27 Haziran 2016 Pazartesi

Bütünsel Tıp nedir? Neden önemlidir?


Sağlık anlayışı hastalıkları tedavi etmek yerine, hastalıklara neden olan sorunu ortadan kaldırmaya yönelik olan bütünsel tıp son zamanlarda Türkiye’de de sıkça tercih edilen yöntemlerin arasına yer alıyor. Klasik tıpta, hastalık süreçlerinin tedaviyle kontrol altına alındığı bir süreç izlenirken bütünsel tıpta “tedavi” değil, “iyileşme” esas alıyor. İyileşme ise bir bütün olarak kişini ruh ve beden sağlığına yöneliyor. Bütünsel tıp bir bütün olarak kişinin sağlık dengesinin kurulmasıyla gerçekleşiyor. İnsanların birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerinin, yaşayış tarzlarının, ruhsal durumlarının genel sağlıkları üzerindeki belirleyiciliğine vurgu yapan bütünsel tıbbın uygulayıcılarının görevi hastaya müdahale etmek değil, hastayı eğitmek üzerine kurulu. Tüm bu yönleriyle bütünsel tıp, sağlık anlayışın adeta bir devrim yaratmıştır. Bütünsel tıbbın ana teması, hastalığı tedavi etme mantığından ziyade sağlıklı insan yaratma üzerine kuruludur.

Türkiye’de bütünsel tıbbın önde gelen uygulayıcılarından olan Mora Terapi 40 yıllık deneyimiyle 10 yıldır Türkiye’de danışanlara ve uygulayıcılarını ışık tutuyor. Temel amacı vücuttaki normal olmayan işleyişi normal ve sağlıklı haline getirmek olan Mora Terapi, hastalıkların sonuçlara değil de hastalığa neden olan soruna yönelerek bu sorunu ortadan kaldırma yönelik adımlar atıyor.

Vücudumuzdaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleştiğinden yola çıkan Mora Terapi cihazları, iki eş elektriksel sinyalin birbirini seçmesi ve ilişkiye geçmesi olarak tanımlanabilir. İsmini tekniğinin yaratıcısı Dr. Franz MOrell ve Eric RAsche'nin soyadlarının baş harflerinden alan Mora Terapi, 1977 yılından itibaren özellikle Almanya ve Avrupa ülkelerinde biorezonans metodunun başlangıcı olarak kabul edildi. Kendisine has etkinliğiyle, başarılı sonuçları pek çok farklı testle kanıtlanmış Mora Terapi, homeopati olarak bilinen ve tüm dünyada hızlı şekilde yayılan bir tamamlayıcı tıp yönteminin, geleneksel Çin tıbbının temel önermeleriyle harmanlanması ve bu bilginin yüksek teknolojiyle birleştirilmesi yaratılmıştır.

Doğal tedavi yöntemleri arasında başarını kanıtlamış olan homeopati yöntemi doğal kürler ile yapılıyor. Çiçeklerden elde edilen kürler defalarca süren sulandırma işlemleriyle çiçeklerin özüne ulaşılıyor. Yine bu sulandırma işleminde ortaya çıkan özler herhangi bir ilaçla tepkimeye girmediği için herhangi bir yan etkisi bulunmuyor.

Mora Terapi’nin tedavi seanslarında hasta organizmanın iyileşmesi, frekanslar üzerinde taşınıldığı düşünülen ve vücut tarafından enerji sistemine emilen bilgiyle sağlanıyor. Elektromanyetik nitelikte olan bilgi frekanslar ya da başka bir deyişle fotonlar şeklinde taşınıyor. Vücuttaki meridyenler üzerinde akan elektromanyetik frekanslarla dışarıdan verilen frekans arasında rezonansın gerçekleşmesi beraberinde vücutta elektromanyetik anlamda bir değişimi getiriyor. MoraTerapi ile yapılan işlem, vücuttaki elektriksel aktivite içinden toksik – problemli homeopatik bilginin (frekansın) çıkarılması ya da hastalığı gösteren/ hastalığa yol açan problemli elektriksel bilginin silinmesi olarak açıklamak da mümkün.



20 Haziran 2016 Pazartesi

Mora Terapi ile kilonuzu kaderiniz olmaktan çıkarın


Kilo alma konusu, tüm bilimsel ve toplumsal çalışmalara rağmen baş ağrıtan bir konu olmayı sürdürüyor. Toplumsal çalışmalara, uyarılara ve önlemlere rağmen modern yaşamın hayatımıza kattığı tüketim alışkanlıkları ve düzensiz beslenme biçimi bize kontrol etmekte güçlük çektiğimiz kiloları miras bıraktı. Fazla kilolar konusunda hatalı beslenme, insülin direnci, hareketsizlik ilk sıraya yazılabilecek nedenler olarak anılırken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği bilmekte. Özellikle çevresel etkenlerin önemli rolü olan kilo alma konusunda vücudumuzu tanımak, kilo almaya neden olan alışkanlıkları bilmek son derece önemli. Kilo alımının artması ve kalori harcanmasının azalmasına neden olan faktörleri tanımak, doğru beslenme alışkanlıkları kazanmak kilo verme konusunda yardımcı olan bilgiler arasında.


En basit ifade ile sağlıklı kiloda kalmak için vücudumuzun yakabileceği kadar besin almak gerekir. Eğer yakabileceğimizden daha fazla gıda alırsak, fazla kaloriler vücudumuzda yağ olarak birikir ve kilo sorunu ortaya çıkar. Asıl olarak kilo almaya veya obeziteye neden olan başlıca faktörler hareketsizlik ve aşırı beslenmedir. Bunların dışında Tiroid bezi yetmezliği (hipotiroid), insülin direnci, kan şekeri düşüklüğü, böbreküstü bezinin aşırı kortizol üretmesi, yumurtalıklardaki kistler ve hormon bozuklukları gibi fiziksel sorunlar; az su içmek, aşırı alkol tüketimi, depresyon, bazı psikolojik sorunlar, emeklilik ve gece vardiyasında çalışmak gibi sosyal ve psikolojik nedenler kilo alımında önemli etkenlerdir.

Mora Terapi farkı


Sebebi ne olursa olsun alınan kilolardan doğal yöntemlerle kurtulabileceğiniz Mora Terapi seanslarıyla diyet yapıyor hissi yaşamadan yeme isteğinizi azalıyor. Tamamlayıcı tıbbın önde gelen uygulayıcılarından Mora Terapi cihazları; ekmek, makarna, hamur işleri, tatlılar gibi karbonhidrat içeren besinler ile tuz, kahve, çay ve alkol gibi metabolizmaya zarar veren gıdaları yeme isteğinizi ortadan kaldırıyor. Mora Terapi cihazları, vücudun doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleşmesinde yola çıkarak, kişinin metabolizmasındaki rafineri karbonat bağımlılığını bu frekanslar yardımıyla silerek, yeme isteğini ve insülin direncini azaltıyor. Türkiye’de 100’den fazla merkezde uygulanan Mora Terapi yöntemiyle bireyler ilk seansta yemek alışkanlıklarında fark edilir bir değişim yaşadıklarını asıl etkinin ise 2. seansı takip eden günlerde ortaya çıktığını dile getiriyor.

Zayıflama programlarının kişinin diyet haline psikolojik uyum sağlayabildiği ölçüde başarılı olduğu bir gerçek. Mora Terapi, kilo almaya yol açan nedenler ile duygu durumu arasında bir bağ olduğunu ve bağ üzerinden geliştirdiği çözüm ile bireylerin hem zayıflamasını hem de duygu durumundaki iyileşmeyi ortaya koyuyor. Bu sebeple bireylerin diyette yaşadığı halsizlik, yorgunluk, depresif hallere yol açmıyor. Mora Terapi duygu durumunun güçlendirilmesine ve bireyin kendisini duygusal olarak çok daha iyi hissetmesini sağlıyor.

























10 Haziran 2016 Cuma

Homeopati Nedir? Ne değildir?


En yalın haliyle benzeri benzer ile tedavi etme yöntemi olan Homeopatik tedaviler, parmak izi gibi herkesi DNA sarmalının kendi özgü olduğu noktasından hareketle kişiye özel kürler ile vücutta herhangi bir yan etkiye yol açmadan sağlık sorunlarına çözüm oluyor. Hastalık belirtileri aslında, hastalıkla mücadele eden vücutta meydana gelen değişimlerdir. Eğer grip olduysanız; klasik tıp öksürüğü kesmeye, ateşi düşürmeye yönelir. Homeopatik tedavi ise belirtileri olduğu gibi ele alır. Belirtilere sonuç değil neden olarak yaklaşır ve sağlık sorununun nedenini ortadan kaldırmaya yönelir. Kişiye özel bütünsel tıbbın bir parçası olan homeopatik tedavi, uzmanlıklara ayrılmıyor. Sağlık sorunu yaşayan kişilerde genç, yaşlı, çocuk farkı gözetmeden depresyondan alerjiye kadar geniş bir yelpazede çalışıyor.

Mora Terapi’de homeopatik tedavi
Homeopatik ilaç frekanslarını kullanabilen Mora cihazları, Bach çiçekleri terapisi ve renk terapilerinde dünyanın belli başlı ünlü homeopati firmalarının frekans bilgilerinin yüklü olduğu test kitleriyle “elektro-homeopati” yöntemini kullanır. Mora cihazlarının en yaygın kullandığı homeopati tedavisi Bach çiçekleri terapisidir. Uzman homeopatlar eşliğinde uygulanan homeopati tedavileri herhangi bir yan etkiye yol açmayan tamamen doğal tedavi yöntemleridir.

Bütünsel tıp yöntemlerinden biri olan homeopati tedavileriyle ilgili Türkiye’de de eğitim almış birçok uzman doktor bulmak artık hiç de zor değil. Avrupa’da 100 yıldan fazla süredir kullanılmakta olan homeopatik tedaviler için birçok ülkede homeopatik hastaneler ve homeopatik eczaneler bulunmakta.

Klasik tıp ve homeopatik tedavilerden verilen örnekler her iki tedavi biçimin kıyaslamaktan ziyade örnekler yardımıyla konuyu daha iyi açıklama gayesi taşımaktadır.

Veriler ile homeopati
1800’lü yıllarının sonunda Amerika’da ilk homeopatik tıp fakültesinin kurulmasının ardından 1900’lü yılların başında Amerika’daki homeopatik tıp okulu sayısı 22’yi buldu. Yine bu dönemde 100 homeopatik hastaneve binden fazla homeopatik ilaç satan eczane bulunmaktaydı. Günümüzde de verdiği eğitim kalitesiyle bilinen Stanford Üniversitesi, Boston Üniversitesi, New York Tıp Fakültesi gibi okullar homeopati eğitimi veren okulların arasındaydı. Dünya Sağlık Teşkilatı’nın (WHO) tahminlerine göre günümüzde 500 milyon kişi homeopatik yöntemlerle tedavi olmaktadır. Çağdaş tıptan sonra en çok tercih edilen tedavi yöntemi olan homeopati; İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde sağlık sigortası kapsamındadır. Fransa’da 18 bin tıp doktoru hastalarını homeopati ile hastalarını tedavi ederken 23 bin eczane homeopatik kürler satmaktadır. İngiltere'de doktorların yüzde 43’ü hastalarını homaopatlarlara yönlendirmekte, İngiltere Kraliyet ailesi ise 3 jenerasyonu aşkın süredir homeopati ile tedavi olmaktadır. Almanya'dadoktorların %23'ü homeopatiiletedaviuygulamaktadır. Hollanda'da doktorların %45'i homepatinin etkili bir tedavi yöntemi olduğunu kabul edip desteklemektedir.