Astım,
havayollarını yani akciğerlere hava taşıyan bronşları etkileyen bir
hastalıktır. Havayolları mikrobik olmayan sebeplerden dolayı iltihaplanıp
hassaslaşarak polen, soğuk hava/su, stres ve hormonlar gibi bazı etkenlerden
kolaylıkla tahriş olarak tepki vermeye hazır hale gelmektedir. “Tetikleyici”
olarak da adlandırılan bu etkenler; havayolu duvarının şişerek ödemli hale
gelmesine yol açmaktadır. Bu şişme, zaman zaman hava akımını
engelleyerek solunum sıkıntısına neden olabilmektedir. Bu dönemlere de astım nöbetleri denmektedir.
İlerleyen
iltihapla birlikte havayolu duvarında kalınlaşma meydana gelmektedir. Aynı
zamanda havayollarındaki salgı bezlerinden hava akışını önleyen yapışkan bir
salgı olan mukus salınımı başlamaktadır. Verilen bu tepkiler solunum yollarının
daralmasına ve kişinin nefes alıp vermesini zorlaştıran astım belirtilerinin
ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Astım, hava
yollarının tıkanmasına bağlı ataklar şeklinde kendini göstermektedir. Astım
belirtileri genellikle; öksürük, nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp verme ve
göğüste sıkışma hissidir. Astım belirtilerinin astım tanısı konulmasına
yardımcı olabilmesi için; tekrarlayıcı olmaları, gece ve sabaha karşı ortaya
çıkmaları, bazı alerjen maddelere maruz kalınması veya egzersiz sonrası
tetiklenmeleri gerekmektedir. Astım hastaları atak geçirmedikleri sürece
kendilerini iyi hissetmektedirler.
Astım
tanısı, detaylı hasta öyküsü, muayene bulguları ve solunum fonksiyon testleri
ile konulabilmektedir. Genel astım belirtileri ise şöyledir; genellikle kuru
denebilecek ve gece uykudan uyandıracak şekilde kuvvetli öksürük, hırıltılı
solunu, göğüste tıkanıklık ve sıkışma hissi, soluk alıp verirken ıslık sesi ve
nefes darlığıdır.
Astımı
tetikleyen nedenleri; ev tozu akarları, ev hayvanları, hamam böcekleri, küf
mantarları ve polen gibi allerjenler, mesleksel etkenler, sigara kullanımı, ev
içi ve dışı hava kirliliği, enfeksiyonlar, nezle, sinüzit, burun polibi gibi üst
solunum yolu hastalıkları, gastroözofagial reflü (GÖR), psikolojik faktörler, ilaçlar,
obezite ve bazı besinler şeklinde sıralamak mümkündür.
Mora terapi
yönteminin solunum yolunu etkileyen alerjilerde ve astımda kullanımı sonucu
hasta semptomlarında gözlemlenebilir derecede azalma ve ilaç kullanımında
tatmin edici şekilde bir azalma söz konusudur.
Tüm
terapilerde olduğu gibi astım ve alerjiye de bütünsel yaklaşıldığında; lenfatik
drenajın yetersizliği vücudun toksik kirlenmesinin ana nedenlerindendir ve buna
bağlı olarak hücreler arası sıvının akışkanlığı azalmaktadır. Akışkanlığın
azalması toksik kirlenmenin artışına, yani hücre metabolizması sonucu oluşmuş
atık maddelerin, proteinlerin ve diğer kimyasal madde ile ağır metallerin
birikmesine yol açmaktadır. Bu nedenle hücreler fonksiyonlarını yerine getiremez
hale gelmektedir. Tedavi öncesi genel detoksifikasyona mutlaka yer
verilmelidir.
Vücudun en
önemli immünolojik organlarından olan lenfatik ve bağırsak sistemlerinin
fonksiyonlarını bozacak yüklerin bulunması, bağırsaklar üzerinde çeşitli
mantarların –özellikle de Candida yükünün- yoğun olması gerek alerjik
rahatsızlıkların gerekse de kronik birçok hastalık tablosunun tedavilere direnç
göstermesinin ana nedenlerindendir. Vücudun ve özellikle bağırsakların Candida yükünün
olması vücudun bağışıklık sistemini önemli oranda baskıladığı için Candida’ ya
yönelik temizleme işlemi, alerji tedavisi ile eşzamanlı hatta daha önce yapılmalıdır.
Obezite ve
sigara kullanımı astım hastalarını olumsuz etkilediğinden, bu tip danışanların
tedavisinde Mora kilo terapileri ve Mora sigara bırakma terapilerine mutlaka
yer verilmelidir. Ayrıca hastaların herhangi bir besin veya çevresel
alerjenlere alerjisi olup olmadığı test edildikten sonra astımı
tetikleyebilecek sebepler ortadan kaldırılacak şekilde tedavi planı
oluşturulmalıdır. Özellikle polen alerjisinde mümkün olduğu kadar geniş bir
spektrumda polen tozunu tedaviye dâhil etmek gerekmektedir. Bu konuda hastayla
iyi bir iletişim kurulup, bahçeden veya ormandan gerekli polenler temin
edilebilmektedir. Bütün yıl devam eden solunum alerjilerinde (astım, allerjik
rinit), küf mantarları ve toz akarları düşünülmeli ve özellikle yatak
odasından, dolapların üzerinden ve banyo gibi nemin fazla olduğu mekânların
duvarlarından elektrikli süpürge ile alerjen temin edip, tedaviye eklemek alerji
ve astım tedavilerinde başarıyı artıracak uygulamalardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder