Alkol tıpkı
diğer bağımlılık türleri olan sigara ve uyuşturucu gibi bir denemeyle ya da
arkadaş ortamında başlayabilen bir bağımlılık türüdür. İçki olarak
tüketilen alkol birçok hastalığa neden olabilmektedir. Bunun yanında alkol
iradeyi zayıflatmakta, kişinin kontrol kaybı yaşamasına neden olmakta ve
uyuşturucu maddelerin kullanımına da zemin hazırlamaktadır. Araştırmalara göre
uyuşturucu kullananların yüzde 57’si alkol kullanmaktadır. Bu nedenle alkolden
uzak durmanın diğer madde bağımlılıklarından korunma noktasında önleyici bir
role sahip olduğu söylenebilmektedir.
Dünyada
alkol kullanan 2 milyar kişinin 76 milyon kadarı alkol bağımlısıdır. Yılda 1
milyon 800 bin kişi bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ilk tüketim
yaşı 11’e kadar inmiştir. İlk kullanım yaşının düşmesi ise ileriki yaşlarda
bağımlı olma riskini artırmaktadır.
Alkol bağımlısı olunduğunun belirtilerine ise; kişi tarafından
alışkın olduğu etkinin sağlanabilmesi için kullanılan alkol miktarının giderek
artıyor olması yani alkole karşı toleransın artması, kişinin kullandığı alkolün
miktarını azaltması ya da alkolü bırakması sonucunda yoksunluk belirtisi
dediğimiz bir takım ruhsal ve bedensel sıkıntılar içerisine girmesi ve
yoksunluk belirtisi hisseden kullanıcının alkol alması ile rahatlama hissetmesi,
alkol sağlamak, alkol kullanmak ya da alkolün etkilerinden kurtulmak için çok
fazla zaman harcanması, alkol kullanımı yüzünden önemli toplumsal, mesleki
etkinliklerin ya da boş zamanları değerlendirme etkinliklerinin azaltılması ya
da bırakılması, alkol kullanımını bırakmak için başarısız girişimlerin varlığı
ve kişinin alkolden zarar gördüğünü bilmesine rağmen alkol alımına devam etmesi
örnek olarak verilebilmektedir.
Alkolün
vücuda ve dolayısıyla duygu duruma birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Yemek
borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserleri, doğru düşünme, karar verme ve
hareket etme gibi beyin işlevlerinin bozulması, uyku bozuklukları, baş ağrısı,
göz tahribatı, kalp ve kan dolaşımı hastalıkları ve karaciğerde ağır hasar
bunlardan sadece birkaçıdır.
Alkolün
fizyolojik olarak kişide meydana getirdiği hasar dışında da birçok zararı
bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün, içinde Türkiye’nin de bulunduğu 30 ülke
üzerinde yürüttüğü bir araştırmada; işlenen cinayetlerin %85’inin, tecavüz ve
şiddet olaylarının %50’sinin, trafik kazalarının %60’ının ve kadına şiddet
olaylarının %70’inin sebebi ve en etkili unsurunun alkol olduğu sonucuna
varılmıştır.
Kilo
kontrolü, zayıflama, duygu durumu düzenleme, alerji ve pek çok durumlarda
etkili ve kalıcı çözümler sağlayan bütünsel tıp yöntemi olan Mora Terapi
cihazları, alkol bağımlılığı konusunda da başarılı sonuçlar elde etmektedir. Alkol
bağımlısı olan kişilerdeki alkol alma isteğini azaltarak kişinin alkolü tamamen
bırakmasını amaçlamaktadır. Kişinin bağımlılık derecesine göre uygun seanslarla
bağımlılık ortadan kaldırılabilir ya da klasik yöntemlere entegre edilebilmektedir.
Tüm
seanslarımızda olduğu gibi alkol bağımlılığı seansları sırasında de danışanın vücudunda
detoks işlemi gerçekleştirilmektedir. Alkolün yıllardır vücudunda biriktirdiği
toksinler yerinden oynatılıp, 72 saat içerisinde ter, idrar ve sindirim sistemi
yoluyla vücuttan uzaklaştırılması sağlanmaktadır. Bunu hızlandırmak için ise hastanın
bol su içmesi, sık sık duş alması ve ter atmaya çalışması önerilmektedir. Terapiler 4
gün ara ile yapılır ve ardı ardına yapılan 3 seans ilk planda yeterlidir. Daha
sonra destek olarak bir veya birden fazla seansın gerekip gerekmeyeceğine
kişinin ilk 3 seans sonrası durumuna ve kişisel özelliklerine bakılarak
karar verilmektedir.
Mora terapi
ile yapılan alkol bağımlılığı seanslarında alkol frekanslarının silinmesiyle
isteksizlik oluşturma ve detoks işlemlerinin yanı sıra kişinin duygu durumunun
da düzenlenmesi adına renk terapileri ve Bach çiçekleri terapilerinden de
mutlaka yardım alınmaktadır. Bu gibi durumlarda Bach çiçeklerimizden Agrimony (Duygularımı neşeli
bir tavrın arkasına saklarım, tartışmaktan hoşlanmam ve sürtüşme olmaması için
sıklıkla diğerlerinin isteklerine razı olurum, kendimi kötü hissettiğimde gıda,
alkol, uyuşturucu, ilaçlar, vs.
başvururum.) özellikle tercih edilmektedir. Kişinin bağımlılık durumuna göre uzman
kontrolünde klasik tıptan da destek alınabilmektedir.
Tüm bu terapilerden
sonra kişi bedensel olarak daha önce hiç alkol kullanmamış gibi hissettiğini
ifade edebilmektedir ve aynı zamanda yoksunluk belirtilerini de yaşamamaktadır.
Kişi psikolojik olarak da kurtulmaya hazırsa mutlu bir şekilde alkolden kurtulabilmektedir.
İhtiyaç duyulması halinde bu terapiler tekrarlanabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder