cilt yaşlanması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cilt yaşlanması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2023 Pazartesi

NAD+ NEDİR?

 


 ‘Nikotinamid Adenin Dinükleotit’ ya da kısaca NAD+ vücudumuzdaki yaşayan tüm hücrelerde ve hücrelerin enerji merkezi olan mitokondrilerde bulunan bir koenzimdir. Aynı zamanda da NAD+ ‘uzun yaşamın anahtarı’ olarak bilinir. NAD+ doğal olarak oluşan bir niasin enzimidir.

NAD+ proteinler için vazgeçilmez bir yardımcı molekül konumundadır. DNA bütünlüğünü de koruyan NAD+, proteinlerin kalite kontrol mekanizmasında görev almaktadır.

NAD+, vücut yaşlandıkça doğal olarak kısalan kromozomların uçlarında bulunan koruyucu başlıklar olan telomerleri uzatmaktadır.

NAD+ ayrıca vücudumuzda duygu-durumumuza da olumlu etki etmektedir. Duygu-durum düzenlemesi yapmakla beraber serotonin düzeyini de arttırır ve depresyon, anksiyete gibi durumların semptomlarını azaltır.

NAD+ enzimi şeker ve karbonhidrat kaynaklı enerjinin hücresel enerjiye dönüştürülmesini sağlar. 


NAD+ EKSİKLİĞİNİN ETKİLERİ NELERDİR?

NAD+’nin vücudumuz için oldukça gerekli bir enzim olduğu araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, vücudumuz için önemli bir ihtiyaç olduğunu belirttiğimiz NAD+’nin eksikliği, oksijen ve glikoz eksikliğinde olduğu gibi ölüme yol açabilmektedir. NAD+ seviyesinde düşüş olması durumunda ise kalp yetmezliği, demans, metabolik hastalıklar ve kanser gibi; özellikle ileri yaşlarda görülen rahatsızlıkların yaşanması olasılığı yükseldiği bilinmektedir. NAD+ düzeyi ideal seviyede tutulduğunda hücrelerimiz hem iç hem de dış hasara karşı korunmuş olacaktır. Bu sebeple hücre içinde NAD+ düzeyi ideal seviyede tutulması önemlidir.

Araştırmalar NAD+’nin vücudumuzda ve beynimizde gerçekleşen yaşlanmalarla savaştığını ortaya koymaktadır.

NAD+ yaşamsal olarak ihtiyacımız olan bir enzim olmakla birlikte yaşlandıkça bu enzimin vücudumuzdaki oranı azalmaktadır. Yaşlanma belirtilerinin de temel sebebi NAD+ azalmasıdır.


Vücudumuzda NAD+ seviyesini doğal olarak azaltan etkenler nelerdir?

Yaşlanma 

Kaygı

Depresyon 

Alzheimer 

Parkinson

Travma sonrası stres

Kanser

Çeşitli nedenler sonucu oluşan beyin hasarı

Nörodejeneratif hastalıklar

Alkol ve uyuşturucu madde kullanmak


NAD+ seviyesi azalınca vücudumuzda ne olur?

Mitokondri fonksiyonu bozulur.

Telomerler daha hızlı kısalır.

Kök hücre rezervi azalır.

Gen hasarı artar.

Hücresel yaşlanma hızlanır.

Hücreler arası iletişim bozulur

 Bu sebeple ilerleyen yaşlarda NAD+ seviyelerin yükseltecek uygulama yapmak doğru olacaktır. NAD+ seviyenizi düzeterek  sağlıklı şekilde yaş almanız mümkündür. Azalan NAD+ seviyesini yükseltecek olan NAD+ IV terapisinin faydaları nelerdir?

NAD+ IV TERAPİ’NİN FAYDALARI NELERDİR?

Sağlıklı beyin fonksiyonunu destekler ve bilişsel performansı iyileştirir.

Bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar.

Karaciğer sağlığını olumlu yönde etkiler.

DNA hasarını büyük ölçüde önlemeye yardımcı olur.

Nörolojik işlevleri hızlandırır.

Enerji seviyesini artırır.

Metabolizmayı hızlandırır.

Hücreleri yeniler.

Yaşlanma sürecini yavaşlatır.

Yaşlanmış hücrelerde de etkilidir. Anti-aging etkilidir.

Genel yorgunluğu azaltır.

Fiziksel dayanıklılığı ve atletik performansı arttırır.


MORA TERAPİ İLE SAĞLIKLI YAŞAMA ADIM ATIN!

Mora Terapi bağımlılık, kilo verme, duygu-durum ve ağrı terapileri ile sağlıklı bir yaşama kavuşmanız mümkündür. 

Mora Terapi doğal biorezonans terapisi ile vücudunuzdan alınan frekanslar yoluyla yapılan sigara, alkol ve gıda bağımlılıklarından kolay ve sağlıklı şekilde kurtulabilirsiniz.

Aynı zamanda öfke, çaresizlik, mutsuzluk, depresyon gibi duygu-durum bozukluklarında Mora Bach Çiçekleri terapisi ile de duygu-durum düzeltmesi yoluyla zihinsel, ruhsal ve fiziksel iyileşme yaşayabilirsiniz.





21 Mart 2014 Cuma

Sigara Güneş Işınlarından Daha Tehlikeli Olabilir!

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (Omü) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigaranın deri üzerinde birçok zararlı etkisi bulunduğunu söyledi.

Sigara içen kişilerde hayatı boyunca sigara kullanmamış kişilere göre iki kat daha fazla kırışıklık oluştuğunun saptandığını belirten Şentürk, şöyle konuştu:

"Yaşlanma, moleküler değişikliklerin sonucu oluşmakta. Bu moleküler değişikliklere yol açan birçok çevresel faktör var. Ağız veya hava yoluyla alınan maddelerin metabolitleri ve hormon düzeyleri deri yaşlanmasını etkilemekte. Ultraviyole ışınlar, hava kirliliği, enfeksiyonlar, sigara içmek ve bazı hormonal faktörler yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli etkenler. Sigaranın deride yapmış olduğu değişiklikler güneş ışığı, yaş, kilo değişiklikleri ile ilişkili değildir. Sadece sigara içme süresi ve miktarı ile ilişkilidir. Sigara içmek, güneş ışınlarının olumsuz etkilerine göre daha fazla deri yaşlanmasına ve kırışıklıklara neden oluyor."

"Sigara, derinin rengini matlaştırıyor"

Derinin hem dumanın doğrudan temasıyla hem de solunum yolundan kan akımına karışan toksik bileşenler ile dolaylı olarak sigaranın olumsuz etkilerine maruz kaldığını vurgulayan Şentürk, sigara içen kişinin derisini hemen tanımanın mümkün olduğunu, yüzde gri bir rengin ortaya çıkarak derinin rengini matlaştırdığını ifade etti.

Sigaranın içinde yer alan nikotinin, derinin üst tabakasındaki su içeriğinde azalmaya neden olarak derinin daha kuru görünümüne neden olduğunu dile getiren Şentürk, şunları söyledi:

"Sigara, damarlardaki daraltıcı etkisiyle deride gri-esmer renklenmeye neden olduğu gibi kan akımını bozarak, yara iyileşmesini olumsuz yönde etkilemekte. Derideki kronik oksijenlenmenin azalması, kollajen sentezini düşürerek belirgin kırışıklığa neden olmakta. Sigara içen kişilerde tipik sigara tiryakisi yüzü adı verilen dudak çevresinde, dudağa dik çizgiler, yüzde kırışıklık ve soluk, cansız, kuru deri, alttaki kemik çıkıntılarının belirginleşmesi sonucu çökmüş yüz ifadesi sık karşılaştığımız görüntülerdir. Sigaranın yani nikotinin toksik etkisi yanması ile ilgilidir. Çünkü bu süreçte fenol, katran, aldehitler gibi birçok kimyasal madde ve bileşik açığa çıkar."

"Saç ve tırnaklar da olumsuz etkileniyor"

Prof. Dr. Şentürk, şunları kaydetti:

"Sigaradan saçlar ve tırnaklar da etkilenir. Dökülmesi artan, kuru kırılgan saçlar yanında tırnaklar ve el parmaklarında sararmalar meydana gelir. Sigara içiminin sedef hastalığı, el ve ayaklarda iltihaplanma ile seyreden bazı hastalıklar, tedaviye dirençli ter bezi hastalıkları, sistemik ve dudak, ağız boşluğu ve cinsel bölgede yerleşen kanserlerle yakından ilişkisi olduğu bilinmekte. Ayrıca sigara kullanımı, Tat ve koku alma duyularında bozukluk, nefesin kötü kokması, ses kalınlaşması, saçların ve giysilerin sigara kokması ve özellikle dudak ve göz çevresinde olmak üzere yüzde erken kırışıklık oluşumu, deri renginde donuklaşma, erken deri yaşlanması gibi bazı kozmetik ve sosyal sorunlara yol açmakta. Bu nedenle deri hastalığı olanlar ve derisinin sağlıklı kalmasını isteyenler için Sigarayı Bırakmak ilk koşuldur." – Samsun