.

  2. Motivasyon ve Öğrenme: Dopamin, motivasyon ve öğrenme süreçlerinde kilit bir rol oynar. Bir hedefe ulaştığımızda veya bir şey öğrendiğimizde, dopamin salınımı artar. Bu da bize motive olma ve yeni bilgileri daha etkili bir şekilde öğrenme yeteneği kazandırır.

  3. Hareket Kontrolü: Dopamin, hareket kontrolü ve koordinasyonu düzenlemede önemli bir rol oynar. Özellikle beyindeki substantia nigra adlı bölgeden salgılanan dopamin, Parkinson hastalığı gibi hareketle ilgili sorunlara neden olan durumları etkileyebilir.

  4. Duygusal Durumlar: Dopamin, duygusal durumları da etkiler. Özellikle düşük dopamin seviyeleri depresyon, motivasyon eksikliği ve genel enerji düşüklüğüyle ilişkilendirilebilir. Yüksek dopamin seviyeleri ise anksiyete ve huzursuzluk gibi sorunlara yol açabilir.

  5. İştah Kontrolü: Dopamin, iştahı düzenlemede de rol oynar. Yiyecek tüketimi ve ödül sistemi arasındaki ilişki, dopaminin iştah kontrolü üzerindeki etkisini gösterir.

  6. Dikkat ve Odaklanma: Dopamin, dikkat ve odaklanma yeteneğini de etkiler. Düşük dopamin seviyeleri dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi durumlarla ilişkilendirilebilir.


Doğal Yollarla Dopamin Artırma:

  1. Sağlıklı Beslenme: Protein açısından zengin gıdalar, dopamin üretimini destekler.

  2. Egzersiz: Fiziksel aktivite, dopamin salınımını artırmanın etkili bir yoludur.

  3. Yeterli Uyku: Kaliteli uyku, dopamin düzeylerini dengelemeye yardımcı olabilir.

  4. Meditasyon ve Yoga: Stresi azaltarak ve zihinsel odaklanmayı artırarak dopamin üretimini

  5. artırabilir.

Pozitif Bir Bakış Açısı ve Huzur İçin Mora Bach Çiçekleri Terapisi!

Mutlu bir yaşamın temel taşlarından biri de içsel huzurdur. Mora Bach Çiçekleri Terapisi, Mora Terapi cihazı ile uygulanan bir terapidir. Bu terapi, bireyin enerji merkezlerini dengeleyerek pozitif bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olur.

Mora Bach Çiçekleri Terapisi, doğanın iyileştirici gücünü kullanarak ruhsal dengeyi destekler. Bu terapi sayesinde insanlar, stresle baş etmekte daha etkili olabilir, içsel huzur bulabilir ve pozitif bir yaşam tarzına adım atabilirler.

Eğer siz de daha fazla huzur, pozitif bir bakış açısı ve içsel denge arıyorsanız, Mora Bach Çiçekleri Terapisi'ni keşfedin ve yaşamınıza doğal bir dokunuş ekleyin. İçsel huzurunuz için doğru adımı atın ve Mora Bach Çiçekleri Terapisi'nin sağladığı benzersiz deneyimi yaşayın.

18 Ocak 2019 Cuma

MENSTRUAL DÖNEM KABUSUNUZ OLMASIN


Kadınların üreme fizyolojisinde rahim ve yumurtalıklarda her ay kadını gebeliğe hazırlayan bir takım fonksiyonel değişiklikler gerçekleşmektedir. Menstruasyon kanamasının başlaması o ay için kadının üreme fonksiyonunun başarısız olduğunu yani döllenme ve gebelik olmadığı anlamına gelmektedir.

Kadınların ergenlikten itibaren periyotlar halinde rahimin iç tabakasından kanaması hali olan menstruasyon (ya da diğer adlarıyla adet, regl) hormonların etkisiyle düzenlenmektedir. Hormon bozukluklarında adet düzensizlikleri ve dayanılmaz sancılar gözlemlenebilmektedir.


Adet sancısının tıp dilindeki adı dismenoredir. Adet kanamasının neden olduğu bu ağrı karnın alt kısmında hissedilebilmekte ancak sırta ve uyluklara da yayılabilmektedir. Adet sancısı çok sık rastlanan bir durumdur. Bazı çalışmalarda genç kızların %75’inde ve yetişkin kadınların %20 ila 50'sinde adet dönemlerinde ağrı ve rahatsızlık olduğunu ortaya koyulmuştur. Kadınların yaklaşık %20’sinde, ağrı günlük aktivitelerin devam edebilmesini engelleyecek kadar şiddetli hale gelebilmektedir.


Ayrıca bazı kadınlarda adet ağrısına; bulantı, kusma, sinirlilik, kabızlık, sık idrara çıkma gibi şikayetler de eklenebilmektedir. Sancılı adet görme aslında normal adet görme mekanizmasının bir parçası olan rahim kasılmalarının kadın tarafından aşırı ağrı şeklinde hissedilmesidir. Adet kanamasının çok aşırı olmaması ve kan kaybının kısıtlanması için adet döneminde rahim bir miktar kasılmaktadır. Ancak bazı kadınlarda bu kasılmaların şiddeti oldukça fazladır. Kasılmaları sağlayan maddeler, rahimde bölgesel olarak salgılanan maddelerdir. Adet dönemi sırasında, vücut prostaglandin olarak bilinen bir başka kimyasal grubu daha salgılamaktadır. Bu kimyasallar rahim kaslarının daha çok kasılmasına neden olarak ağrıyı artırabilmektedir. Bu maddenin aşırı miktarda salgılanması ya da kadında bu maddelere karşı ağrı şeklinde bir aşırı duyarlılık cevabı oluşması aşırı derecede adet sancısı olarak hissedilebilmektedir.

Adet sancısı tedavisinde ise, bu maddelerin oluşumunu engelleyen ağrı kesiciler kullanılabilmektedir. Aynı zamanda sıcak su torbasını direk deri ile temas etmeyecek şekilde uygulamak, hafif egzersizler yapmak, ılık duş almak, bol su tüketmek adet döneminde sancıların azalmasını destekleyecek yöntemlerdendir.

Adet sancıları çok şiddetli ve genel iyilik halini etkilemeye başlamışsa, sıradan ağrı kesicilerle kontrol altına alınamıyorsa veya iş gücü kaybına neden oluyorsa mutlaka jinekolojik değerlendirme yapılması önerilmektedir.

Mora Terapi ile yapılan renk terapileri ile adet sancılarının şiddeti kontrol altına alınabilmektedir. Aynı zamanda yapılan hormon regülasyon terapileri ile anormal hormon seviyeleri normal sınırlara çekilebileceğinden sancılı menstrual dönem geçiren veya menapoz dönemindeki kadınlar içinidealdir. Mora hormon regülasyon terapileri ile uzun vadede regl ağrılarında azalma sağlanabilmekte ve menapozun olumsuz etkileri hafifletilebilmektedir.