Basın Bültenlerimiz

Pek Çok Kronik Hastalığın Çözümü Mora Terapi ile Mümkün


Yaşadığımız çağda sağlık kavramı da yeni boyutlar ve anlamlar kazanıyor. Sağlıklı olmak sadece bedenen değil, ruhen ve zihnen ve sosyal olarak da kişinin kendini iyi hissetmesi gerekiyor. Tamamlayıcı tıp uygulamaları, sağlık sorunlarının çözümünde en az yan etkisi olan doğal yöntemlerle hastalıkların kökenine inerek tedavi ediyor.
Kronik hastalıklarla boğuşan pek çok insan kullandıkları ilaçlarla birlikte tamamlayıcı tıp uygulamalarını da hayatlarına soktuklarında iyileşme sürecinin kısaldığı, kişinin kendini daha iyi hissettiği hatta doktorların verdikleri ilaçları azalttıkları gözlenmektedir. Yaşam biçimin yeniden düzenlenmesinde de tamamlayıcı tıp uygulamaları kişilere çok yardımcı olmaktadır. Sigara ve alkol bağımlılıklarından kurtulmakta, fazla kilolarla baş etmek için karbonhidrat bağımlılığından vazgeçmekte, stres ve duygu durum bozukluklarının giderilmesinde tamamlayıcı tıp uygulamaları yaşam kalitesini artıran çözümler sunmaktadır.
Bir tamamlayıcı tıp uygulaması olarak MORA Terapi de kısaca maddenin çevresinde oluşan elektromanyetik alandaki frekansların ve kişinin vücudundan alınan elektromanyetik frekansların tedavi amacıyla kullanılmasıdır. 2006 yılından beri Türkiye’de de var olan Mora Terapi yöntemi artık pek çok hastanede de tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Özellikle sigara bırakma, karbonhidrat bağımlılığı (kilo verme), alkol ve diğer bağımlılıklar, alerji, stres ve duygu durum bozuklukları endikasyonlarında yaygın, etkin ve yan etkisiz bir tedavi yöntemi olan Mora Terapi İstanbul Alman Hastanesi, gibi büyük hastanelerde ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi gibi üniversite hastanelerinde, ayrıca birçok özel hastanede kullanılmaktadır. Kullanımı da gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.

Mora Terapi Tedavilerinde genellikle üç çeşit uygulama söz konusudur. Bu üç uygulama ayrı ayrı kullanılabildiği gibi, genellikle tedavilerin tamamına yakınında birlikte, kombine olarak kullanılır. Uygulamalardan ilki; zararlı, toksik veya alerjen madde frekanslarının vücuttan silinmesidir. Uygulamaların ikincisi vücuttan yayılan frekans bilgisinin sağlıklı ve sağlıksız olarak filtrelenmesi ve tanımlanmasıdır. Bu uygulamada sağlıksız frekans bilgisi vücuttan silinir ve sağlıklı frekans bilgisi ise vücutta desteklenir ve yükseltilir. Mora Terapi tedavilerinde uygulanan üçüncü uygulama ise, vücut ve kişi için gerekli olan sağlıklı frekans bilgisinin güçlendirilmesidir.
Bu uygulamalarla Mora Terapi, hastalığın kökenine iner, bağışıklık sistemini düzeltir ve yükseltir. Vücutta birikmiş olan toksik, yabancı ve alerjen maddelerin atılması sağlanır. Dolayısıyla klasik tıpta çözümü olmayan pek çok kronik hastalığın çözümü Mora Terapi ile mümkün olabilir. Mora Terapi tedavileri sonrasında kişi her şekilde eskiye oranla daha sağlıklı, bağışıklık sistemi daha güçlü, vücutta birikmiş toksik, yabancı veya alerjen madde miktarı daha az olacak şekilde yeni hayatına başlar.

***

Kilo vermek artık çok kolay


Herhangi bir maddeye olan bağımlılık gibi karbonhidrat bağımlılığı da kontrol etmeye ya da vazgeçmeye çalıştıkça güçlenen arzuyla kendini belli eder. Birçok kez bırakmayı deneyip de başarılı olamadıysanız… Tok olmanıza rağmen canınız çekiyorsa… Zevke doyamayıp aslında istediğinizden daha çok yiyorsanız… Doyduktan sonra da yemeye devam ediyorsanız… Sonrasında suçlu hissetseniz de yine yapıyorsanız… Neden kaçamak yapabileceğinize dair kafanızda bahaneler üretiyorsanız… Fiziksel problemlere rağmen bırakamıyorsanız… Gerçekten ama gerçekten karbonhidrat bağımlılığınız vardır. Fark ettiniz mi, yukardaki tüm maddeler alkol, sigara veya uyuşturucu ile değiştirilebilir. 

Basit karbonhidrat içeren gıdalar kan şekerini olması gerekenden çok daha hızlı yükselterek, doyum ve mutluluk sağlamasına rağmen yükseldiği kadar hızla düşen kan şekeri acıkma hissine neden olur. Fazla karbonhidrat tüketerek kan şekerini yükseltmek de vücudun insülin salgılanmasına. Bu durum ihtiyaçtan fazla alınan şekerin yağa çevrilerek yağ depolarına gönderilmesi demektir. Üstelik vücudumuzun yağ depolama kapasitesi sınırsızdır çünkü her yağ hücresi 1000 kattan fazla büyüyebilir. Aşırı karbonhidrat tüketimi uzun süre devam ettiğinde insülin hormonu ihtiyaca cevap veremez gelir ve “insülin direnci” ortaya çıkar. Bir süre sonra pankreas işlevsiz hale geldiğinde de şeker hastalığıyla karşı karşıya kalırız. Tüm bunlara rağmen içimizdeki yaramaz çocuğu susturamayız. Kimi zaman aşırı beslenme fizyolojik değil, psikolojik bir ihtiyaç halini alır. Serotonin seviyelerini yükseltmek için de vücudumuz hızla karbonhidrat tüketmeye başlar. Yiyeceğe bağımlı olmak fikri, ona karşı koymayı daha da zorlaştırır. Aşırı yeme arzusunun fiziksel ve psikolojik bileşimleri neredeyse iç içe geçmiş durumdadır. 

Karbonhidrat bağımlılığını yenmenin yolu, insülin hormonu salgılanmasına yol açan şekerli, nişastalı, tahıllı besinleri az tüketmektir. İnsülin direncini kırmanın en etkili yolu da, daha fazla hareket etmektir. 

Arınmak mümkün mü?
Karbonhidrat tüketme alışkanlığından kurtulmak için, kişinin yeme isteğini ortadan kaldırma yaklaşımıyla, biorezonans yöntemini Mora Terapi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının nasıl giderildiğini anlatmak gerekiyor. 

Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, ara öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde yemek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.” Mora Terapi karbonhidrat grubu gıdalar üzerinden kullanıldığında kişinin beyaz un, şeker, nişasta, çikolata gibi kilo aldırıcı gıdaları tüketme miktarının kolaylıkla azaltılması ve bu gıdalara olan düşkünlüğünün giderilmesi sağlanır. Mora Terapi’nin kilo verme konusundaki başarısı sadece karbonhidrat vb. kilo yapıcı ve sağlıksız gıdalara karşı düşkünlüğü gidermesinden dolayı değildir. Bu tedavinin yarattığı “enerjetik nötrlenme” durumu, vücudun kendisini birçok alanda toparlamasını ve daha sağlıklı olmasını sağlar. Mora Terapi’nin metabolizma üzerindeki dengeleyici etkisi ile kişi çok daha kolay şekilde kilo verir. Mora Terapi frekans silme tedavilerine ek olarak yapılan Mora Renk, Mora Bach Çiçekleri ve S. Tuning destek tedavileri de kişinin duygu durumunun güçlendirilmesine ve kendisini duygusal olarak çok daha iyi hissetmesini sağlar.

***

Bach Çiçekleriyle Stres Mazaret Olmaktan Çıktı



ünlük yaşamdaki gerginliklerimizi ifade etmek için kullandığımız stres sözcüğü aslında yalnızca hissettiğimiz baskı ve gerginlikle sınırlı bir durum değildir. Bizi zorlayan, kısıtlayan durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin toplamıdır. Olayları, durumlar değerlendirme biçimimizden duygularımıza, davranışlarımıza uzanan pek çok etkisiyle başa çıkmak zorundayızdır. Stresle baş etmenin en iyi yolu, buna yol açan etkenleri fark edip kontrol altına almaktır. Çoğumuz stresin bizim dışımızda gelişen, çevresel faktörlerle olduğunu düşünsek de gerçekte stresi oluşturan şey bu çevresel faktörleri bizim algılama şeklimiz ve bizim üzerimizde yarattığı etkilere verdiğimiz tepkilerdir. Stres kaynakları kişiden kişiye farklılık gösterse bile büyük çoğunluk için geçerli olan, bildik kavramlardan söz edilebilir: Gelecek kaygısı, hastalıklar, işsizlik, ilişki problemleri, işle ilgili sorunlar, v.b… 

Bazı insanlar strese o kadar alışkın olurlar ki, bu durumun farkına bile varmazlar. Endişe, hayal kırıklığı, gerginlik duygularını yaşamasak da stres vücudumuza zarar verebilir ve ilişkilerimizi zedeleyebilir. Üstelik sadece hızlı yaşam temposuna sahip insanlar stres altında da değildir. Kendilerini mutsuz, değersiz hisseden, yapmak istediklerini gerçekleştiremediğini düşünen insanlar da kronik stres, endişe, korku yaşayabilirler. Kaygı, gerginlik, huzursuzluk, korku, utanma, değersizlik hissi, konsantrasyon ve karar verme güçlüğü, unutkanlık, başarısızlık endişesi, konuşma güçlüğü, ağlama, sinirlilik hali, dişleri sıkma, iştah artması ya da kaybı, ellerin terlemesi, kaslarda gerginlik, baş ve sırt ağrısı, sık hastalanma, yorgunluk hissi, çarpıntı, titreme, daha sayabileceğimiz pek çok duygusal, düşünsel, davranışsal ve fiziksel durum stres belirtisi olabilir. Yaşanılan stres düzeyi arttıkça, belirtiler de sayı ve şiddet olarak artış gösterir. 
MORA Terapi bağımlılıklar ya da diğer birçok hastalıkta kullanılabileceği gibi duygu-durum problemleri yaşayan kişilerde de kullanılabilir. Yapılan işlem vücudun çevresine yaydığı bozulmuş elektromanyetik sinyalleri (frekansları) filtrelemek ve vücudun elektromanyetik titreşimlerini dengeleyerek düzeltmektir. Bu amaçla kullanılan Mora Terapi programları yanında, Mora Homeopati Tedavileri ve Mora Terapi içine entegre edilmiş Bach Çiçekleri Terapisi de kullanılır. 
Bach Çiçekleri Terapisi, ünlü İngiliz tıp doktoru Dr. Bach’ın, çiçeklerin iyileştirici özellikleri üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda geliştirilmiştir. Bach Çiçekleri Dr. Bach tarafından geliştirilmiş olan ve tüm dünyada psikolojik problemler için kullanılan homeopatik kürlerdir. 38 farklı çiçek kürü, 38 tanımlanmış duygu-durum hali için kullanılır. MORA Terapi Bach Çiçekleri Terapisi çiçeklerin yaydıkları elektromanyetik frekansların kaydedilerek bilgisayar programları haline getirilmesi ile oluşturulmuştur. 38 farklı çiçek programının her birinin hangi tip stres ve psikolojik sorunlara iyi geldiği önceden tanımlanmıştır. Bach Çiçekleri Terapisi, kişinin günlük yaşamında hissettiği stresi ve kaygıları azaltmak, ani öfke nöbetlerini gidermek, sabırsızlık, kararsızlık, takıntılı olmak gibi çok farklı duygu durum bozukluklarını tedavi etmek için kullanılır. Bu programların bir veya birkaçı bir arada kullanılarak, kişinin duygu durum bozuklukları çözüme kavuşturulur. 
Kronik problemi olan kişilerde iyileşme belirtileri yaklaşık 1 ay içinde kendini gösterir. Terapi sonrasında kişinin duygu durum bozukluğu yavaş yavaş düzelmeye başlar. Kendini birçok açıdan daha rahat ve çok daha az stresli hissetmeye başlar. Hayata ve karşılaşılan durumlara daha pozitif yaklaşımlar gösterir. Yapılan klinik uygulamalardan sonra yaşanan gelişmeler ve elde edilen geri dönüşler şaşırtıcı derecede olumludur. En önemlisi, stresin hayatın kendisinden değil bizim hayatı algılayış şeklimizden kaynaklandığını unutmamak gerekir.

***

Tedaviye Dirençli Kronik Migren Hastalarında %80 İyileşme Nasıl Sağlanır?

Başı ağrımayan insan yok gibidir. Baş ağrısının nedeni mutlaka belirlenmeli ve hızla nedene yönelik tedavi yapılmalıdır. En az üç yüz tipi ve sebebi olduğu söylense de şiddetli baş ağrısında hemen herkesin aklına ilk gelen hastalık migrendir. Migren hayatı tehdit eden tehlikeli bir hastalık olmamakla birlikte genelde ataklar halinde ortaya çıkan, başın tek tarafına yerleşen, zonklayıcı bir baş ağrısı şeklidir. 


Ataklar 4 saat ile 72 saat arasında değişebilir. Bu ataklar sırasında baş ağrısının yanı sıra bulantı, kusma şikâyetler de görülebilir. Yine birçok migren atağından önce depresif ruh hali, ani duygusal oynamalar gibi belirtiler izlenir. Baş ağrısı sonlandıktan sonra da ışığa ve sese hassasiyet, yorgunluk, dikkat kaybı gibi şikâyetler devam edebilir. Migren artık nörolojik bir hastalık olarak kabul edilmekte, beyinde bulunan bazı kimyasal maddelerin (serotonin gibi) azalması ya da etki göstermemesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Günlük yaşamı engelleyen bir durumdur. 

Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Soyak tedaviye dirençli kronik migren hastalarında Mora Terapi’nin etkinliğini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği çalışmasında, tedaviye dirençli ve sık atak geçiren 4 Kadın ve 1 Erkek hastaya ait MIDAS skorları belirledi. Hastaların nörolojik muayeneleri ve rutin laboratuvar testleri normaldi. Hastaların almakta olduğu tüm migren ilaçları kesilerek hastalara hem atak dönemlerinde hem de atak dışı dönemlerde Mora Terapi uygulandı. Tedavi başlangıcından önceki 2 ay boyunca hastaların MIDAS ortalama derecesi 8 iken, 3 aylık Mora terapi periyodu boyunca MIDAS ortalama skoru 2 olarak belirlendi. Migren atakları %80 oranında azalmış, ağrı düzeyi basit ağrı kesicilerle yanıt alınır düzeye gelmiştir. Migren dışında en çok karşılaşılan gerilim tipi baş ağrılarıdır. 

Migren ağrısına göre daha düşük şiddetlidir ancak daha uzun sürelidir. Stres, kaygı, depresyon, yorgunluk gibi etkenlerle baş boyun bölgesindeki kaslarda kasılma olur ve bu da genellikle başın etrafında alından geçen bir çember biçiminde sıkışmaya benzer ağrıya sebep olur. Gerilim tipi baş ağrısı kadınlarda erkeklere göre daha sıktır ve herhangi bir yaşta görülebilir. Sıklıkla 30 dakika ila bir hafta arası sürer ve tekrarlayıcı bir ağrıdır. Başın her iki tarafında da hissedilir. Bazen bulantı eşlik etse de kusma olmaz. Ağrı ile birlikte ışığa ya da sese hassasiyet olabilir. Genellikle rahatsız edicidir fakat migrenin aksine kişinin normal günlük aktivitelerini sürdürmesine engel olmaz. Gerilim tipi baş ağrıları genellikle altta yatan depresyon ve kaygı bozukluğunun tedavisi, gevşeme, sıcak duş, dinlenme, egzersiz ve masaj ile ortadan kalkar. Ancak kimi zaman aynı kişide hem gerilim tipi baş ağrısı hem de migren bulunabilmektedir. Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Soyak, gerçekleştirdiği çalışmasında Mora Terapi ile migren ağrılarını %80 oranında azalttığını söyleyerek, migren tipi ağrılarda ilk başvurulabilecek tedavi yöntemi olarak Mora Terapi’yi önermektedir. 

Baş ağrısı tüm branşlardaki hekimlerin karşılaştıkları yaygın bir sorundur. En büyük kısmını gerilim tipi baş ağrısı veya migren gibi kronik/epizodik (aralıklı) baş ağrıları oluşturur. Hastayı çok rahatsız etmenin yanı sıra baş ağrıları önemli işgücü kaybı, sağlık harcamaları ve benzer ekonomik götürülere neden olur. Mora Terapi’nin migren tedavisinde bu kadar etkinliğinin olması, Mora Terapi’nin nöral uyarılabilirlik ve nörovasküler sistem üzerinde düzenleyici bir etkisi olmasından kaynaklanmaktadır. Migren tedavisinde Mora Terapi ilk seçenek olarak düşünülebilir.

***

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Çalık anlatıyor: İlaçsız alerji tedavisinde %75'e varan sonuç nasıl alınır?


Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Çalık Anlatıyor: “İlaçsız Alerji Tedavisinde %75 Sonuç Nasıl Alınır?” Alerji, vücudun, aslında zararlı olmayan bazı maddelerden ve/veya hava şartlarından etkilenmesi ya da psikolojik etkenler sonucu bazı maddelere aşırı tepki göstermesidir. Alerjik reaksiyonlar tek tip değildir, birçok yolla ortaya çıktıkları gibi vücudun değişik bölümlerinde, farklı şiddette ve farklı belirtiler gösterebilirler. Alerjenler solunum yoluyla, ciltten temas ya da gıda yoluyla ağızdan da alınabilir. 

Alerjiler çocukluk çağında daha sık görülmekle birlikte ilk başlangıç her yaşta olabilir. Alerji çoğunlukla kalıtsal yolla kişiye aktarılır. Kişinin bir maddeye alerjisi varsa diğerlerine de alerjik reaksiyon gösterme olasılığı yüksektir. Alerji Tedavisi için ilk yapılması gereken alerjiye neden olan etkenin bulunup, kişiden uzaklaştırılmasının sağlanmasıdır. Mora Terapi Alerjiden Kurtulma Tedavisinde, kişinin öncelikle hangi alerji yapıcı maddelere karşı alerjisi olduğu tespit edilmekte ve yapılan tedavilerle alerji yapıcı maddelerin vücutta oluşturduğu yük ortadan kaldırılmaktadır. Alerjik reaksiyonlar vücudun herhangi bir sistemini tutabilir. Alerjik hastalıkların başlıcaları: Alerjik nezle, astım, konjonktivit (göz alerjisi) alerjik dermatit, egzama, ürtiker, anjioodem ve anaflaksidir. Alerjinin önemli nedenleri: polenler, küf, mite (ev tozu akarları), ilaç alerjisi, besin alerjisi, arı alerjisi, evcil hayvan (kedi, kuş, köpek) ve kimyasal alerjenlerdir. Alerjik hastalık tipine göre burun akıntısı, burun tıkanıklığı, aksırık nöbetleri, kaşıntı, öksürük, hırıltı, nefes darlığı, deri döküntüleri ve şişmeler görülebilir. Bu belirtiler bazen tekrarlayan sinüzit, iyileşmeyen üst solunum yolu enfeksiyonu, zatürre başlangıcı şeklinde yorumlanmış olabilir. Gribal virüs enfeksiyonları alerjileri tetikleyen önemli bir etkendir. Özellikle sonbaharda nem ve rutubetin artmasıyla küf ve mantarlar çoğalırlar. Bunlar, sporları ortam havasına son derece kolay karışan, alerji ve astımı tetikleyen önemli faktörlerdir. 

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Çalık’ın MORA Terapi ile alerji tedavisi konusunda yaptığı çalışmalar sonucundaki değerlendirmeleri şöyledir: “Özellikle çocuk veya genç, astımlı ya da alerjik hastalarda (7-35 yaş arası), 5-7 seanslık standart alerji tedavisi %75- 80’in üzerinde olumlu sonuçlar vermektedir. Hastanın semptomları ya tamamen ortadan kalkmakta ya da antialerjik, antiastmatik ilaç gereksinimi belirgin oranda azalmaktadır. Daha ileri yaşlarda ise tedavi başarısı tatmin edici olmakla birlikte, bazı hastalarda tedaviye direnç gözlenmektedir. Özellikle tedavi sırasında alınacak bazı önlemler hem alerji tedavisinin başarısını hem de detoksifikasyonu arttıracaktır. Tedavi sırasında bol bol su içmeye ek olarak; Bitki çaylarının da içilmesi, günlük alınan hayvansal protein miktarının azaltılması (az et ve et ürünleri tüketilmeli, sebze ve meyveye ağırlık verilmeli, baklagillerde kısmen serbest bırakılabilir), şeker ve unlu mamul tüketiminin azaltılması (genel olarak karbonhidrat tüketimi) interstisyumun bazik tarafa kaymasına, dolayısıyla terapi sonucunu hem alerji hem de sağlıklı bir beden altyapısı açısından belirgin olarak olumlu yönde etkileyecektir. 

Sonuç olarak, özellikle orta yaş ve üzeri hasta grubunda Mora Terapi alerji tedavisi ele alınırken; vücudun toksik kirlenmesi, özellikle mesleki nedenlerle ağır metal kirlenmesi, bağırsak sisteminin candida yükü açısından değerlendirilmesi, terapiyi etkileyecek ilaçların varlığı, terapi sırasında diyet ve diğer Mora Terapi kurallarına uygunluk, tedavi başarısını etkileyen ve göz önünde tutulması gereken etmenlerdir.” 

MORA Terapi Alerjiden Kurtulma Tedavileri sırasında sadece kişinin vücudundaki alerjen madde kaynaklı yük değil, aynı zamanda ağır metal yükü ve elektromanyetik yük gibi diğer toksik yükler de temizlenir. Mora Terapi Alerjiden kurtulma Tedavilerinde yapılan işlem, kişi ile alerjik maddeler arasında oluşmuş olan patolojik ilişkinin değiştirilmesi ve çok basit ifadeyle alerjen madde frekanslarının vücut üzerinde bıraktığı izlerin silinmesi ve kişinin vücudundan uzaklaştırılmasıdır. Böylelikle kişinin vücudunda birikmiş alerjen yük temizlenmiş olur. Mora Terapi Alerjiden Kurtulma seanslarının sonunda kişinin sadece alerjen maddelerle olan patolojik ilişkisi değişmez aynı zamanda vücudun pek çok alanda kendisini toparlaması ve daha sağlıklı olması sağlanır.


***

Fazla Kilom Var, Depresyondayım


Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor.  Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek. 

Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. 

Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, ara öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde yemek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.” 

Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon için geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla kilolu biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek için daha çok yemek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal açlık tıkınırcasına yemek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada. 

Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak için Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli noktalar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek için kendilerine zaman ayırmaları tavsiye ediliyor. Mora terapi ile zayıflamak için başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler tavsiye edilebiliyor. 

***

Bu Yaz Sigarayı Bırakmanın Tam Zamanı


Sigara bağımlılığı günümüzün temel sağlık sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Vücuttaki tüm doku ve organlara zarar verdiği, içiciler de dâhil olmak üzere, herkes tarafından bilinmesine rağmen her yıl milyonlarca insan sigaranın yol açtığı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünyanın en büyük sağlık sorunu olarak ilan edilen sigara bağımlılığı, sadece içen kişilere değil, çevrelerinde yaşayan diğer kişilere de (pasif içiciler) aynı oranda zarar veriyor.
Özellikle hamile iken sigara içilmesi, bebeğin %10-15 kilo eksikliği ve zekâ geriliği ile dünyaya gelme olasılığını çok artırıyor. Sigara içinde bulunan Karbonmonoksit, Nikotin, Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere, solunum sisteminde de bronşit ve amfizem gibi hastalıkların başlıca nedeni. İçilen her sigara kansere bir adım daha yaklaşmak anlamını taşıyor. Kısaca sigara başta kanser, kan, kalp ve damar hastalıkları olmak üzere; doğurganlık, bağışıklık sistemi sorunları, ağız içi sağlığı, cilt, tırnak, saç problemleri gibi son derece önemli sağlık sorunlarına neden oluyor.
Bu bilinen gerçekleri göz önünde göz önüne alarak, sağlıklı bir yaşam, sağlıklı bir gelecek ve yeni nesillere örnek olabilmek için bu ölümcül alışkanlıktan kurtulmak gerekir. Ülkemizdeki dumansız hava sahası uygulaması, sigara karşıtı bilincin yaygınlaşması, sigara tiryakiliğinin getirdiği sağlık sorunları ve ekonomik kayıplar, bu zararlı bağımlılıktan kurtulmak isteyenleri de çare aramaya yöneltiyor. Uzmanlar da pek çok sigara içicisinin, bu alışkanlıktan kurtulurken profesyonel destek alma ihtiyacı olduğunu belirtmekte. Sigaradan kurtulmak bağımlılar için hiç de kolay olmayan bir süreç. Nikotinin yarattığı bağımlılık özellikle günde 10 taneden fazla sigara içenler üzerinde, belli saat aralıkları ile nikotin krizleri yaşamalarına neden oluyor. Sigarayı bırakmakta kararlı olanlar bile nikotin bağımlılığından kaynaklı krizlere yenik düşebiliyor. Genellikle azaltarak değil, birden bire bırakmanın daha başarılı olduğunu ifade eden uzmanlar, süreci hasta ile birlikte yönetmenin önemine değiniyor.
Tamamlayıcı tıp yöntemlerinin sigara bırakma konusundaki etkisini araştıran Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Mora Bursa Terapi Merkezi’ne başvuran 1562 sigara bağımlısı üzerinde Mora Terapi yönteminin sigara bırakmadaki etkisini araştıran bir çalışma gerçekleştirdi. Birinci ayın sonunda, Mora Terapisi gören kişilerin yüzde 69,13’ünün, yaşanan nikotin krizlerine karşı koyabildiği ve hiç sigara içmediği tespit edildi.
Sigara bırakma yöntemleri çok çeşitlilik göstermekle birlikte Mora Terapi yan etkisiz, kolay ve hızlı bir yöntem olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 50 dakika süren Mora Terapi ile sigaradan kurtulma seansı kişinin rahatlama, sakinlik ve uyku hali içerisinde olduğu bir süreçtir. Genellikle, kişiler bu sürenin keyif içerisinde geçtiğini belirtmektedir. Mora Terapi yöntemini başarılı bulan hekimler, destek amaçlı olarak bu tedavi yönteminin denenmesini tavsiye ediyor. Özellikle son dönemlerde sigara bıraktırmada ön plana çıkan Mora Terapi yöntemi nikotin krizlerini azaltıyor, özellikle de en yoğun nikotin krizlerinin yaşandığı ilk bir ay içinde, vücutta sigaraya karşı bir isteksizlik hissi yaratıyor.
Sigaradan kurtulmaya karar verdiğinizde:
-Sigaranın zararlı etkilerini vücudunuzdan temizlemenin ilk adımı olarak bol su için, sık banyo yapın.
-Kahve-Çay tüketiminizi azaltın.
-Kendinize en uygun yöntemi belirleyin.
-Size en yakın Mora Yetkili Merkezini arayın.
Unutmayın; Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.
Üstelik 31 Ağustos 2013 tarihine kadar Mora Terapi ile sigaradan kurtulmak %20 indirimli.


***

Fazla Kiloların Çözümü MORA Terapi


Son yapılan araştırmalar gösteriyor ki “kilo sorunu” sağlıklı yaşam için artan bir tehdit olmaya devam etmektedir. Yanlış beslenme, hareketsizlik, insülin direnci kilo sorununda birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların bile beslenme tarzını etkilediği bilinmektedir. Stresli dönemler, depresyon yeme içme dengesini bozarak çabuk kilo alımını tetikler. Fazla kilolar yalnızca estetik kaygılara değil aynı zamanda kalp, tansiyon, şeker hastalığı gibi yaşam kalitesini ve süresini kısaltan pek çok hastalığa da yol açabilir.
Ülkemizde son birkaç yıl içinde binlerce kişi tarafından fazla kilolar, özellikle sigara, alkol, ağrı ve alerji gibi sorunların tedavisinde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olan Mora Terapi tercih edildi. Türkiye’de bilimsel olarak sonuçları araştırılan, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi , zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasında gösteriliyor. Sigara, alkol, ağrı, kilo, alerji gibi bağımlılıkları olan, stres yaşayan kişilerin bu sorunlar ile baş edebilmeleri için kullanılan Mora Terapi yöntemi, diğer alternatif tıp yaklaşımları arasında, yan etkisi son derece az, çok kısa süreler içerisinde kalıcı sonuçlar ortaya koyan bir yöntem olarak diğerlerinden ayrılıyor.
Uzman Dr. Ersal Işık’ın bu konudaki görüşleri şöyle: “Mora Terapi ile kilo verme seanslarında yapılan sadece karbonhidratlar üzerinden frekans silme işlemi değildir. Aynı anda vücudun kendi enerji sistemi üzerinden de bir dengeleme yapılır. Renk Terapileri ve başka biorezonans teknikleri aynı anda kullanılır. Sonuçlara bakıldığında %96 oranında kişilerin genel anlamda iştahının azaldığı, karbonhidrat yüklü gıdalara bir eğilimi olmadığı tespit edilmiştir. Tedavinin üçüncü haftasından itibaren kişiler kendilerini hafiflemiş hissettiklerini, uykularının düzeldiğini, varsa vücut ağrılarının azaldığını ve duygusal olarak sakinleştiklerini söylemektedirler.”
Mora Terapi ile Kilolardan Kurtulma Tedavisinde, kişinin beyaz un, şeker, nişasta, çikolata gibi karbonhidrat ağırlıklı kilo aldırıcı gıdaları tüketme miktarının kolaylıkla azaltılması ve bu gıdalara olan düşkünlüğünün giderilmesi sağlanır. Aynı zamanda kişiye önerilen kolay bir diyet programıyla da yeme alışkanlıklarının düzene girmesi ve daha sağlıklı yeme alışkanlığı geliştirmesi desteklenir. Böylelikle kilo verme çok kolaylıkla gerçekleşir.
Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile kilo kontrolünün başarısını şu şekilde açıklamaktadır: “Birinci basamakta hastadan alınan idrar örneği ve yiyecek numuneleri tüplere yerleştirilerek karaciğer üzerinden karbonhidrat detoksu yapılır. Kişinin karbonhidrat içeren yiyeceklere karşı bağımlılık hissi ortadan kaldırılır. Bach Çiçekleri tedavisi ve uygun diyet programıyla terapi desteklenir. Uygulanan Bach Çiçekleri ve Renk Terapileri ile kişilerin duygu durumları güçlenir. Süper Tuning ile enerji blokajları açılır.”
İştahın uzun süreli (hatta kalıcı) olarak azaltılabilmesi için Mora Terapi kişinin özelliklerine uygun şekilde kullanılması çok önemlidir. İştah çoğu zaman psikolojik durumla doğrudan bağlantılıdır ve kişinin ruhsal özelliklerine göre Mora Bach Çiçekleri ya da Mora Renk Terapisi veya S. Tuning Terapisi gibi diğer destekleyici terapilerle kilo verme seanslarının etkisi artırılarak kalıcılığı sağlanır. Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. 

***

Depresyona Karşı Çiçek Terapisi


Çağın hastalığı depresyon ve stres değişen mevsimlerle etkisini daha çok hissettiriyor. Depresyon ve stresi rahatlıkla atlatmaya yardımcı olacak en etkili çözümlerden biri Mora Terapi kapsamında uygulanan Bach Çiçekleri Terapisi. Bach çiçek terapisi, olumsuz bazı duygusal düşünceleri, olumlu yöne dönüştüren, olumsuz davranışlardan uzaklaştıran, bireysel telkin gücünü teşvik eden ve destekleyen bir terapi yöntemi.
Depresyonla birlikte ortaya çıkan korku, belirsizlik, ilgi eksikliği, yalnızlık, dış etkilere/fikirlere hassaslık, umutsuzluk, çaresizlik hissi, gibi duygu ve düşünceleri gidermek için kullanılan Mora Terapi uygulamalarından biri olan Bach Çiçekleri terapisi kişileri depresyondan uzaklaştırıyor.
Bach çiçekleri tedavisinde 38 tane çiçeğin iyileştirici frekansın kullanıldığını söyleyen Dr. Sema Karadağ, “Günümüzde bu kadar çok sorunla uğraşan kişilerin, antidepresan kullanmak yerine, hiçbir yan etkisi olmayan Bach çiçekleri tedavisinden yararlanmaları, yaşam kalitelerini artıracaktır. Bugüne kadar tedavi gören kişide duygu durum bozukluğunun yavaş yavaş düzeldiğini gözlemledik. ‘20 yıl öncesinde yaşanan olaylar kafamı çok meşgul ediyor’ diyen kişi, ‘Geçmişi geçmişte bıraktım, bu günü yaşamaya başladım’ diyebiliyor.. Yine her yeri ve her şeyi ‘pis’ hissettiği için, saçlarını bile çamaşır suyu ile yıkayan bayan hasta, evine çamaşır suyu almayı bırakabiliyor. Ödevlerini sürekli ertelediği için yetiştiremeyen öğrenci, zamanında ödev yapmaya başlıyor. Bunlar gibi bir çok örnek mevcut,” diye konuştu.
Çiçeklerin enerjisel titreşiminden gelen şifa
Dr. Edward Bach tarafından 1930’lu yıllarda geliştirilen Bach Çiçekleri Terapi metodu, homeopatiden esinlenerek oluşturulan bir tedavi yöntemidir. İnsan bedeninin iyileşme mekanizmasını harekete geçirmek için bitkilerin minimal dozda su ile seyreltilerek kullanılması metoduna dayanır. Yani kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığı için doğru bitki doğru dozda kullanılırsa bedenin iyileşme süreci başlar esasına dayanır.
Olumlu sonuçları, yapılan binlerce uygulamada defalarca doğrulanan Bach Çiçek Terapisi ile pek çok ağacın çiçeklerinin enerjisel titreşimleri eşliğinde ruhsal sorunlardan kurtulmak, böylece psikolojik kaynaklı fiziksel rahatsızlıkları da önlemek mümkün. Bu terapi ile ruh hali dengelendiği için oluşan olumlu düşünce hali, organik rahatsızlıklarda da iyileşme görülmesine neden oluyor.
Bach Çiçekleri Terapisi, depresyonun yanı sıra korku, belirsizlik, ilgi eksikliği, yalnızlık, dış etkilere/fikirlere hassaslık, umutsuzluk, çaresizlik hissi, başkalarının durumuna aşırı ilgi gibi bir çok ruhsal durumlara çare olabiliyor.
Mora Terapi Uzmanları, depresyon ve stres tedavisinde Bach Çiçek Terapisini öneriyor.

***

Yeni Yöntemlerin Yardımıyla Sigara Bırakmak Gün Geçtikçe Kolaylaşıyor


Sigaranın zararları konusunda yapılan çalışmalara neredeyse her gün başka bir sonuç ekleniyor. Sigara başta kanser; kan, damar ve kalp hastalıkları olmak üzere; doğurganlık, bağışıklık sistemi sorunları, ağız içi sağlığı, cilt, tırnak ve saç sağlığı problemleri gibi son derece önemli sağlık sorunlarına neden olmakta.
Günümüzün temel sağlık sorunlarına neden olan sigara bağımlılığına karşı gelişen toplumsal bilinç ve hukuki kısıtlamalar, ekonomik kayıplar ile sağlık sorunlarındaki artış; tiryakileri sigaradan kurtulma yollarını araştırmaya itiyor. Buna karşın ülkemizdeki dumansız hava sahası uygulaması ile birlikte hayata geçen sigara yasağı ve sigara karşıtı bilincin yaygınlaşması ile bu zararlı alışkanlığından kurtulmak isteyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor. İstatistikler, bağımlıların yüzde 67’sinin sigarayı bırakmak istediğini ortaya koyuyor.
Sigarayı bırakma yöntemleri çok çeşitlilik gösteriyor. Uzmanlar çoğu sigara içicisinin yardıma ihtiyacı olduğunu ve sigarayı bırakmak isteyenlerin bir sağlık profesyonelinden destek alması gerektiğini belirtiyor. Nikotin bantları ve sakızları; akupunktur, hipnoz ve biorezonans gibi yöntemler son yıllarda rağbet gören sigara bırakma yöntemleri olarak tercih ediliyor. Mora Terapi yan etkisiz ve kolay bir sigara bırakma yöntemi olarak son yıllarda öne çıkıyor.
2008 yılında Çapa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalında Dr. Pihtili ve arkadaşları tarafından, sigara bırakmak amaçlı olarak 200 hasta üzerinde yapılmış çift kör-plasebo kontrollü çalışmada 1 yıllık izlemler sigara bırakmada Mora Terapi’nin etkin olduğu belirtiliyor. Uzm. Dr. Işık tarafından 2007-2011 yılları arasında 4733 kişi üzerinde yapılan çalışmada Mora Terapi ile sigara bırakma başarı oranları 1. ayda %62.1 olarak bulunduğu ifade ediliyor. Prof. Dr. Mehmet Karadağ ve arkadaşları tarafından 2009-2011 yılları arasında sigara bırakmak için kendilerine başvuran 1562 hastaya Mora Terapi ile sigara bırakma terapisi uygulanmış ve 1. ayda hastaların, sigara bırakma başarı oranı %69.13 olarak bulunmuş olduğu bildiriliyor.
Doç. Dr. Kamile Marakoğlu’nun 2012’de yaptığı klinik çalışmasında elde ettiği sonuçların genel olarak Mora Terapi alan hastalarda 1. Ay ve 3. Ay sigara bırakma başarı oranları açısından ülkemizde yapılan diğer Mora Terapi çalışma sonuçlarıyla benzer olduğu belirtiliyor. Çalışmada ayrıca yurtdışında yapılmış ilaç kullanımı çalışmalarına göre başarı oranlarının kısmi yüksek olduğu; kendi sigara bıraktırma polikliniğinde gerçekleştirdikleri benzer çalışmanın sonuçlarının benzer bulunduğu ifade ediliyor. Bu benzerliğin sigara bağımlılığı tedavisinde yeni kullanılan yöntemlerden biri olan Mora Terapi’nin sigara bıraktırma tedavisinde etkin olduğunu düşündürdüğü ifade ediliyor. Çalışmada Mora Terapi’nin sigara bırakmada etkili, güvenli ve yan etkisi olmayan bir yöntem olduğu belirtiliyor.
Sigaradan kurtulmaya karar verdiğinizde:
- Sigaranın zararlı etkilerini vücudunuzdan temizlemenin ilk adımı olarak bol su için, sık banyo yapın.
- Kahve-Çay tüketiminizi azaltın.
- Pek çok tiryaki sigarayı yavaş yavaş, kademe kademe değil birden; tek seferde bırakmanın daha doğru olduğunu düşünür. Kendinize en uygun yöntemi belirleyin.
- En yakın sigara bırakma merkeziyle irtibata geçin.

***

Migrenle Yaşamak Zorunda Değilsiniz


Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Soyak, gerçekleştirdiği çalışmasında Mora Terapi ile migren ağrılarını %80 oranında azalttığını söyleyerek, migren tipi ağrılarda ilk başvurulabilecek tedavi yöntemi olarak Mora Terapi’yi öneriyor.
Nöbetler halinde, ara sıra gerçekleşmesi nedeniyle halk sağlığı açısından önemi gözden kaçabilen migren; sıklıkla sosyal aktivite ve iş hayatını engellemeyen bir yapıya sahiptir. Önemli oranda ilaç tüketimine sebep olan migren, genel nüfusun %12’sini etkileyen nörovasküler bir hastalıktır.
Ülkemizde gerçekleştirilen başağrısı epidemiyoloji çalışmasında 12-55 yaş grubunda migren görülme oranı %16,4 bulunmuştır. Bu oran kadınlar için %21.8 ve erkekler için de %10,9 olarak belirlenmiştir. Migrenli hastanın günlük aktiviteleri etkilernir; migren işgücü kaybına neden olur, hayat kalitesini düşürür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) insanların normal aktivitelerini tamamen engelleyen veya kısıtlayan bu durumu engellilik olarak tanımlamıştır, bu engelliliği ölçmenin en yaygın yolu Migraine Disability Assesment Scale (MIDAS)’dir.
Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Soyak tedaviye dirençli kronik migren hastalarında Mora Terapi’nin etkinliğini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği çalışmasında, tedaviye dirençli ve sık atak geçiren 4 Kadın ve 1 Erkek hastanın MIDAS skorları belirledi. Hastaların nörolojik muayeneleri ve rutin laboratuar testleri normaldi. Hastaların almakta olduğu tüm migren ilaçları kesilerek hastalara hem atak dönemlerinde hem de atak dışı dönemlerde Mora Terapi uygulandı.
Tedavi başlangıcından önceki 2 ay boyunca hastaların MIDAS oratalama derecesi 8 iken, 3 aylık Mora terapi periyodu boyunca MIDAS oratalama ortalama skoru 2 olarak belirlendi. Migren atakları %80 oranında azalmış, ağrı düzeyi basit ağrı kesicilerle yanıt alınır düzeye gelmiştir.
Mora Terapi’nin tedavi yönünden migrene bu kadar etkinliğinin olması, Mora Terapi’nin nöral uyarılabilirlik ve nörovasküler sistem üzerinde düzenleyici bir etkisi olmasından kaynaklanıyor. Migren tedavisinde Mora Terapi ilk seçenek olarak düşünülebilir. 


***

Alerji Sorunlarına Yan Etkisiz Çözüm


Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Çalık, çoğu anti alerjik ilaçların hastalar üzerinde rahatsız edici yan etkiler oluşturduğunu söyleyerek yan etkisi olmayan tamamlayıcı tıp tedavi yöntemlerini öneriyor.
Sanayileşmenin etkisiyle günümüzde gittikçe artış gösteren sağlık sorunlarının başında alerjik hastalıklar geliyor. Alerji tedavisinde öncelik, alerjik olduğu düşünülen maddelerden uzak durmaktan geçiyor. Korunmanın yanı sıra burunda akıntı, ağızda kaşıntı, aksırma gibi belirtilerle kendini gösteren alerjilerin tedavisinde farklı ilaçlar kullanılıyor. Ancak yapılan araştırmalar alerji tedavisinde kullanılan anti alerjik ilaçların hastalar üzerinde istenmeyen yan etkiler çıkardığını ortaya koyuyor.
Konu ile ilgili çalışmalar yapan Urfa Medigap Hastahanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Çalık, alerji için kullanılan ilaçların hastalar üzerinde, uyku hali, sersemlik gibi rahatsız edici yan etkiler oluşturduğundan, bu tür yan etkileri yaşamadan tedavi olmak isteyen kişilere tamamlayıcı tıp tedavi yöntemlerini önerdiklerini ifade etti.
Dr. Mustafa Çalık’ın yaptığı çalışmaya katılanlar, alerjik nedenlerle göğüs hastalıkları polikliniğine başvuran hastalardan oluştu. Konvansiyonel antiastmatik ve antialerjik tedaviye ek olarak, Mora Terapi ile alerji tedavi seanslarına giren hastaların sonuçlarına bakıldığında, bu gruptaki tedavi sonuçlarının daha başarılı olduğu gözlemlendi. Dr. Mustafa Çalık denetiminde yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, özellikle Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yapılmış benzeri çalışmalarda sağlanan yüzde 80‘lere ulaşan başarı oranları ile paralellik gösterdi.
Küf mantarı, ev tozu akarı, kedi alerjisi ve gıda alerjisi olduğu bilinen hasta grupları üzerinde uygulanan Mora Terapi uygulaması sonrasında söz konusu şikayetlerin geçtiği görüldü. Semptom kontrolüne bağlı hasta memnuniyeti sağlandı. Mora Terapi uygulanan hastaların önemli bir kısmı, kullandıkları astım ilaçlarını ya tamamen bıraktılar ya da onlara olan gereksinimleri belirgin oranda azaldı.
Dr. Mustafa Çalık; “Son zamanlarda, alerji sorunlarının tedavisinde ön plana çıkan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden Mora Terapi ile yaptığımız çalışmalarda astım ve alerjide çok önemli ve yüz güldürücü sonuçlar aldık. Mora Terapi’nin başarısı, sanırım bu alandaki tartışmalara ve tedavi protokollerine de yeni bir boyut getirecektir. Bu başarılı sonuçlara ek olarak, tedavinin bilinen bir yan etkisinin olmaması da gelecekte bu tedavinin oldukça yaygınlaşacağına dair önemli bir göstergedir,” diye konuştu.
Mora Terapi, yaklaşık 35 yıldır, başta Almanya olmak üzere, birçok Avrupa ülkesinde özellikle alerji tedavisinde ve daha birçok alanda başarıyla uygulanan bir tamamlayıcı tıp yöntemidir. Mora Terapi’de deneyimin en fazla olduğu ama aynı zamanda en fazla klinik deneyim gerektiren alan alerjidir.



***

Tamamlayıcı Tıp Tedavileri Yaygınlaşıyor



Son yıllarda ülkemizde de tamamlayıcı tıp tedavi yöntemlerine ilgi artıyor. Tamamlayıcı tıp tedavi yöntemleri ile kısa süreler içinde başarılı sonuçlar alınabilmesi, doktorların da bu tedavileri daha çok önermesine neden oluyor. Özellikle sigara, alkol, kilo, alerji, ağrı ve stres gibi sorunların çözümünde kullanılan tamamlayıcı tıp tedavi yöntemleri arasında, Mora Terapi, Fitoterapi, Akupunktur, Nöralterapi, Karyopraksi, Osteopati, Ozon tedavisi, Homeopati ve Enzim terapisi gibi farklı yöntemler ön plana çıkıyor.
Bunların arasında yer alan ve teknolojik bir cihaza bağlı olarak yapılan, Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmak için en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasında gösteriliyor. Türkiye’de bilimsel olarak sonuçları araştırılan elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Mora Terapi herhangi bir kimyasal ilaç almadan, vücutta hissedilmeyen elektro manyetik dalgalarla, bağımlılık yaratan maddelerin vücuttaki izlerini silerek bağımlılıktan uzaklaştıran bir yöntem. Sigara, alkol, ağrı, kilo, alerji gibi bağımlılıkları olan, stres yaşayan kişilerin bu sorunlar ile başedebilmeleri için kullanılan Mora Terapi yöntemi, diğer alternatif tıp yaklaşımları arasında, yan etkisi son derece az, çok kısa süreler içerisinde kalıcı sonuçlar ortaya koyan bir yöntem olarak diğerlerinden ayrılıyor.
Tamamlayıcı tıp tedavi yöntemleri ile ilgili değerlendirme yapan Dr. Ersal Işık; “2011 yılında kliniğimize başvurarak Mora terapi ile sigara bırakmak isteyen 1360 hastanın tedavi sonuçlarını inceledik. Katılımcıların yüzde 38’i, 21 - 30 adet arası, yüzde 35’i 11 - 20 adet arası, yüzde 25’i günde 30’dan fazla sigara tüketiyordu. Bu katılımcıların yaklaşık olarak yarısı sigarayı 20 yıldan daha fazla kullanıyordu. Mora Terapi yapıldıktan 7 gün sonrasında yapılan aramalarda yüzde 79,9, üç ay sonrasında yapılan aramalarda ise yüzde 64.7 oranında sigara bırakmanın gerçekleştiği bulundu. Ulaştığımız sonuçlar, Mora Terapi’nin özellikle sigara bırakma konusunda etkili ve gu¨venilir bir tedavi yo¨ntemi oldugˆunu ortaya koymaktadır,” dedi.
Kamuoyunda yaygın olarak sigara bıraktırma yöntemi olarak bilinen Mora Terapi aynı zamanda alkol, kilo, ağrı, alerji gibi sorunlarda da çok etkili sonuçlar ortaya koyuyor. Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtiliyor. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet veriyor.


***

Sigara Bırakmada İlk 1 Ay Çok Kritik


Araştırmalar, kendi kendine sigarayı bırakmakta zorlanan kişilerin, dışarıdan destek almaları durumunda sigarayı daha rahat bırakabildiklerini, tamamlayıcı tıp tedavi yöntemlerinin, ilk ay içindeki belirgin etkileri ile sigara bırakmayı kolaylaştırdığını gösteriyor. Kendi kendine sigarayı bırakmaya çalışanların yaklaşık yüzde 90'ı başarısız oluyor.
Tamamlayıcı tıp yöntemlerinin sigara bırakma konusundaki etkisini araştıran Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Mora Bursa Terapi Merkezi’ne başvuran 1562 sigara bağımlısı üzerinde Mora Terapiyönteminin sigara bırakmadaki etkisini araştıran bir çalışma gerçekleştirdi. İlk bir ayın sonunda, kontrollü bir Mora Terapisi gören kişilerin yaklaşık yüzde 70'nin, ilk 1 ay içinde yaşanan nikotin krizlerine karşı koyabildiği ve hiç sigara içmediği tespit edildi.
Çalışma kapsamında Prof. Dr. Mehmet Karadağ, sigarayı bırakmaya karar verip Mora Bursa Terapi Merkezi’ne başvuran 1562 kişiye Mora Terapi uyguladı. Düzenli yakın takibe alınan bagˆımlılarda, 1. ayın sonunda go¨ru¨s¸me yapılan 1338 bağımlının 925’i yani %69,13’lu¨k kısmının sigarayı hiç içmediği tespit edildi.
Sigara bırakma süreci bağımlılar için hiç de kolay olmayan bir süreç. Nikotinin yarattığı bağımlılık özellikle de gün içinde 10'dan fazla sigara içen kişiler üzerinde, belli saat aralıkları ile nikotin krizleri yaşamalarına neden oluyor. Bağımlılar her ne kadar bırakmak konusunda çok kararlı olsalar da, nikotin bağımlılığından kaynaklı krizlere yenik düşebiliyor. Genellikle azaltarak değil, birden bire bırakmanın daha başarılı olduğunu ifade eden uzmanlar, süreci hasta ile birlikte yönetmenin önemini vurguluyorlar.
Mora Terapi yöntemini başarılı bulan hekimler, destek amaçlı olarak bu tedavi yönteminin denenmesini tavsiye ediyor. Özellikle son dönemlerde sigara bıraktırmada ön plana çıkan Mora Terapi yöntemi hem nikotin krizlerini azaltıyor, özellikle de en yoğun nikotin krizlerinin yaşandığı ilk bir ay içinde, vücutta sigaraya karşı bir isteksizlik hissi yaratıyor. Sigaranın vücutta bıraktığı elektromanyetik frekans izini silme esası ile çalışan Mora Terapi yöntemi, beynin sigara isteğini azaltarak nikotin krizlerinin çok daha kolay atlatılmasına yardımcı oluyor.
Mora Terapi sigaranın yanı sıra alkol, kilo, ağrı, alerji gibi sorunlarda da çok etkili sonuçlar ortaya koyuyor. Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtiliyor. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet veriyor.

***

Kurtuluyorum.com yayında 


Tüm Mora Terapi uygulamaları adına bir referans ve bilgi noktası olan www.kurtuluyorum.com’da Mora Terapi doktorlarının anlatımları ve hasta yorumları bir arada.
2006 yılından bu yana hizmet veren Mora Türkiye Yetkili merkezlerinde yaklaşık 100 bin hasta aldığı Mora Terapi seanslarıyla sigarayı bıraktı; zararlı gıdalardan, toksik maddelerden, alerjilerinden, ağrılarından, ruhsal sıkıntılarından arındı; temizlendi; kurtuldu!
Mora Terapi gören on binlerin her biri artık daha sağlıklı yaşıyor:
Sigaradan kurtulanların ömrü Mora Terapi ile uzadı. Bu hastaların sigaraya bağlı hastalıkları yaşama ihtimalleri düştü. Mora Terapi ile alkol bağımlılığından kurtulanlar artık daha mutlu. Fazla kilolarından kurtulanlar daha iyi hissediyor. Alerjilerinden kurtulanlar artık yaşamlarında daha rahat. Ağrılarından kurtulanlar artık daha keyifli. Streslerinden kurtulanlar artık daha huzurlu.
İşte şimdi bu deneyimler Mora Türkiye’nin kurtuluyorum.com sayfalarına ete kemiğe bürünüyor. Bizzat Mora Terapi tecrübesi sahipleri deneyimlerini videolarla kurtuluyorum.com sayfalarında paylaşıyorlar. Aynı zamanda, Türkiye’nin 20 ilindeki Mora Terapi doktorları kurtuluyorum.com sayfalarında Mora Terapi uygulamalarının süreçlerini aktarıyor.
Kurtuluyorum.com sayfalarında site ziyaretçileri Mora Terapi ile Sigaradan, Alkolden, Kilolardan, Alerjilerden, Ağrılardan ve Stresten Kurtuluyorum sayfalarıyla bilgilenip, ilgili doktor ve hasta videolarını izleyebiliyorlar.
Mora Terapi endikasyon uygulamaları için referans web sitesi olma özelliği ile Kurtuluyorum.com; hastaların sıkça dile getirdiği soruları detaylarıyla aktarıyor ve dileyen hastaların kendi yorum videolarını siteye bırakma özelliğini de kullanıcısına sunuyor.

***

Biorezonans Teknolojisinde Gelinen Son Nokta; Tasarım ve Teknolojinin Mükemmel Birlikteliği





EDT Sağlık Hizmetleri, tamamlayıcı tıbbın Türkiye’deki bilimsel ve etik gelişimine öncülük edip; en büyük tamamlayıcı tıp firması olma misyonu ile faaliyet gösteriyor. EDT Sağlık Hizmetleri, Türkiye distribütörü olduğu Alman menşeli Mora Terapi cihazlarının yeni modeli MORA NOVA Cihazını piyasaya sürdü.
Mora Terapi yöntemi, özellikle klasik tıbbın çaresiz kaldığı alanlarda 2006 yılından beri başarıyla uygulanıyor. Bu süre zarfında sigara ve alkol bağımlılığı, kilo kontrolü, alerji, ağrı ve psikolojik problemler başlıca olmak üzere, “Mora Terapi” yönteminden 100.000’in üzerinde hasta fayda gördü.
Mora Terapi, Mora Super Plus cihazlarıyla ulaştığı bu başarılı noktayı şimdi, yeni MORA NOVA Cihazı ile birkaç adım öne taşıyor.
Pek çok yenilik Mora Nova Cihazı ile biorezonans teknolojisine taşındı. Mora Nova Cihazı, modern dokunmatik ekranı ile kullanımı artık çok daha kolay. Teknik özellikleri ve tedavi etkinliği açısından rakiplerine oranla artık çok daha güçlü. Mora OPTİMA isimli yeni test sistematiği ile her türlü alerji ve vücut sistem testleri artık çok daha kısa sürelerde ve kolaylıkla yapılabiliyor. Test kitleri çok genişletildi ve yeni test kitleri eklendi.
Tedavilerde sinyal iletiminin kusursuzluğu, biorezonans tedavilerinin etkinliğini belirler. Mora Nova Cihazı’nda kullanılan en üst düzey kalite standartları ve çift kanallı teknoloji, Mora Terapi’nin kendine has güçlü etkinliğinin en önemli sebebidir. Mora Terapi, biorezonansı bulan ve geliştiren Alman Dr. Franz Morel ve Elektronik Mühendisi Eric Rache’nin birlikte kurduğu Alman firmanın ürünüdür ve biorezonans konusundaki son teknolojiyi içinde barındıran konusunda lider tek cihazdır.
T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından Sınıf 2a tıbbi tedavi cihazı olarak onaylanmış olan Mora NOVA Cihazı ile EDT Sağlık Hizmetleri Türkiye’deki doktor ve hastaların Mora Terapi yönteminden en yüksek faydayı sağlamalarını hedeflemektedir.
Mora Türkiye, 20 ilde bulunan 50 Mora Terapi yetkili merkezinde 2006 yılından bu yana hizmet veriyor.

Ayrıntılı Bilgi için:

0216 405 14 52 – 53
info@mora.com.tr
www.mora.com.tr



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder