Metabolik
sendrom; insülin direnci zemininde gelişen, karın çevresi yağlanma, obezite,
glukoz intoleransı veya diyabet, kan yağlarının düzensiz seyretmesi,
hipertansiyon ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların
birbirine eklendiği ölümcül bir hastalıktır. Metabolik sendrom ayrıca insülin
direnci sendromu, sendrom X, polimetabolik sendrom, ölümcül dörtlü ve uygarlık
sendromu gibi farklı terimlerle de tanımlanmaktadır.
Türkiye’de
gerçekleştirilmiş bir çalışmaya göre, 2000 yılı itibariyle Türkiye genelinde 30
yaş ve üzerindeki 9,2 milyon kişide metabolik sendrom mevcuttur. Ülkemizde
metabolik sendrom görülme sıklığı, erkeklerde %28, kadınlarda ise %40 gibi
oldukça yüksek değerlerdedir.
Metabolik
sendrom görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artış
göstermektedir. Sendroma en yatkın kişiler ise oturarak çalışan, düzensiz
beslenen, yoğun stres altında çalışanlardır. Hareketsiz yaşam tarzı, fast-food
alışkanlığı, sigara kullanımı ve özellikle stres, sendromun giderek daha erken
yaşlarda ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Metabolik
sendrom dünyada ve ülkemizde giderek daha fazla sayıda insanı etkilemekte olan
önemli bir ölüm nedenidir. Metabolik sendromlu kişilerde kalp damar
hastalıkları çok sık görülür ve ölüm riski de buna bağlı olarak artmaktadır.
Kan şeker düzeyi diyabet sınırında değilse bile ileriki evrelerde bu hastalığın
gelişebilmesine zemin hazırlamaktadır. Bu bireylerin tüm risk faktörleri göz
önünde bulundurularak tedavi edilmesi gerekmektedir.
Metabolik
anormallikler ve kardiyovasküler risk faktörlerini kapsayan metabolik sendrom
daha çok insülin duyarlılığı bozulmuş bireylerde ortaya çıkmaktadır. Metabolik
sendromu oluşturan başlıca unsurlar; insülin direnci, karın çevresi yağlanma,
yükselmiş kan basıncı, kan yağları anormallikleri ve ürik asit yüksekliğidir.
Bahsedilen faktörlerden birinin varlığında mutlaka gerekli tahliller yapılarak
diğerleri de araştırılmalıdır. Çünkü bu unsurlar birbirilerini tetikleyebileceği
unutulmamalıdır. Örneğin şişmanlık arttıkça şeker, tansiyon ve kan yağları da
yükselmektedir.
Metabolik
sendrom, insülin direnci sendromu olarak da isimlendirilmektedir; çünkü bu
hastalıktaki bulguların hemen hepsi çeşitli dokulardaki insülin reseptörlerinin
iyi çalışmamasına bağlıdır. Son yıllarda şişmanlığın insülin direncine neden
olmasından çok, insülin direncinin şişmanlığa neden olduğu üzerinde daha çok
durulmaktadır. Çünkü yağ dokusu dışındaki dokularda, özellikle de beyin
dokusunda insülin etkisi azalınca, organizma aldığı enerjiyi kullanmaktan çok
yağ dokusunda depolama yönünde çalışmaktadır.
Metabolik
sendrom tedavisinde ilk amaç; insülin direncine neden olan risk faktörlerinin
yaşam şekli değişiklikleri ve gerekli tedavi yöntemleri ile kontrol altına
alınmasıdır. Yaşam tarzı değişikliği dışında, metabolik sendromu tedavi
edebilecek tek bir unsur söz konusu değildir. En uygun tedavi yöntemi kilo
kaybının sağlanması, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yaşam şekli
değişiklerinin sağlanması ve sigara kullanımının sonlandırılmalıdır.
Yaşam tarzı
ile doğrudan bağlantılı olan metabolik sendromun tedavisinde başarılı sonuçlara
imza atmış bütünsel tıp yöntemi Mora Terapiyi hastalarına uygulayan
doktorlarımız, metabolik sendromlu hastalarda iyileşmeye dair Mora Terapi ile
gerçekleştirilmek istenen iki amacı: “Birincisi
karbonhidrat bağımlılığını azaltmak veya bitirmek, ikincisi ise efektif bir
detoksifikasyon ile insülinin etkinliğini artırmak.” şekilde
özetlemektedir.
Kilo almaya
neden olmasının dışında metabolik sendorumun ortaya çıkmasında da oldukça
etkili olan karbonhidrat bağımlılığı için hastanın bağımlısı olduğu şeker,
tatlı, çikolata, buğday ekmeği, un ve tuz gibi maddeler tüplere konularak Mora
Terapi cihazları aracılığıyla vücuttan silinmektedir. Vücuttaki doku ve
sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleşmesinden
yola çıkan Mora Terapi teknolojisi, karbonhidrat bağımlılığı ile tahribata
uğramış hücrelerin yeniden sağlıklı hale getirilmesini sağlamaktadır.
Mora
terapide, karbonhidrat bağımlılığının vücuttan silinmesi ile hastalanın sağlıklı
beslenmesine destek olunarak metabolik sendroma yola açan belirtilerin ortadan
kaldırılması amaçlanmaktadır. Metabolik sendromda Mora Terapi tedavileri
uygulanırken hastanın bütünsel olarak iyileşmesi ele alındığı için vücudun tüm
zararlı maddelerden kurtulması ve aynı zamanda insülin
hormonu ile hücre yüzeyindeki insülin reseptörlerinin etkileşiminin
gerçekleştiği ortamın (interstisyum- mesenkimal alan) temizlenmesi amacıyla
genel bir detoksifikasyon işlemi gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde hem vücut
zararlı frekanslardan arınmakta hem de vücuttaki insülin etkinliği
arttırılmaktadır. Aynı zamanda seans sonrasında bol su içilmesine, dengeli ve
sağlıklı beslenilmesine ve düzenli egzersize yönlendirme yapılarak kişilerin
sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri desteklenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder