insülin direnci kırılması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
insülin direnci kırılması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2023 Pazartesi

MORA TERAPİ İLE İNSÜLİN DİRENCİNİZİ KIRABİLİRSİNİZ

 


İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?


İnsülin vücudumuzda pankreasta üretilen bir hormondur.

Beslenme sonrasında sindirim sistemi içerisinde besinlerde bulunan büyük yapılı karbonhidratlar parçalanarak küçük şekerlere dönüür ve daha sonra bu şeker emilerek kan dolaşımına katılır. Temel bir karbonhidrat olan glikoz, kan şekeri olarak bilinir. İnsülin hormonu kan dolaşımındaki şekerin hücreler tarafından alınmasını sağlar. Sonra da bu şeker enerji üretiminde kullanılır.

İnsülin direncini şu şekilde tanımlayabiliriz:

Gün içinde vücuda alınan şeker enerjiye dönüştürmek için insülin hormonuna ihtiyaç duyarız. İnsülin direnci; karaciğer, kas, yağ dokusu gibi yapılarda meydana gelen bozulma olarak ifade edilir. Bu hücreler insüline doğru tepki vermediğinde enerji üretimi için de glikozu kullanmaz. Bunun sonucunda da insülin direnci gelişir. İnsülin direncinin gelişmesiyle birlikte de kan şekeri düzeyi yükselir. Sistemsel olan bu bozulmanın sonucunda da pankreastan daha yüksek düzeyde insülin salınımı gerçekleşir.

Metabolik bozulma olarak da tanımlanan İnsülin direnci olarak adlandırdığımız bu olay neticesinde Tip 2 diyabet görülme olasılığı çok yüksektir.



İNSÜLİN DİRENCİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

• Cilde renk veren pigmentlerin artışından ötürü koyulaşma

• Deride yumuşama

• Hızlı ve aşırı kilo alma

• Kilo vermede sıkıntı yaşama

• Adet düzensizliği

• Aşırı tüylenme

• Kendini enerjisiz hissetme, sabahları yorgun kalkma

• Yemeklerden sonra uyku basması

• Konsantrasyon ve algılama güçlüğü

• Soğuk terleme ve üşüme

• Vücut direncinde azalma

• Hızlı yeme, sık ve çabuk acıkma

• Baygınlık hissi

• Tatlı krizleri

• Elde ayakta titreme



İNSÜLİN DİRENCİNE SEBEP OLACAK DURUMLAR

• Aşırı kilo

• Hareketsizlik

• Diyabet

• Polikistik over sendromu

• D vitamini eksikliği

• Sağlıksız ve dengesiz beslenme. Örneğin; işlenmiş gıdalar, çikolata, kek, dondurma, kraker vb. yiyeceklerin tüketimi.


İnsülin direncinin kırılması, vücudun insülini daha etkili bir şekilde kullanmaya başlaması anlamına gelir. Bu genellikle sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz alışkanlıklarıyla elde edilir. İnsülin direncinin kırılmasının vücuttaki olumlu değişikliklerini şu şekilde örneklendirebiliriz:

1. Kan şekerinin kontrolü: İnsülin direncinin kırılmasıyla birlikte, vücut insülini daha etkili bir şekilde kullanır ve kan şekerini daha iyi kontrol eder.

2. Kilo kaybı: İnsülin direncinin kırılması sonucu vücutta daha fazla yağ yakımı ve kilo kaybı olabilmektedir.

3. Kardiyovasküler sağlık: İnsülin direncinin kırılması, kan basıncını düşürebilir ve kalp hastalığı riskini azaltmaktadır.

4. Metabolizma hızı: İnsülin direnci kırıldıktan sonra, metabolizma hızı artabilir ve vücut daha fazla kalori yakabilmektedir.

5. Daha iyi enerji seviyeleri: İnsülin direncinin kırılması, daha iyi enerji seviyeleri ve daha az yorgunluk hissi sağlayabilir.

Bu sonuçlara dayanarak insülin direncinin kırılmasının sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.



MORA TERAPİ İLE İNSÜLİN DİRENCİNİZİ KIRABİLİSİNİZ!

İnsülin direnci (Metabolik sendrom) terapisinde ilk amaç; insülin direncine neden olan risk faktörlerinin yaşam şekli değişiklikleri ve gerekli tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınmasıdır. Yaşam tarzı değişikliği dışında, metabolik sendromu tedavi edebilecek tek bir unsur söz konusu değildir. En uygun tedavi yöntemi kilo kaybının sağlanması, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yaşam şekli değişiklerinin sağlanması ve sigara kullanımının sonlandırılmalıdır.

Yaşam tarzı ile doğrudan bağlantılı olan insülin direncinin tedavisinde başarılı sonuçlara imza atmış bütünsel tıp yöntemi Mora Terapiyi hastalarına uygulayan doktorlarımız, insülin direnci olan hastalarda iyileşmeye dair Mora Terapi ile gerçekleştirilmek istenen iki amacı: “Birincisi karbonhidrat bağımlılığını azaltmak veya bitirmek, ikincisi ise efektif bir detoksifikasyon ile insülinin etkinliğini artırmak.” şekilde özetlemektedir.

Kilo almaya neden olmasının dışında insülin direncinin ortaya çıkmasında da oldukça etkili olan karbonhidrat bağımlılığı için hastanın bağımlısı olduğu şeker, tatlı, çikolata, buğday ekmeği, un ve tuz gibi maddeler tüplere konularak Mora Terapi cihazları aracılığıyla vücuttan silinmektedir. İnsülin direncini kırmak için vücuttaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleşmesinden yola çıkan Mora Terapi teknolojisi, karbonhidrat bağımlılığı ile tahribata uğramış hücrelerin yeniden sağlıklı hale getirilmesini sağlamaktadır.

MORA TERAPİ İNSÜLİN DİRENCİNİ KIRMADA NEDEN BU KADAR ETKİLİ?

Mora Terapi’de, karbonhidrat bağımlılığının vücuttan silinmesi ile hastaların sağlıklı beslenmesine destek olunarak insülin direncine yola açan belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. İnsülin direncinde Mora Terapi terapileri uygulanırken hastanın bütünsel olarak iyileşmesi ele alındığı için vücudun tüm zararlı maddelerden kurtulması ve aynı zamanda insülin hormonu ile hücre yüzeyindeki insülin reseptörlerinin etkileşiminin gerçekleştiği ortamın temizlenmesi amacıyla genel bir detoksifikasyon işlemi gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde hem vücut zararlı frekanslardan arınmakta hem de vücuttaki insülin etkinliği arttırılmaktadır. Aynı zamanda seans sonrasında bol su içilmesine, dengeli ve sağlıklı beslenilmesine ve düzenli egzersize yönlendirme yapılarak kişilerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri desteklenmektedir.

Araştırmalara göre Mora Terapi’nin insülin direncine etkisi hakkında yapılan bir çalışmada, 12 haftalık bir Mora Terapisi programına katılan 22 obez yetişkinin, program sonunda insülin direncinin azaldığı gözlemlenmiştir.


7 Aralık 2018 Cuma

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI METABOLİK SENDROMA MORA TERAPİ YAKLAŞIMI


Metabolik sendrom; insülin direnci zemininde gelişen, karın çevresi yağlanma, obezite, glukoz intoleransı veya diyabet, kan yağlarının düzensiz seyretmesi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği ölümcül bir hastalıktır. Metabolik sendrom ayrıca insülin direnci sendromu, sendrom X, polimetabolik sendrom, ölümcül dörtlü ve uygarlık sendromu gibi farklı terimlerle de tanımlanmaktadır.



Türkiye’de gerçekleştirilmiş bir çalışmaya göre, 2000 yılı itibariyle Türkiye genelinde 30 yaş ve üzerindeki 9,2 milyon kişide metabolik sendrom mevcuttur. Ülkemizde metabolik sendrom görülme sıklığı, erkeklerde %28, kadınlarda ise %40 gibi oldukça yüksek değerlerdedir.

Metabolik sendrom görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artış göstermektedir. Sendroma en yatkın kişiler ise oturarak çalışan, düzensiz beslenen, yoğun stres altında çalışanlardır. Hareketsiz yaşam tarzı, fast-food alışkanlığı, sigara kullanımı ve özellikle stres, sendromun giderek daha erken yaşlarda ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Metabolik sendrom dünyada ve ülkemizde giderek daha fazla sayıda insanı etkilemekte olan önemli bir ölüm nedenidir. Metabolik sendromlu kişilerde kalp damar hastalıkları çok sık görülür ve ölüm riski de buna bağlı olarak artmaktadır. Kan şeker düzeyi diyabet sınırında değilse bile ileriki evrelerde bu hastalığın gelişebilmesine zemin hazırlamaktadır. Bu bireylerin tüm risk faktörleri göz önünde bulundurularak tedavi edilmesi gerekmektedir.

Metabolik anormallikler ve kardiyovasküler risk faktörlerini kapsayan metabolik sendrom daha çok insülin duyarlılığı bozulmuş bireylerde ortaya çıkmaktadır. Metabolik sendromu oluşturan başlıca unsurlar; insülin direnci, karın çevresi yağlanma, yükselmiş kan basıncı, kan yağları anormallikleri ve ürik asit yüksekliğidir. Bahsedilen faktörlerden birinin varlığında mutlaka gerekli tahliller yapılarak diğerleri de araştırılmalıdır. Çünkü bu unsurlar birbirilerini tetikleyebileceği unutulmamalıdır. Örneğin şişmanlık arttıkça şeker, tansiyon ve kan yağları da yükselmektedir.

Metabolik sendrom, insülin direnci sendromu olarak da isimlendirilmektedir; çünkü bu hastalıktaki bulguların hemen hepsi çeşitli dokulardaki insülin reseptörlerinin iyi çalışmamasına bağlıdır. Son yıllarda şişmanlığın insülin direncine neden olmasından çok, insülin direncinin şişmanlığa neden olduğu üzerinde daha çok durulmaktadır. Çünkü yağ dokusu dışındaki dokularda, özellikle de beyin dokusunda insülin etkisi azalınca, organizma aldığı enerjiyi kullanmaktan çok yağ dokusunda depolama yönünde çalışmaktadır.

Metabolik sendrom tedavisinde ilk amaç; insülin direncine neden olan risk faktörlerinin yaşam şekli değişiklikleri ve gerekli tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınmasıdır. Yaşam tarzı değişikliği dışında, metabolik sendromu tedavi edebilecek tek bir unsur söz konusu değildir. En uygun tedavi yöntemi kilo kaybının sağlanması, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yaşam şekli değişiklerinin sağlanması ve sigara kullanımının sonlandırılmalıdır.

Yaşam tarzı ile doğrudan bağlantılı olan metabolik sendromun tedavisinde başarılı sonuçlara imza atmış bütünsel tıp yöntemi Mora Terapiyi hastalarına uygulayan doktorlarımız, metabolik sendromlu hastalarda iyileşmeye dair Mora Terapi ile gerçekleştirilmek istenen iki amacı: “Birincisi karbonhidrat bağımlılığını azaltmak veya bitirmek, ikincisi ise efektif bir detoksifikasyon ile insülinin etkinliğini artırmak.” şekilde özetlemektedir.

Kilo almaya neden olmasının dışında metabolik sendorumun ortaya çıkmasında da oldukça etkili olan karbonhidrat bağımlılığı için hastanın bağımlısı olduğu şeker, tatlı, çikolata, buğday ekmeği, un ve tuz gibi maddeler tüplere konularak Mora Terapi cihazları aracılığıyla vücuttan silinmektedir. Vücuttaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleşmesinden yola çıkan Mora Terapi teknolojisi, karbonhidrat bağımlılığı ile tahribata uğramış hücrelerin yeniden sağlıklı hale getirilmesini sağlamaktadır.

Mora terapide, karbonhidrat bağımlılığının vücuttan silinmesi ile hastalanın sağlıklı beslenmesine destek olunarak metabolik sendroma yola açan belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Metabolik sendromda Mora Terapi tedavileri uygulanırken hastanın bütünsel olarak iyileşmesi ele alındığı için vücudun tüm zararlı maddelerden kurtulması ve aynı zamanda insülin hormonu ile hücre yüzeyindeki insülin reseptörlerinin etkileşiminin gerçekleştiği ortamın (interstisyum- mesenkimal alan) temizlenmesi amacıyla genel bir detoksifikasyon işlemi gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde hem vücut zararlı frekanslardan arınmakta hem de vücuttaki insülin etkinliği arttırılmaktadır. Aynı zamanda seans sonrasında bol su içilmesine, dengeli ve sağlıklı beslenilmesine ve düzenli egzersize yönlendirme yapılarak kişilerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri desteklenmektedir.