18 Aralık 2013 Çarşamba

Ağrı Kesiciler Uzun Vadede Etkili Değil

Baş ağrısı önemli bir halk sağlığı sorunu ve görülme oranı da bir hayli yüksek.
Türkiye'de baş ağrısı çekenlerin gereksiz ağrı kesici kullanmayı alışkanlık haline getirdiğini ifade eden Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yahya Çelik, ''Baş ağrısında önemli olan ne tip bir baş ağrısı var, neden kaynaklanıyor, onun belirlenmesidir. Gerekli olan ilacı, gerekli olduğu zaman kullanmak önemli. Maalesef halkımızda ağrı kesici kültürü çok iyi oturmamış durumda. Baş ağrısı olan kişiler doktora gitmek yerine ya arkadaşına ya da eczacıya sorarak ağrı kesici alıyor'' dedi.
Ağrı kesicilerin çok masum olmadıklarını, uzun süreli kullanımlarda mide, karaciğer ve böbreklere çok ciddi zararlar verdiğini anlatan Çelik, ''Ağrı kesici kullanmak ağrıyı uzun vadede azaltmıyor. Ağrı kesici ağrı eşiğini düşürerek çok daha kolay ağrıya neden oluyor'' şeklinde konuştu.

27 Kasım 2013 Çarşamba

Migren Felç Yapabiliyor

Bazı hastalarda baş dönmesine ve görme kaybına neden olan migren, felç nedenleri arasında gösteriliyor.

DENİZLİ - Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi (PAÜ) Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Erdoğan, migren olarak adlandırılan günlük tekrar eden baş ağrılarının tedavi edilmemesi halinde felç yapabileceğini söyledi.
Erdoğan, insanın yapısından kaynaklanan migrenin ihmal edilmemesi gereken bir hastalık olduğunu ifade etti.
Günlük tekrar eden baş ağrılarının yüzde 30'undan fazlasının migren olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Migren biraz ihmal edilen bir baş ağrısı. Sürekli olarak tedavisi erteleniyor. Ağrının alınan ağrı kesicilerle geçebileceği düşünülerek doktora başvurulmuyor. Ağrı geçer düşüncesiyle beklemek doğru bir çözüm değil. Çünkü ağrı giderek artıyor ve dayanılmaz bir hal alıyor. Migren hastalarının bazılarında ağrının geleceği, öncü dediğimiz belirtilerle tespit edilebilir. Bu hastalarımız diğer hastalarımıza göre daha şanslı, önlemini önceden alabileceği için. Mesela ışık çarpmaları ve çizgiler gelmeye başlar.''

MİGREN SONRADAN OLUŞMAZMigren hastalarında başlayan baş ağrısının yüksek ışık ve seste daha da arttığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Eğer rahatsızlık başladıysa hastanın ışıktan ve sesten kendisini izole etmesi gerekiyor. Bir anda başlayan ağrı şiddetini artırarak devam edeceği için uyumayı öneriyoruz. Sürekli ağrı kesici kullanılmasını istemiyoruz. Koruyucu tedaviyle günlük ihtiyaçmış gibi kullanılan ağrı kesici bağımlılığını azaltmaya çalışıyoruz.''
Migrenin sonradan oluşabilecek bir hastalık olmadığını dile getiren Erdoğan, ''Bir insanda migren varsa vardır, yoksa yoktur ama bunu tetikleyen kişisel özellikler vardır. Yiyecekler, hava sıcaklığı, yorgunluk sıklığını tetikler. Migren sonradan ortaya çıkan bir şey değil. Genetik olmasa da yapısal bir şey, bir insanda olup olmayacağı bellidir'' dedi.
Migrenin baş ağrısı dışında uyku bozukluğu, psikiyatrik hastalıklara ve iş gücü kaybına neden olacağını vurgulayan Erdoğan, ''Migren bazı hastalarda baş dönmesine ve görme kayıplarına neden olurken, bazı hastalarımızı da felç yapabiliyor'' diye konuştu.

26 Kasım 2013 Salı

Alerji, Yorgunluğun da Nedeni

Mevsim geçişlerinde görülme sıklığı artan alerji bazı kişilerde günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk hissi oluşturması ise ayrı bir sorun.

İSTANBUL - Hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösteren alerji yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Alerji tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk yaptığını belirten uzmanlara göre, bu yorgunluğu gidermek için vücudun vitamin ve minerale değil, aminoasitlere ihtiyacı var.  
10 kişiden 3’ünde görülen alerjik hastalıklar, bazılarında iş ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir, “Alerji, vücudumuzun değişik organ ve dokularında bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık oluşmasıdır. Hastalık olarak adlandırılabilmesi için bu duyarlılığın vücuda zarar verir hale gelmiş olması gerekir. Çevreden gelen yabancı alerjik maddeler göz, burun, boğaz yoluyla vücuda girer. Burada onların içeri girmesini engelleyici reaksiyonla karşılaşırlar ki vücudumuzun korunması için bu gereklidir” dedi.
ALERJİYİ TETİKLEYEN ETKENLERDr. Üzeyir hava ile taşınabilecek kadar hafif ve belirli boyutta olan, burun dokusunda depolanan bitki, hayvan, protein parçaları ve yabancı maddelerin alerjiyi oluşturduğunu söyledi. Üzeyir, “Sık görülen alerjenler polenler, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozlarıdır. Havayolu ile geçenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak; mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji bazı kişilerde yıl boyu, bazı kişilerde ise bahar aylarında yaşanır. Tamamen bünyenin bir tepkisidir, yaş sınırı yoktur, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinde ortaya çıkabilir” diye konuştu.

ALERJİ, YORGUNLUK VE ASOSYALLİK YAPABİLİRYıl boyu süren alerjilerde çalışma ortamlarında bulunan maddelerin, ev tozu ve nem gibi unsurların sorunu tetiklediğini belirten Op. Dr. Mustafa Üzeyir, alerjinin son yıllarda arttığını söyledi, "klimalar, merkezi sistemi olan işyerleri ve evler, hava kirliliği ve beslenme alışkanlıkları alerjiyi ön plana çıkardı” dedi.
Alerji ilaçlarının ilk aşamadaki etkisi burnu açma, kaşıntıyı giderme, akıntıları azaltmaya yönelik olduğu için zaman zaman yorgunluğa sebep olabildiğini belirten Üzeyir, “Sadece ilaçlar değil, burun tıkanıklığı da uyku kalitesinden günlük yaşantımıza kadar her aşamayı ciddi şekilde etkiler. Öncelikle sağlıklı uyku uyuyamadığımız zaman yorgunluk hissederiz. Bu yorgunluk günlük yaşantımızdaki performansımızı, işimizi, verimliliğimizi, her şeyimizi etkiler. Genel yorgunluklarda kişinin psikolojisi ve uyku kalitesi bozulur. Kişi çevresinden hasta muamelesi görür. Trafik, sinema, tiyatro gibi toplu yerlere gitmek istemez, bu ortamlardan kaçmaya başlar ve asosyal olur. Bu nedenle alerjik kişinin mutlaka tedavi olması gerekir” ifadesini kullandı. 

19 Kasım 2013 Salı

kurtuluyorum.com'u ziyaret ettiniz mi?

Tüm Mora Terapi uygulamaları adına bir referans ve bilgi noktası olan www.kurtuluyorum.com’da Mora Terapi doktorlarının anlatımları ve hasta yorumları bir arada.
Sigaradan kurtulanların ömrü Mora Terapi ile uzadı. Bu hastaların sigaraya bağlı hastalıkları yaşama ihtimalleri düştü. Mora Terapi ile alkol bağımlılığından kurtulanlar artık daha mutlu. Fazla kilolarından kurtulanlar daha iyi hissediyor. Alerjilerinden kurtulanlar artık yaşamlarında daha rahat. Ağrılarından kurtulanlar artık daha keyifli. Streslerinden kurtulanlar artık daha huzurlu.
İşte şimdi bu deneyimler Mora Türkiye’nin kurtuluyorum.com sayfalarına ete kemiğe bürünüyor. Bizzat Mora Terapi tecrübesi sahipleri deneyimlerini videolarla kurtuluyorum.com sayfalarında paylaşıyorlar. Aynı zamanda, Mora Terapi doktorları kurtuluyorum.com sayfalarında Mora Terapi uygulamalarının süreçlerini aktarıyor.
Ya siz.... kurtuluyorum.com'u ziyaret ettiniz mi?


14 Kasım 2013 Perşembe

Tamamlayıcı Tıp Yöntemleriyle Sigarayı Bırakmak Yaygınlaşıyor.

BBC

Sigaraya karşı yeni umut: Manyetik alan

Son güncelleme: 13 KASIM 2013 - TSİ 19:12
Manyetik alan kullanılarak beyin faaliyetlerinin değiştirilmesi, sigarayı bırakmada etkili, yeni bir yöntem olabilir.
Uzmanlar yaptıkları deneylerde beynin manyetik alan kullanımıyla uyarılması tekniğiyle, beyindeki nikotin bağımlılığını "ortadan kaldırmayı" denediklerini aktarıyorlar
Nörobilim 2013 konferansına sunulan bulgular, bu tekniğin bağımlılığı gerçekten azaltabileceğini ya da sona erdirebileceğini gösteriyor.
Ancak uzmanlar bağımlılık tedavisinde uygulamaya konmadan önce daha kapsamlı deneyler yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Kısaca TMS (Transcranial Magnetic Stimulation) diye anılan beyin fonksiyonlarını değiştirebilmek için nöronların uyarılması tekniği, halen depresyon tedavisinde kullanılıyor.
İsrail'deki Ben Gurion Üniversitesi'nden bir uzman ekip, yaptıkları deneylerde, manyetik alanı, beynin nikotin bağımlılığıyla ilgili olduğu düşünülen iki bölgesi olan prefrontal korteks ve insula kortekse uyguladılar.

Yerleşik tepkileşimler

Deneye katılan 115 nikotin bağımlısı üç gruba ayrıldı ve 13 gün boyunca kendilerine birinci gruba yoğun TMS, ikinci gruba düşük yoğunluklu TMS uygulandı, üçüncü gruba ise herhangi bir tedavi yapılmadı.
Yüksek yoğunlukta TMS uygulananların diğer iki gruba göre sigarayı daha az içmeye başladıkları ve altı aylık deneyin sonunda bu grupta sigarayı tamamen bırakma oranının da daha yüksek olduğu görüldü.
En yüksek başarı oranı ise manyetik alan tedavisi sırasında bağımlılara yanmış bir sigara gösterilmesi durumunda elde edildi.
Bu grubun üçte biri altı ay sonra sigarayı tamamen bıraktı.
Uzmanlar bu tekniğin beyindeki sigara içme isteği yaratan yerleşmiş fiziksel tepkileşimleri değiştiriyor olabileceğini söylüyorlar.
Ben Gurion Üniversitesi'nden Abraham Zangen, "Araştırmamız, kronik nikotin bağımlılığının beyinde yol açtığı bazı değişiklikleri ortadan kaldırabileceğimizi gösteriyor. Sigara bağımlılarının çoğunun bu alışkanlıktan kurtulmak istediğini ya da daha az içmek istediklerini biliyoruz. Dolayısıyla bu yöntem, önlenebilir ölümlerin sayısında büyük bir azalma yaratma potansiyeline sahip" diyor.
Galler'deki Cardiff Üniversitesi'nden TMS uzmanı Dr Chris Chambers, BBC'ye "Bu titizlikle yürütülmüş, iyi kontrol edilmiş bir çalışma. En büyük katkısı ise beynin ön kısımlarında belli bölgelerin uyarılmasının bağımlılıkla mücadelede bize destek olabileceğini ortaya koyması" diyor.
Dr Chris Chambers, heyecan verici bulduğu tekniğin psikiyatri alanında da kapsamlı bir şekilde kullanıldığını hatırlatıyor ama aynı zamanda bulguların başka bir ekip tarafından gözden geçirilmesi gereğine işaret ediyor ve "bu yöntemlerin tam olarak neden ve nasıl işe yaradığını daha iyi anlamamız lazım" diyor.

Eroin bağımlılığı

Aynı konferansa sunulan bir başka çalışma da beynin elektrodlar yoluyla uyarılmasının eroin bağımlılığıyla mücadelede etkili olabileceği sonucuna varıyor.
Bu çalışma fareler üzerinde yapılmış.
Normal olarak fareler her istendiğinde bir düğmeye basılarak alınabilen eroinin dozunu, bağımlılıkları arttıkça artırıyorlar.
Ama beyinleri elektrotlarla uyarılan fareler hem daha az miktarda eroin alıyor hem de dozu zamanla artırmıyorlar.
Bu iki birbiriyle ilintili çalışmayı yorumlayan Cambridge Üniversitesi'nden Profesör Barry Everitt, "Bağımlılıkların ilaç kullanılmadan tedavisi, çok büyük bir adım olacaktır. Şu anda uygulanan yaygın tedavi yöntemlerinde bağımlı olunan maddenin yerine başka bir madde konularak yapılıyor ve kişinin alışkanlığına geri dönme oranı da çok yüksek" diye konuştu.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Sağlık Bakanlığı, Sigarayla Savaşta İkinci Dönemi Başlatıyor.


Çocuk parkı, hastane ve ibadethane bahçelerinde sigara yasağı getiren yeni uygulamada, kafe ve restoranların açık alanlarında sigara içmeyenler için de bölüm oluşturulması zorunlu olacak.
Sağlık Bakanlığı, Ulusal Tütün Kontrol Programı yeni Eylem Planı'nın (2014- 2017) detaylarına ulaşıldı.
Sabah gazetesinde yer alan habere göre, taslakta pasif sigara içiciliğinin engellenmesinden, açık alanda yasaklara kadar 18 maddelik yeni uygulamalar yer alıyor.

İÇMEYENLERE AÇIK ALAN
Lokanta, kahvehane gibi mekanların açık alanlarında tütün ve tütün ürünü kullanılmayanlar için özel alanlar oluşturulacak.
Alışveriş merkezi, sinema ve tiyatro gibi yerlerin girişlerinde tütün kullanımının engellenmesine yönelik olarak pasif etkilenim mesafesi tespit edilecek.
AVM'lerin kapısının önünde sigara içimi engellenmiş olacak.
Çocuk parkı gibi açık alanlar ile ibadethanelerin açık alanlarında tütün kullanımı yasaklanacak.
Kamu ve özel sektöre ait tüm hizmet araçlarında tütün kullanımı yasaklanacak.
Halen toplu taşıma araçları için geçerli olan tütün kullanımı yasağının sınırları, içinde hamile ve çocuk olan araçlar için genişletilecek.
Tütün ve tütün ürünleri satıcılarının ürün alacak gençlerden 18 yaşını doldurduklarını gösterir resmi belgeleri istemeleri sağlanacak.
Alkollü içeceklerde olduğu gibi eğitim kurumlarına 100 metre mesafeye kadar sigara satışı yasaklanacak.
Dizilerde ve filmlerde uygulanan sigara sansürü tüm bilim, kültür, sanat faaliyetleri ve eserlerini de içine alacak şekilde genişleyecek.

KARA PAKET GELİYOR
İlk kez Avustralya'nın başlattığı 'kara paket' diye bilinen sigara markalarının isminin ve logosunun yazmadığı tek tip düz paket uygulaması konusunda gerekli düzenleme yapılacak. Düzenleme ile her sigara markası numarası ile bilinecek.
Yoğun olarak internette devam eden elektronik sigara ile tütün ve tütün ürünlerinin reklam ve satışları ile ilgili taramalar yapılacak, ihlaller engellenecek.
Sigaraların birim paketleri ve karton grupmanları üzerinde marka adının veya ticari markanın bir parçası olarak kullanılanlar da dâhil olmak üzere (zifir, nikotin ve karbon monoksit gibi) bırakımlar için rakam gösterilmesi uygulaması kaldırılacak.
Sağlık uyarıları tütün ürünü paketlerinin her iki yüzünde de kullanılacak.

DERSTE ANLATILACAK
Tütün ve tütün ürünlerinin piyasaya arz ambalajları ile nargile şişeleri üzerinde yer alacak birleşik sağlık uyarıları belirli periyotlarla değiştirilecek.
Sigara paketleri üzerindeki sağlık uyarı ve mesajlarını kapatmak amacıyla kullanılan etiket benzeri maddelerin üretimi ve piyasaya arzı yasaklanacak.
Her hastanede en az bir sigara bırakma tedavi birimi kurulacak.
Tütün kullanımının zararları okul müfredatına alınacak.

Sigaradan kurtulmanın en kolay yolu Mora Terapi: www.kurtuluyorum.com


Mora Müzesi'nden...

***Mora müze'sinden Dr. Franz Morell ve Elektronik Müh. Eric Rashe resimleri ve eski model Mora'lar***

MORA Terapi yıllar içinde özellikle Almanya ve yakın Avrupa ülkelerinde biorezonans-titreşim tıbbi olarak adlandırılan bir tamamlayıcı tıp akımını yaratmıştır. 35 yıldır, bilimsel çalışmalarla da desteklenen Morell-Rasche yöntemi yıllar içinde terapi etkinliği ve başarısı nedeniyle tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Bu nedenledir ki pek çok farklı yöntem ve cihaz da biorezonans isminin saygınlığı dolayısıyla aynı işlevleri yapmamasına rağmen bu ismi kullanmaktadır. İsim benzerliklerinin yanıltıcı olmaması adına ve MORA cihazıyla yapılan uygulamaların kendine has etkinliğinden dolayı bu sitede bahsedilen yöntem tüm dünyada MORA Terapi olarak anılmaktadır.

1 Kasım 2013 Cuma

Kurtuluyorum.Com


Tüm Mora Terapi uygulamaları adına bir referans ve bilgi noktası olan www.kurtuluyorum.com’da Mora Terapi doktorlarının anlatımları ve hasta yorumları bir arada.
2006 yılından bu yana hizmet veren Mora Türkiye Yetkili merkezlerinde yaklaşık 100 bin hasta aldığı Mora Terapi seanslarıyla sigarayı bıraktı; zararlı gıdalardan, toksik maddelerden, alerjilerinden, ağrılarından, ruhsal sıkıntılarından kurtuldu!
Sigaradan kurtulanların ömrü Mora Terapi ile uzadı. Bu hastaların sigaraya bağlı hastalıkları yaşama ihtimalleri düştü. Mora Terapi ile alkol bağımlılığından kurtulanlar artık daha mutlu. Fazla kilolarından kurtulanlar daha iyi hissediyor. Alerjilerinden kurtulanlar artık yaşamlarında daha rahat. Ağrılarından kurtulanlar artık daha keyifli. Streslerinden kurtulanlar artık daha huzurlu.

İşte şimdi bu deneyimler Mora Türkiye’nin Kurtuluyorum.com sayfalarına ete kemiğe bürünüyor. Bizzat Mora Terapi tecrübesi sahipleri deneyimlerini videolarla kurtuluyorum.com sayfalarında paylaşıyorlar. Aynı zamanda, Türkiye’nin 20 ilindeki Mora Terapi doktorları Kurtuluyorum.com sayfalarında Mora Terapi uygulamalarının süreçlerini aktarıyor.
Kurtuluyorum.com sayfalarında site ziyaretçileri Mora Terapi ile Sigaradan, Alkolden, Kilolardan, Alerjilerden, Ağrılardan ve Stresten Kurtuluyorum sayfalarıyla bilgilenip, ilgili doktor ve hasta videolarını izleyebiliyorlar.
Mora Terapi endikasyon uygulamaları için referans web sitesi olma özelliği ile Kurtuluyorum.com; hastaların sıkça dile getirdiği soruları detaylarıyla aktarıyor ve dileyen hastaların kendi yorum videolarını siteye bırakma özelliğini de kullanıcısına sunuyor.

31 Ekim 2013 Perşembe

Mora Distribütörleri Almanya'da Bir araya Geldi.


Dipl.-Kfm.Dirk Reupke HBL Internatıonal AG ve MORA Grup CEO'su.
Açılış konuşmasını yapıyor.


Dipl.-Kfm. Dirk Reupke, Genel Müdürümüz Dilşad Çelebi ve Gaby Alexander


28 Ekim 2013 Pazartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI HEPİMİZE KUTLU OLSUN.
CUMHURİYETİMİZİN 90. YAŞINI GURURLA KUTLUYORUZ.


24 Ekim 2013 Perşembe

Fazla Kilom Var, Depresyondayım!


Hepimizin ortak sorunlarından biri kilo almak ya da kilo verememek. Fazla kilo sorunu, insülin direnci, hareketsizlik ve yanlış beslenme alışkanlıklarında ortaya çıkıyor. Ancak basit psikolojik travmaların bile beslenme alışkanlıklarımızı kolayca değiştirebileceğini de göz ardı etmeyelim. Depresyon ile fazla kilo ilişkisini gösteren pek çok araştırma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.
Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon için geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla kilolu biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek için daha çok yemek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal açlık tıkınırcasına yemek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.
Fazla kilolarından ve karbonhidrat bağımlılığından kurtulmak için Mora Terapi'yi tercih edenlere, aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor.

Kilolarından kurtulmak için Mora Terapi’yi tercih edenlerin de dikkat etmesi gereken önemli noktalar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek için kendilerine zaman ayırmaları tavsiye ediliyor. Mora terapi ile zayıflamak için başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler tavsiye edilebiliyor.
Denemeye değmez mi?
Mora Terapi ile kilolardan kurtulmak için: www.kurtuluyorum.com

21 Ekim 2013 Pazartesi

Sigarayı Bırakınca Neler Olur?


20 Dakika Sonra
Kan basıncınız düzelir.
Kalp atışlarınız normale döner.
El ve ayak ısınız normale döner.

8 Saat Sonra
Kanınızdaki nikotin ve karbonmonoksit düzeyi yarıya düşer.
Kanınızdaki oksijen seviyesi normale döner.

24 Saat Sonra
Karbonmonoksit vücudunuzdan tamamen atılır.
Akciğerleriniz sigaranın neden olduğu mukusu temizlemeye başlar.
Kalp krizi riskiniz azalmaya başlar.

48 Saat Sonra
Vücudunuzdaki nikotin tamamen temizlenir.
Koku ve tat duyularınızda artış kaydedilir.

72 Saat Sonra
Nefes almanız kolaylaşır.
Enerji seviyeniz yükselir.

2-12 Hafta
Kan dolaşımınız daha sağlıklı gerçekleşmeye başlar.
Akciğer fonksiyonunuz %30 oranında artar.
Yürüme ve koşmanız kolaylaşır.

3-9 Ay Sonra
Öksürük ve göğüsteki hırıltılarınız azalır.
Nefes alma sorunlarınız iyileşir.
Akciğerlerinizin enfeksiyona karşı direnci artar.

1 Yıl Sonra
Kalp hastalığı riski, sigara içmeye devam eden birinin taşıdığı riskin yaklaşık yarısına iner.

5 Yıl Sonra
Ağız ve gırtlak kanserinden ölme riskiniz azalır.

10 Yıl Sonra
Akciğer kanserine yakalanma riskiniz, sigara içmeye devam eden birinin taşıdığı riskin yarısına iner.
Kalp hastalığı riskiniz hiç sigara içmemiş birinin taşıdığı riskle aynı seviyeye iner.

15 Yıl
Felç geçirme ve kalp krizi riskiniz hiç sigara içmemiş birinin taşıdığı riskle aynı seviyeye iner.

Sigarayı şimdi bırakmak için:www.kurtuluyorum.com

4 Ekim 2013 Cuma

Mora Terapi Nedir?


Mora Terapi, hastalıkların bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirildiği, genel olarak maddelerin ve kişilerin kendilerine özgü elektromanyetik titreşimlerinin tanı ve tedavi amacıyla Mora Terapi cihazı vasıtasıyla kullanıldığı dünyanın en gelişmiş biorezonans yöntemidir.  Biorezonans yöntemini dünyada ilk defa bulan Dr. Morel’in, Mora Terapi Cihazlarıyla tedaviler gerçekleşir. Tüm bağımlılık tedavilerinde, kilo tedavilerinde, toksik maddelerin vücuttan atılmasında, ağrı, alerji ve psikolojik problemlerde, başarılı ve yan etkisiz sonuçlar elde edilir. Mora Terapi tedavilerinin yan etkisiz oluşu en önemli özelliğidir. Mora Terapi çok etkilidir ve pek çok tedaviye oranla çok daha hızlı sonuçlar alınır. 


Mora Terapi ile sadece bu sitede bahsedilen sorunların tedavisi değil aynı zamanda kişinin bütünsel sağlığının tekrar eski haline geri getirilmesi sağlanır. Kişi böylelikle daha sağlıklı, uzun ömürlü bir yaşama kavuşur.