elektromanyetik kirlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elektromanyetik kirlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2021 Cuma

Elektromanyetik kirlilik nasıl zarar veriyor?






Günümüzde teknolojik cihazlara maruziyet git gide artmakta. Sosyal medyanın da son

zamanlarda sosyal hayatı, iş hayatını yüksek oranda kaplaması nedeniyle teknolojiyle

kopamaz hale geldik. Hal böyle olunca maruz kaldığımız elektromanyetiklerin farkına

varamıyoruz. Hayatımızı kolaylaştırdığını düşündüğümüz teknolojik aletler, temizlik robotları,

akıllı robotlar, akıllı telefonlar, radyo ve tv vericileri, mikro dalga fırın ve aklınıza gelebilecek

diğer tüm ürünler bu kirliliğe sebep olmaktadır. Elektromanyetik dalgalar vücuttaki dokularda

kimyasal değişimlere yol açarak zarar verirler.


Elektromanyetik kirlilik;

Kalitesiz uykuya,

Bağışıklık sisteminin zayıflamasına,

Baş ağrılarına,

Kalp ritminin bozulması,

Yüksek tansiyon,

Troid hormonun yükselmesi,

Dikkat azalması gibi problemlere sebep olmaktadır.

Vücut bu zararlı frekanslara maruz kaldıkça toksite oluşur ve vücutta birikir. Bu toksit

maddelerden arınmak için bir çok tedavi ya da detoks uygulanabilinmektedir. Bilinen ve

etkinliği kanıtlamış tedavi ise Mora Terapi Tedavisi’dir.


Mora Terapi tedavisi sayesinde vücudunuzda biriken tüm zararlı maddelerin vücuttan  arındırılarak sağlıklı bir bedene kavuşması sağlanır. Mora terapi’nin elektro akupunktur ölçümleri veya Mora Terapi merkezlerinde kullanılan Health scanner cihazlarıyla, vücutta elektromanyetik kirlilikten kaynaklı yük var mı yok mu tespit edilebilmekte ve Mora Terapi cihazlarıyla bu yükler temizlenebilmektedir. Cep telefonları, wifi hatları, elektronik aletlerden kaynaklı vücudunuzdaki elektromanyetik kirliliği temizlemeniz ve daha sağlıklı bir yaşama merhaba demeniz mümkün.

11 Ocak 2019 Cuma

GÖRÜNMEZ TEHLİKE ELEKTROMANYETİK STRES


Elektromanyetik kirlilik, günümüzde insan sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturan ancak görmezden gelinen bir durumdur.  Özellikle yüksek gerilim hatları ve radyo-televizyon verici istasyonlarının yakınlarında oturanların ve trafo merkezlerinde çalışanların sağlığını tehdit eden elektromanyetik dalgalar, günlük yaşamda kullanılan birçok cihazda bulunmaktadır.

Elektromanyetik alanlar gözle görülmemekte ancak insan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Elektrik şebekeleri, aydınlatmalar ve haberleşme ağları, evlerdeki kablolar, elektrikli aletler, cep telefonları, bilgisayarlar ve tabletlerin hepsi elektromanyetik alan üretmektedir.


Elektriği iletebilme özelliği olan insan bedeni bir elektrik alana maruz kaldığında, bedende elektrik yükleri birikmektedir ve bu biriken yükler kendini farklı şekillerde gösterebilmektedir. Elektromanyetik dalgalar insan vücudunda önemli ölçüde karışıklığa neden olmaktadır. Vücudun molekül ve atomlarının dengelerini bozabilmektedir. Bu nedenle biyokimyasal işleyiş etkilenmekte ve elektriksel dolaşım zarar görebilmektedir.


Elektrikli cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyondan en fazla etkilenen ve risk altında olan gruplara, hamileler ve gelişim çağındaki çocuklar örnek olarak verilebilmektedir.  Elektromanyetik kirlilik, çocuklarda öğrenme ve konsantrasyon bozukluğu, gençlerde kalp krizi ve çarpıntılar, beyni tahrip eden hastalıklar (Alzheimer ve Epilepsi gibi), baş ağrısı ve migren ağrıları, kronik halsizlik, huzursuzluk, uykusuzluk ve yorgunluk gibi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Bazı bünyeler, elektromanyetik alanlara karşı daha duyarlıdır. Bu kişilerde, uzun süre bilgisayar karşısında kalındığında ya da başka elektronik aletleri uzun saatler kullandıklarında bazı hassasiyetler ortaya çıkabilmektedir. Bunlar, boğazda kuruluk hissi, gözde ağrı ve görme bozukluğu, baş ağrısı, alerji, uykusuzluk, seslere karşı hassasiyet ve yorgunluk şeklinde sıralanabilmektedir.

Elektromanyetik alanın insan vücudu üzerindeki olumsuz etkilerini konu alan bir araştırmada; her insan vücudunda kansere yol açabilecek özelliğe sahip hasarlı hücrelerin bulunabildiği, bu hasarlı hücrelerinin bir şekilde elektromanyetik alana (bilgisayar, cep telefonu veya elektrikli bir aletten gelen) maruz kalması sonucu vücut bağışıklık sistemi bozulabileceğinden, kanserin hızlı bir şekilde gelişmesine neden olabileceği sonucuna varılmıştır.

Artık hayatımızın bir parçası haline gelen cep telefonları elektromanyetik dalgaları alıp vererek iletişim sağladığından hem radyasyon kaynağı hem de radyasyon alıcısıdır. Cep telefonu konuşması anında radyasyon kafatasından beyine doğru ilerleyebilmekte ve hücrelerle etkileşebilmektedir. Birçok bilimsel raporda cep telefonlarıyla ilişkili olarak baş ağrısı, endişe, kısa süreli hafızada zayıflama, kronik yorgunluk, deri uyuşukluğu, stres, görüş alanında daralma, kulak çınlaması gibi yaşam kalitesini düşürücü sağlık sorunları olabileceği belirtilmektedir.

Yüksek gerilim hattına yakın yerlerde yaşayan bireyler üzerinde yürütülmüş bir çalışmada yüksek gerilim hatlarının kanser riskini artırdığı gözlemlenmektedir. Hamilelerde sıklıkla düşüklere neden olabilmekte, psikolojik rahatsızlıklarla daha sık karşılaşılabilmektedir. Sadece insanlar üzerinde değil, hayvanlar üzerinde de olumsuz etkiler gözlemlenmiş olup, buna örnek olarak, arılarda üretkenlik ve bal üretiminde düşüşün gözlemlenmesi verilebilmektedir.

Hayatımızın bu kadar içinde olan, sağlığımızı çok ciddi boyutta tehdit eden bu kirlilikten tamamen korunma sağlanabilmesi zor olsa da bazı önlemler almak son derece önemlidir. En çok risk taşıyan cihazlardan olan cep telefonu kullanımı sınırlandırılarak ve geceleri uyurken mümkün olduğunca uzak bir yere konularak önlem alınmaya başlanabilmektedir. Aynı zamanda uyurken başınızın prize veya kablolara uzak olması sağlanmalıdır. Mikrodalga fırın vb gibi elektromanyetik alan oluşturan aletler çalışırken yakınında bulunulmamalıdır. Özellikle çocukların ekranlardan olabildiğince uzak kalması sağlanmalıdır.

Elektromanyetik alandan ve radyasyondan korunmada beslenme de önemli bir faktördür. Yüksek kalorili, özellikle kızartılmış gıdalar tüketmekten kaçınılmalıdır. Toksinleri bağlayarak vücudun korunmasında önemli rol oynayan elmadaki "pektin" maddesinin alınması, brokoli, lahana, tere gibi yeşil sebze tüketimi, laktobalit içeren yoğurt çökelek gibi süt ürünleri, korunmaya yardımcı olan besinlerdendir. A, C ve E gibi vitaminlerin kullanımı kalsiyum ve magnezyum, bunun yanı sıra selenyum, germanyum, vanadyum gibi eser elementler serbest radikal oluşumunu engellediğinden, besin seçimi yapılırken göz önünde bulundurulmalıdır.

Vücudumuzun kaldıramayacağı kadar elektromanyetik kirlilik, oluşturduğu hücresel stres nedeniyle birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Mora Terapi de elektromanyetik alanın vücutta oluşturduğu olumsuzlukları kaldırmada en etkili yöntemlerden biridir. Mora terapi ile alacağınız elektro stres ve radyasyon terapileri ile vücudunuzu eski sağlıklı haline geri getirebilirsiniz ve elektromanyetik alanın vücudunuzda oluşturduğu olumsuz etkilerden kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda Mora Terapi ürünleri arasında elektromanyetik alandan korunabilmenizi sağlayacak cihazlar da bulunmaktadır. Unutmayın, beslenmeme, uykuma, egzersizime önem gösteriyorum ancak hala kendimi iyi hissetmiyorum diyorsanız sebebi elektro stres olabilir!  Bütünsel sağlığınız için bunu ihmal etmeyin.



2 Kasım 2018 Cuma

PEMF İLE GÜCÜNÜZÜ KEŞFEDİN!


200 yılı aşkındır insan bedeni üzerindeki etkileri gözlemlenen ve araştırmalara konu olan elektro-manyetik alan ve hücre ilişkisi, Japon bilim adamı Dr.Kyochi Nakagawa'nın insan bedeninin düzgün ve sağlıklı şekilde gelişimi için manyetik alanın önemini ortaya atması ile yeni bir boyut kazanmıştır. Hücrelerin enerji transferini düzenleyebilmek için sıradan mıknatısların yetersizliğinin anlaşılmasının ardından, daha güçlü ve kontrol edilebilir bir manyetik alan ihtiyacı doğmuştur. Elektrik enerjisinden faydalanan yeni nesil mıknatıslar hem çok daha güçlü bir manyetik alan yaratmakta, hem de kullanılacağı bölgeye göre şiddeti ve yoğunluğu ayarlanabilmektedir. PEMF cihazı işte tam da bu noktada, bedende hücreler arası ilişkiyi düzenlemek ve enerji transferini hızlandırmak amacı ile geliştirilmiştir.


Bedenimizdeki her hücre birer enerji fabrikası gibi çalışır, enerji özel yollar kullanarak hücreler arasında transfer edilir ve depolanır. Zamanla vücudumuzda biriken toksinler bu yolları yavaş yavaş tıkayarak hücreler arası bu enerji alışverişini yavaşlatmaktadır. Hücrelerin rejenerasyonu ve restorasyonunda çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkan bu yolları temizlemek için PEMF yani Pulsed Electro Magnetic Frequency terapisi kullanılabilmektedir.





PEMF cihazı nasıl çalışır? 


PEMF cihazı, belirli aralıklarla hafif bir şiddet ile hücreleri sarsarak birikmiş olan toksinleri ve yabancı maddeleri hücre duvarından dışarı atar. Vücudun enerji alışverişinin sağlık yapılmasına olanak sağlayan bu işlem öylesine etkili ve hızlıdır ki hücreler gözle görülür bir şekilde daha hızlı iyileşmeye ve sağlıklı hale gelmeye başlar. Tedavi esnasından sorun yaşanan bölgeye sarılan manyetik bobinler şekil alabilir bir yapısıyla kullanım kolaylığı sağlar. Bobinlerden gelen manyetik alanı vücudun her bölgesinde verimli olarak kullanılabilir.

PEMF cihazı hangi alanlarda kullanılabilir?

PEMF, yaralı ya da iltihaplı hücrelerin yenilenmesini hızlandırarak yaraların iyileşmesini desteklemektedir. Kemik yoğunluğunu arttırarak ağrı ve acının giderilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, oksijen salınımını arttırır ve genel detoksifikasyonu genişletmektedir. Besin salınımını ve ATP üretimini de tüm hücreler için arttırmaktadır.

PEMF’in kullanıldığı alanlara; kanserli hücrelerin geriletilmesinde, Alzheimer hastalarında, Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS hastaları), kronik bronşit, kronik venöz yetmezlik, diş sorunları, depresyon dermatisis (Egzema), diyabet, gırtlak hastalıkları, boyun tutulması, sinir hücresi hasarları, Parkinson hastalığı, seksüel rahatsızlıklar, uyku bozuklukları, inme, tüberküloz, ülser, üriner problemler, çikolata kisti, kalp rahatsızlıkları, epilepsi (Sara hastalığı), Multiple Skleroz gibi çeşitli birçok hastalık örnek olarak verilebilmektedir.
PEMF terapileri, özellikle sporcularda meydana gelebilecek; bilek burkulmaları, arthritis (eklem iltahabı), kemik kırıkları, kas yırtılmaları gibi problemlerde de sıklıkla tercih edilmektedir.

Herhangi bir yan etkiye yol açmayan PEMF sağlık sorunu olmazsa bile verimli şekilde kullanılabilir. Vücutta biriken toksinler hücrelerin geçiş yollarını tıkayarak hücreler arası enerji geçişine engel olabilmektedir. PEMF cihazı ise hücreler arası geçiş yollarını temizleyerek vücuttaki verimliliği artırabilmektedir. PEMF, hem vücudu zararlı tüm toksinler arındırdığı için performansın artmasını sağlar hem de hafif şiddete hücreleri sarstığı için fizik tedavi, ağrı tedavileri ve spor yaralanmalarında iyileşme sağlar. PEMF cihazının amacı kişinin bütünsel olarak sağlıklı olmasını sağlamaktır.

29 Mayıs 2016 Pazar

PEMF ile toksinlerden arının!

Modern çağda teknolojinin gelişmesi hem yaşamımızı büyük katkılar sundu hem de bir o kadar götürüsü oldu. Günlük yaşam ve iş yaşamımızı yeniden yapılandıran gelişmeler yeni bir yaşam tarzı dizayn etti. Değişen tüm bu olgulara ayak uydurmak ya da uydurmaya çalışmak insanın vücudunda büyük yıkımlara yol açarken psikolojisinde de deformelere yol açtı.

Canlı veya cansız tüm maddelerin ise zayıf ya da güçlü manyetik alanlarının olmasını tüm bu deforme yaşanan süreçlerde avantaj olarak kullanmak isteyen Japon bilim insanı Dr. Kyochi Nakagawa manyetik etkinin insan bedeni üzerindeki etkisini gözlemleyen ve elektro-manyetik alan ve hücre ilişkisi üzerindeki çalışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Dr. Kyochi Nakagawa’ya göre insan bedeninin düzgün ve sağlıklı şekilde gelişimi için manyetik alan önemlidir. Hücrelerin vücutta enerji transferini düzenleyebilmek ve manupüle edebilmek için sıradan madeni mıknatısların yetersizliğinin anlaşılmasının ardından, daha güçlü ve kontrol edilebilir bir manyetik alanın varlığına ihtiyaç duyuldu.

Dr. Kyochi Nakagawa’ın bu tezinden yola çıkarak, bedende hücreler arası ilişkiyi düzenlemek ve enerji transferini hızlandırmak amacıyla üretilen PEMF (Pulsed Electro Magnetic Frequency) cihazı, vücuttaki toksinleri ve yabancı maddeleri hücre duvarından dışarı atar. 40’a yakın sağlık sorununda kullanılan PMEF cihazı vücudumuzun bir hücre fabrikası gibi çalıştığını varsayarak buna uygun bir işleyiş modeli yaratmıştır. Gün geçtikçe vücudumuzda biriken toksinler hücrelerin geçiş yollarını yavaş yavaş tıkayarak hücreler arası bu enerji alışverişini yavaşlatır. Hücrelerin rejenerasyonu ve restorasyonunda bu yolları temizlemek için PEMF cihazları kullanılır.

Nasıl çalışır?

PEMF cihazı, belirli aralıklarla hafif bir şiddet ile hücreleri sarsarak birikmiş olan toksinleri ve yabancı maddeleri hücre duvarından dışarı atar. Vücudun enerji alışverişinin sağlık yapılmasına olanak sağlayan bu işlem öylesine etkili ve hızlıdır ki hücreler gözle görülür bir şekilde daha hızlı iyileşmeye ve sağlıklı hale gelmeye başlar. Tedavi esnasından sorun yaşanan bölgeye sarılan manyetik bobinler şekil alabilir bir yapısıyla kullanım kolaylığı sağlar. Bobinlerden gelen manyetik alanı vücudun her bölgesinde verimli olarak kullanılabilir.

PEMF cihazı kullanıldığı tedaviler

Kanserli hücrelerin geriletilmesinde
Alzheimer hastalarında
Sporcu yaralanmaları
Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS hastaları)
Bilek burkulmaları
Arthritis (Eklem iltahabı)
Blepharitis (Göz kapağı enfeksiyonu)
Kemik kırıkları
Kronik bronşit
Kalp rahatsızlıkları
Kronik venöz yetmezlik
Diş sorunları
Depresyon
Dermatisis (Egzema)
Diyabet
Gırtlak hastalıkları
Erb-duchenne felci
Çikolata kisti
Epilepsi (Sara hastalığı)
Multiple Skleroz
Kas yırtılmaları
Boyun tutulması
Sinir hücresi hasarları
Parkinson hastalığı
Seksüel rahatsızlıklar
Uyku bozuklukları
İnme (Felç)
Tüberküloz
Ülser
Üriner problemler
Yara iyileştirme
Oksijen salınımını arttırır.
Detoksifikasyonu genişletir.
Besin salınımını ve ATP üretimini tüm hücreler için arttırır.
Yaralı yada iltihaplı hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
Kemik yoğunluğunu arttırıp, acıyı azaltır.


18 Mayıs 2016 Çarşamba

Mora Terapi’nin radyasyona karşı koruyucu etkisi: Nova Protect

Teknolojinin hayatımızda vazgeçilemez bir konuma geldiğinden beri yeni bir tehlike ile karşı karşıya kaldık. Son yıllarda elektromanyetik kirlilikteki artışın sebebi olarak da bu söylenebilir. Evler, ofisler, fabrikalar, okullar neredeyse tüm yaşam alanları elektromanyetik kirlilik ile kuşatılmış durumda.
Bilgisayarlarla çevrilmiş iş yerleri, baş ucumuzdaki cep telefonları kritik ve kronik hastalıklarda büyük bir artış sebep oluyor.

Elektromanyetik kirlilik, çocuklarda öğrenme ve konsantrasyon bozukluğu, gençlerde kalp krizi ve çarpıntılar, beyni tahrip eden hastalıklar (Alzheimer ve Epilepsi gibi), baş ağrısı ve migren ağrıları, kronik halsizlik, huzursuzluk, uykusuzluk ve yorgunluk gibi sağlık problemlerine yol açıyor. Radyasyona maruz kalmış kişinin yakın çevresindeki radyasyon maruziyeti azaltıldıktan veya ortadan kaldırıldıktan kısa bir süre sonra rahatsızlık çok sıklıkla iyileşiyor veya aylar ya da yıllar boyunca sürmüş olan şikayetler ortadan kayboluyor.

Dalgaya benzer şekilde iletilen ve yeryüzünde vantilatör akımına benzer bir hareket mekanizmasına sahip elektromanyetik alanlar olan geopatojenik radyasyonlar ve güneş ışınlarına ilave olarak, elektromanyetik yüklü radyasyon parçacıklarına sahip kozmik ızgara olarak adlandırılan radyasyonların yol açtığı hastalıklara karşı Mora Nova Protect sizi radyasyona karşı korur ve sağlıklı bir şekilde yaşamınıza devam etmenizi sağlar.

 Nova Protect’in koruyucu mekanizması uzun yıllara dayalı bir araştırma ve geliştirme faaliyeti sonrasında, sizi ve çevrenizdekileri güvenilir şekilde elektromanyetik radyasyondan korur.

Temel amacı vücuttaki normal olmayan işleyişi normal ve sağlıklı haline getirmek olan Mora Terapi teknoljisine ait Nova Protect, spesifik bir elektrostatik alan meydana getirmek suretiyle insanların, hayvanların ve bitkilerin, radyasyonlu ortama rağmen sağlığını koruyabilmektedir. Nova Protect, duvarlar ve tavanlar ile kaplı 30 metre yarıçapındaki bir alan içerisinde etkilidir. Üretilen elektrostatik alan, epiderm içerisindeki su moleküllerini izin verilen alanla aynı seviyeye getirir.

Mora Nova Protect insan vücudu için zararsızdır çünkü bir elektrik akımı yaratmaz ve sadece ilk dermal tabaka üzerinde bir etkisi vardır. Bu mekanizma, bu radyasyonun vücudumuza nüfuz etmesine karşı güvenilir bir koruma sağlar. Buradaki koruma mekanizması hem suni radyasyon hem de doğal elektromanyetik radyasyon için geçerlidir. Nova Protect’teki su molekülleri manyetik bir kutba sahip olmadığından, dünyanın manyetik alanı gibi manyetik alanlar vücuda zorlanmadan girebilmektedir.

Radyasyona karşı diğer koruyucu tedbirlerin aksine Nova Protect, mevcut radyasyona karşı değil insanlar ve çevresindekiler (hayvanlar ve bitkiler) üzerinde etkilidir. Söz konusu bu yöntem ile yeryüzünün manyetik alanında bir ek kayma meydana gelmez.





14 Temmuz 2014 Pazartesi

Modern yaşamın tehdidi: Elektromanyetik kirlilik

Özellikle yüksek gerilim hatları ve radyo-televizyon verici istasyonlarının yakınlarında oturanlar ile trafo merkezlerinde çalışanların sağlığını tehdit eden elektromanyetik dalgalar, günlük yaşamda kullanılan birçok cihazla risk oluşturuyor.

Sakarya Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çerezci, pilot il olarak belirlenen İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, Samsun ve Sakarya'da, elektromanyetik kirlilik konusunda ölçümler yaparak, elde edilen veriler hakkında rapor hazırladı. Yaklaşık 6 aylık bir çalışma sonucu hazırlanan raporda, söz konusu bölgelerdeki yüksek gerilim hatları, trafolar ve baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyon oranları ölçülerek, kayda alındı. Raporda, "Baz istasyonu, cep telefonu, radyo-TV ve telsiz vericileri ile yüksek gerilim hatları nedeniyle yayılan elektromanyetik radyasyonun nükleer radyasyon gibi etkili ve korkunç olmasa da maruz kalan beden üzerinde zaman içinde oluşturacağı etkiler hepimizi korkutmaya devam ediyor" ifadeleri yer alıyor.

Elektromanyetik radyasyon yayan cihazlar

Televizyon, radyo, telsiz ve telefon vericilerine ait antenler ile evlerde kullanılan televizyon, bilgisayar, mikrodalga fırın, saç kurutma makinesi ve benzeri cihazların elektromanyetik radyasyon yaydığı belirtilen raporda, daha önce yapılan deneylerde, mikrodalgalara yoğun ve uzun süreli maruz kalanların alzheimer, parkinson ve ciddi göz hasarı yaşadığı ifadelerine yer verildi. Dijital cep telefonlarının baş çevresinde mikrodalga darbeleri ürettiği vurgulanan raporda, şu bilgiler yer aldı:
"Herhangi bir nedenle her insan vücudunda kansere yol açabilecek özelliğe sahip hasarlı hücreler bulunabilir. Böyle bir insanın bu hasarlı hücrelerinin bir şekilde elektromanyetik alana (bilgisayar, cep telefonu veya elektrikli bir aletten gelen) maruz kalması sonucu vücut bağışıklık sistemi bozularak, kanserin hızlı bir şekilde gelişmesine yol açacağı ifade edilmektedir. Birçok bilimsel raporda cep telefonlarıyla ilişkili olarak baş ağrısı, endişe, kısa süreli hatırlamada azalma, giderek artan kronik yorgunluk, deri uyuşukluğu, stres, görüş alanında daralma, kulak çınlaması gibi yaşam kalitesini düşürücü sağlık sorunları olabileceği belirtilmektedir. Cep telefonları elektromanyetik dalgaları alıp vererek iletişim sağlar. Yani hem radyasyon kaynağı hem de radyasyon alıcısıdır. Cep telefonu konuşması anında radyasyon kafatasından beyine doğru ilerler ve hücrelerle etkileşir."

Yüksek gerilim hatlarının yakınında yaşayanlar

Üzerinde özellikle durulan yüksek gerilim hatları ve trafoların yakında yaşayanların önemli derece risk taşıdığı ifade edilen raporda, şöyle denildi:

"Yüksek gerilim hatlarının, yakın çevresinde yaşayanlar için kanser riskini artırdığı bilinmektedir. Hamilelerde sıklıkla düşüklere neden olduğu, psikolojik rahatsızlıklar verdiği tespit edilmiştir. Arılarda üretkenlik ve bal üretiminde düşüş gözlenmiştir. Yüksek gerilim hatlarına yakın bölgede oturan insanların kansere yakalanma riskinde yüklü partikül ve iyonların önemli rol oynadığına dikkat çekilmektedir. Yani yüksek gerilim hatları havada yüklü partiküller oluşturur ve bunlarda havadaki kirliliklerle bütünleşerek insanların nefes almasıyla iç bünyeye geçebilmektedir."

Radyo-TV verici antenleri

Radyo-TV vericilerinin de önemli derecede elektromanyetik radyasyon yaydığı vurgulanan Sakarya Üniversitesinin raporunda, bir verici anteninin bin tane baz istasyonu gücünde sinyal yaydığı ifade edildi.
Kentlerdeki radyo-TV yayını yapan antenlerin mutlaka çok yüksek, özel bir kulede toplanması ve belirli bir mesafeye kadar yakınlarında kesinlikle yerleşime izin verilmemesi gerektiği kaydedilen raporda, İstanbul ve Ankara'daki verici antenlerinin bulunduğu noktalara dikkat çekildi.

Elektrik trafolarına dikkat

Pilot illerde yapılan araştırmalarda, birçok semt ya da mahallelerde bir veya birkaç tane trafo olduğu kaydedilen araştırmada, özellikle büyük şehirlerdeki trafoların nereye yerleştirileceği konusunun sorun olduğu belirtilen raporda, şu görüşler aktarıldı:
"Yaptığımız araştırmalarda bodrum katına yerleştirilmiş bir trafonun yaydığı şiddetli manyetik alan nedeniyle 1. katta oturanları ve bitişikteki daireleri sürekli elektromanyetik ışımaya maruz bıraktığı belirlenmiştir. Böyle bir durumda bilgisayarların ve diğer elektronik cihazların etkilenmesi kaçınılmazdır. Peki ya orada oturan insanların durumu ne olacaktır? Okul bahçelerinde oynayan çocuklar için de bitişiklerinde bulunan trafodan yayılan manyetik alan bir şekilde olumsuz etkiler oluşturabilecektir. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığı'na önemli görevler düşmektedir. Elektromanyetik kirlilikten eğitim çağındaki çocukların etkilenmemesi için çeşitli okul bahçelerine yerleştirilmiş trafoların okul yakınlarından geçen iletim hatlarıyla beraber kaldırılarak, çevresi yeterince boş olan uygun arazilere yerleştirilmelidir."


En fazla etkilenen gruplar

Elektrikli cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyon nedeniyle en fazla etkilenen risk grupları içine hamileler ve gelişim çağındaki çocukların girdiği kaydedilen araştırmada, "Elektronik cihazlardan yayılan elektromanyetik radyasyona karşı gerekli önlemler alınırsa, endişe edilecek bir durum yoktur. Önemli olan kullanılacak cihazın hangi şartlar altında zararlı ve zararsız olduğunu bilip ona göre kullanmaktır. Elektromanyetik radyasyon yayan cihazların insan sağlığına zarar vermeme limitleri araştırmalar neticesinde tespit edilmekte ve bu limitlere göre yasal düzenlemeler hazırlanmaktadır" uyarısında bulunuldu.

Elektromanyetik radyasyon konusunda her ülkenin kendi standartlarına göre limit değerler belirlediği aktarılan raporda, bu değerlerin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da tanınan ve uluslararası bir komisyon olan İyonize Olmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlendiği hatırlatılarak, yayılan radyasyonun frekansına bağlı olarak değiştiği vurgulandı.

Nasıl korunabiliriz?

Türkiye'de yüksek gerilim hatları ve trafolardan kaynaklanan elektromanyetik radyasyon konusunda herhangi bir yasal düzenleme olmadığının altı çizilen Sakarya Üniversitesi raporunda, kirlilikten korunma önerileri de sıralandı.

Kişilerin söz konusu tehdit karşısında bilinçli olması ve riski ciddiye alması gerektiği bildirilen raporda, korunma yöntemleri şöyle sıralandı:

-Cep telefonu kullanımını azaltın. (Elektromagnetik kirlilik kaynakları arasında en fazla risk cep telefonu kullanımı kaynaklıdır.)

-Mikrodalga fırın çalışırken yakınında bulunmayın.

-Çocukların televizyona yakın oturmasını engelleyin.

-Başınız yatak odasında kablo ve prizlere yakın olacak şekilde uyumayın.

-Elektromanyetik dalga yayan herhangi bir cihazın mümkün mertebe uzağında bulunun.

-Camilerde elektrikle alttan ısıtma sistemlerini önceden çalıştırın. Cemaat camii içindeyken sistemi kapatarak, fişi mutlaka prizden çekin.

-Radyasyondan korunmada beslenme önemlidir. Yüksek kalorili, özellikle kızartılmış gıdalar tüketmekten kaçınılmalı. Toksinleri bağlayarak vücudun korunmasında önemli rol oynayan elmadaki "pektin" maddesinin alınması, brokoli, lahana, tere gibi yeşil sebze tüketimi, laktobalit içeren yoğurt çökelek gibi süt ürünleri, korunmaya etki eden faktörlerdendir.

-A, C ve E gibi vitaminlerin kullanımı kalsiyum ve magnezyum, bunun yanı sıra selenyum, germanyum, vanadyum gibi eser elementler serbest radikal oluşumunu engellemesi açısından gıdaya ilave olarak alınması uzmanlarca tavsiye edilmektedir.

-Konutların yüksek gerilim hatlarından en az 100 m uzakta yapılması için gerekli yasal düzenlemenin yapılmalı.

-Bazı yerel yönetimlerin yüksek gerilim hatlarının altına önceden yapmış oldukları yürüme, koşu yolları ve çocuk oyun parkları gibi tesisler iptal edilmeli. Uyarı işaretleri bulunan panolarla halk ikaz edilmeli.

-Yerleşim bölgelerinden geçen hatların yer altlarına alınması için proje geliştirilmeli veya güzergah değişiklikleri yapılmalı.

Ölçüm sonuçları

Raporda, Bursa ve Samsun'da yerleşim olmayan bölgelere konumlandırılmış olan radyo-TV vericilerine ait değerlendirmeye dikkat çekilerek, şehir içinde oluşturduğu elektromanyetik radyasyon seviyesinin "limitlerin çok altında" kaldığı belirtildi.

İstanbul, Ankara, Sakarya ve Antalya'daki ölçümlerde ise vericilerin yerleşim bölgelerine çok yakın olması dolayısıyla limitlere yakın seviyede kirlilik oluştuğu kaydedilen raporda, Telekomünikasyon Kurumunun sürekli denetim yaparak limit değerlerin korunması için çalışma yaptığı vurgulandı.

Baz istasyonlarının oluşturduğu kirlilik konusunda ise 6 ilde "birkaç tane dışında" kamuoyunda infial ve endişeye yol açacak seviyede kirlilik olmadığı bildirilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Söz konusu illerdeki baz istasyonlardaki kirliliğin, limit seviyenin çok altında kaldığı gözlenmiştir. Halkımızı rahatlatacağını umduğumuz bu sonucun oluşmasında Telekomünikasyon Kurumunun yönetmeliğin tüm gereklerinin GSM operatörleri tarafından benimsenmesi için gösterdiği ısrarcı ve kararlı tavrı çok önemli olmuştur.

Ayrıca şehirlerde tüm radyo ve TV vericilerinin tek bir yüksek kulede toplanması amacıyla kurulan "Anten AŞ" projesinin gerçekleşmesi halinde, elektromanyetik kirliliğin azaltılmasına ve kontrolüne yönelik önemli bir
gelişme olacaktır."

Raporun son bölümünde kirlilik kaynakları arasında yapılan risk sıralamasında, cep telefonları ve yüksek gerilim hatlarının "çok çok riskli", radyo-tv vericilerinin "oldukça riskli, baz istasyonlarının ise "az riskli" olduğu ifade edildi.

Uzmanlar, yapılan bilimsel araştırmalarda cep telefonlarının büyük bir tehdit olduğu vurgusunu yaparak, mümkün olduğunca telefonla az konuşulması, konuşma sırasında cihaz ile kulağın arasına en az bir parmak mesafe konulması veya kulaklık kullanılması uyarısında bulundu.