25 Aralık 2022 Pazar

ŞEKER HASTALIĞI İLE BAŞ ETMEK İÇİN 6 ÖNERİ

 


Şeker Hastalığı Neden Olur?

Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan ve hemen hemen her yaş grubunda rastlanan şeker hastalığı (diyabet); oldukça da sık görülmektedir.

Şeker hastalığının nedenini temelde şu şekilde tanımlamak doğru olacaktır: Şeker hastalığı; vücutta insülin hormonunun yetersiz olması ya da hiç salgılanmaması durumu ya da vücudun insülin hormonuna duyarsız hale gelmesi sonucu görülen bir hastalıktır. 

Şeker hastalığının pek çok çeşidi olmakla birlikte, özellikle yetişkin kesimde 35 yaş ve üstünde görülen türü Tip 2 diyabettir. Genellikle çevresel ve genetik faktörlere bağlı olan Tip 2 diyabetin temel sebepleri şunlardır:

Obezite, aşırı kilo 

Hareketsiz yaşam 

Genetik faktörler

İleri yaş

Stres

Gebelikte yaşanan şeker hastalığı 

Şeker hastalığı ile baş etmek için 6 öneri:

1.Bol su için!

Şeker hastalığının insülin hormonunun yetersizliği ile ortaya  çıktığını belirtmiştik. Yeterli sıvı tüketmemek de kan şekerinin yükselmesine sebep olmaktadır ve kan şekeri yükselmesi böbrek sorunlarına da yol açabilmektedir. Bu nedenle sıvı tüketimi çok önemlidir.


2.Egzersiz yapın!

Şeker hastalığına sebep olan temel nedenlerin arasında hareketsiz yaşam yer alır. Genel sağlığımız için en önemli şeylerden biri egzersiz ve harekettir. Sağlıklı bir birey için de, hastalığı/hastalıkları olan bireyler için de egzersiz gereklidir. İmkanlar dahilinde en verimli olacak şekilde; yüzme, koşu, yoga, fitness gibi egzersizlerin yanında en basit şekilde açık havada yapılan tempolu yürüyüş de çok faydalı olacaktır. Hareket etmek kan şekerini düzenleyeceği gibi; günümüzün en yaygın sorunlarından biri olan obezite ve fazla kilo ile de savaşmaktadır. Aynı zamanda egzersiz, kalp-damar hastalığı gibi pek çok önemli hastalığın da önleyicisidir.


3.Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterin!

Şeker hastalığında en önemli olan nokta kan şekerini dengede tutmaktır. Ve bu noktada da tüketilen gıdalar oldukça önemlidir. Şeker hastalığına sebep olabilecek pek çok gıda vardır. Bunların başında rafine şeker içerikli gıdalar, paketli ve işlenmiş gıdalar, şeker ilaveli gıdalar, asitli içecekler vb. gelir.

Tüm bunların tüketimi yerine, özellikle sebze-meyve ve lifli gıda ağırlıklı bir beslenme düzeninin oluşması şeker hastalığına yakalanmamak için; şeker hastalarında ise insülin direncini daha kolay dengelemek için önemlidir. Şeker hastaları insülin direnci değişiklikleri yaşadıklarından aç kalmamak ve öğün atlamamak da çok önemlidir. Mutlaka ara öğün yapılmalı ve ara öğünde kan şekerini yükseltmeyecek kuruyemiş vb. gıdalar tüketilmelidir. 


4.Sigara tüketiminden kaçının!

Toplumsal bir zehirlenme olarak tanımladığımız sigara tüketimi kalp ve damar hastalıkları riski taşıyan şeker hastaları için kaçınılması elzem bir alışkanlıktır. Sigara içerisinde nikotin, aseton, amonyak ve çeşitli zararlı gazlar barındırdığı için ölümcül bir etken olmakla birlikte ölümcül pek çok hastalığın da sebebidir. Herkes gibi şeker hastalarının da sağlığını olumsuz etkileyeceği için tüketilmemesi gerekir.


5.Kilo kontrolünüzü sağlayın!

Fazla kilo ve obezite; diyabete sebep olan faktörlerin başında gelir. Şeker hastalığından korunmak için kilo kontrolü mutlaka sağlanmalıdır. Fazla kilolarınız varsa sağlıklı bir şekilde kilo vermeniz doğru olacaktır. Ayrıca hareketsiz yaşam tarzı da kilonuzu etkileyeceği için egzersiz yapmanız önemlidir. 


6.Ayak bakımına özen gösterin! 

Diyabet hastalarında ayak bakımı çok önemlidir. Bu sebeple de organ kaybı gibi ciddi durumlar yaşanmaması için ayak bakımında titiz olunmalıdır. Ayaklar her gün kontrol edilmedi ve mutlaka yıkanmalıdır. Fakat sabun gibi kimyasallara da uzun süre maruz bırakılmamalıdır. Parmak aralarına krem sürmekten kaçınılmalıdır. Diyabet hastaları için pedikür riskli bir durumdur ve kaçınılmalıdır. Tırnak kesimi de batma vs. Olmaması için oldukça önemlidir.



MORA TERAPİ İLE SAĞLIKLI BİR BEDEN! 

Mora Terapi ile sağlıklı bir bedene kavuşmak çok kolay! Mora Terapi ile iştahınız kontrol altına alınır ve bağımlısı olduğunuzu hissettiğiniz zararlı gıdalara karşı isteksizlik oluşturulur. Ekmek, şeker, karbonhidrat vb. gıdalara karşı isteksizlik oluşur. Bu isteksizlikle beraber sağlıksız gıdalar tüketilmediğinde kişi kendini mutsuz hissetmez. Bu sayede sadece acıktığınızda ve esas ihtiyaç duyduğunuz kadar porsiyonlar tüketmiş olursunuz


12 Aralık 2022 Pazartesi

ENFLAMASYONU ÖNLEYEN BESLENME ŞEKLİ NASILDIR?



 Enflamasyon (İnflamasyon) Nedir?

 Enflamasyon ya da bilinen diğer adıyla inflamasyon, vücudumuzun bağışıklık sisteminin dıştan gelen herhangi bir zarara karşı verdiği normal koruyucu bir yanıt olarak tanımlanır. Enflamasyon bağışıklık sistemimizin, ayrıntılı olarak da akyuvarlarımızın bizi bakteri veya virüs gibi bir dış etkenden koruması anlamına gelirken; fiziki olarak herhangi bir sakatlık durumunda da enflamasyon ortaya çıkabilmektedir. Fiziki yaralanma veya sakatlanmaya örnek olarak spor yaparken zorlandığınızda incinen bölgenin genellikle ağrıması, şişmesi ve iltihaplanması gösterilebilir. Vücudumuz her gün dışarıdan gelen bir etkene tepki oluşturarak inflamasyon meydana getirebilir ve enflamasyon herkeste meydana gelebilmektedir. Enflamasyon bağışıklık sistemimizin vücudu korumak için gösterdiği savunma mekanizmasıdır. Hastalık ve yaralanmaların temelinde enflamasyon yer alır. Bağışıklık sisteminin antikor üretmesi ve enflamasyonla mücadele etmesi hastalığın veya yaralanmaların iyileşmesini sağlar. 

Enflamasyondan korunmak için sağlıklı beslenmeye dikkat etmek ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak önemlidir.


 Peki enflamasyonu önleyen beslenme şekli nasıldır?

 Enflamasyona neden olan etkenlerin başında beslenme şekli gelmektedir. Yanlış beslenme sonucunda vücut enflamasyona açık hale gelmektedir. Bu durum bir enfeksiyon, sigara, alkol, stres, alerjiler, uykusuzluk, aşırı bedensel yorgunluk ve gıda duyarlılıkları gibi çevresel stresler ile birleştiğinde de enflamasyon kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu sebeple de enflamasyon riskini arttıran işlenmiş gıdalar, fazla tüketilen hayvansal ürünler, doymuş yağlar, asitli içecekler vb. zararlı yiyecekleri tüketmekten kaçınmak önemlidir.

 Enflamasyonu önleyen beslenme şeklinde anti-inflamatuar etkisi ve antioksidan içeriği yüksek olan besinleri tüketmek önemlidir. Ayrıca hayvansal proteinler inflamasyon riskini arttıran besin grubu olduğu için hayvansal protein tüketimini kısıtlamakta fayda vardır.

İnflamasyon azaltıcı besinler yani anti-inflamatuar besinler, vücuda ve bağışıklık sistemine destek olarak inflamasyonun kontrol altında tutulmasını sağlamaktadır. Bu sebeple de antioksidan ve anti-inflamatuar besinleri tüketmek gereklidir. Anti-inflamatuar ve antioksidan içerikli besinler şunlardır:

Kereviz sapı: Kereviz sapı yüksek antioksidan içeriğine sahiptir ve anti-inflamatuar etkisi ile de kolesterol seviyesinin ve tansiyonun dengede kalmasını sağlar. 


Kırmızı pancar: İnflamasyonu önlemeye yardımcı olacak bir diğer besin kırmızı pancardır. Kırmızı pancar, içeriğinde yüksek oranda potasyum, magnezyum ve bazı gerekli mineralleri barındırır. Bu sayede de kırmızı pancar inflamasyonu azaltmaya yardımcı olmaktadır. Pancarı salata, çorba, turşu gibi pek çok tüketme şekli mevcuttur. 


Brokoli: Brokoli de antioksidan kalkanı oluşturan ve  yüksek seviyede inflamasyon ögeleri içeren inflamasyonu önlemeye yardımcı bir sebzedir. Ayrıca birçok faydası olan brokoli; vitamin ve mineral bakımından da zengindir.


Yaban mersini: Yaban mersini de güçlü antioksidan bileşenlerine sahip olma özelliği ile tanınan bir meyvedir. Yaban mersini içinde antioksidanların yanı sıra anti-inflamatuar ögeler ve vitaminler de barındırır. 


Ananas: Ananas genellikle içeriğinde olan yağ yakıcı bromelain ile bilinmektedir. Bununla beraber yine ananasın içeriğinde olan doğal ağrı kesici özelliğine sahip quersetin ile bromelain bir araya geldiğinde güçlü anti-inflamatuar özelliğe sahip olmaktadır. Ananas, yağ yakımını desteklerken aynı zamanda bağışıklığı da güçlendirmektedir.


Chia tohumu: Chia tohumu bilindiği üzere Omega-3 gibi birçok besin ögesi açısından zengindir ve bir bitkisel protein kaynağıdır. Hayvansal proteinlerin vücutta inflamasyonu arttırdığından bahsetmiştik. Bu sebeple chia tohumu gibi bitkisel protein kaynaklarını tercih etmek inflamasyonun yükselmesini engelleyecektir. 


Somon balığı: Enflamasyonu azaltmaya yardımcı olan önemli kaynaklardan biri de Omega-3 içeriğidir. Omega-3 açısından en zengin besinlerden biri olan somon balığı ve diğer yağlı balıklar da enflamasyon önleyici etkiye sahiptir.

 

Ceviz:  Ceviz hem antioksidan hem de Omega-3 zengini bir besindir. Bu sayede de vücudumuzu enflamasyona karşı koruyucu özelliği yüksektir.


Zerdeçal: Zerdeçalın içerisinde yanık ve kesiklerde etken madde olarak kullanılan curcumin maddesi vardır. Ve bu sayede de zerdeçal, enflamasyon azaltmaya ve önlemeye yardımcı olacaktır


Zencefil: Zencefil öncelikle vücut direncini korumayı sağlayan bir bitkidir ve bu özelliği ile de özellikle kış aylarında hastalıklardan korunmak için çay şeklinde tüketimi yaygındır.  Zencefilin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisinin yanında anti-inflamatuar özelliği de vardır. Zerdeçal; vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan önemli bir kaynaktır.


Enflamasyonu önleyebilecek diğer gıdalar da pazı, ıspanak, avokado, turp, yeşil çay, zeytinyağı gibi gıdalardır.


Sağlıklı beslenmeye yönelmenin kolay yolu Mora Terapi!

Mora Terapi ile yapılan kilo terapilerinde amaç her zaman sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılarak sağlıklı beslenme rutinlerinin oluşturulmasıdır. Bu şekilde kronik enflamasyona sebep olabilecek birçok etken ortadan kaldırılabilmektedir. Aynı zamanda standart programların içerisinde olan inflamasyon terapileri ile vücutta var olan inflamasyona da müdahale edilebilmektedir. 

Mora Terapi ile vücuttaki enflamasyon süreçlerini kontrol altına almamız mümkündür. Detaylı bilgi için lütfen uzman bir hekime başvurmayı ihmal etmeyiniz.

Sağlıklı günler dileriz.