Nezaket aslında bir sevgi göstergesidir. Şefkatli olmak
da sevgi dolu olmakla, sevecenlikle eşdeğerdir. Hoşgörü, başkalarının düşünce
ve kanılarını özgürce dile getirmelerinden rahatsız olmama durumudur.
Nezaket’in kelime anlamı: Başkalarına karşı incelikli,
saygılı, dikkatli, özenli davranmaktır.
Şefkat ise kökeninde merhamet, sevgi ve yardım duyguları
barındırır ve koruyarak sevme, sevecenlik anlamına gelir.
Özellikle böylesine sıra dışı, tarihsel, zor bir sürecin
içerisinden geçtiğimiz Koronavirüs günlerinde nezaket, şefkat ve hoşgörü gibi
benzer değerlerin önemi artıyor.
İşte size konuyla ilgili kimi düşünceler;
Aslında hem nezaket, hem şefkat hem de
hoşgörü tüm bunları kendimize verebildiğimiz zaman başkalarına verebileceğimiz hediyelerdir.
Kendinizle ilgilendiğiniz, kendinize zaman ayırdığınız
zamanlar başkalarına da aynı şekilde iyi davrandığınızı, daha olumlu bir tutum
içinde olduğunuzu hiç fark etmiş miydiniz?
Oysaki yemek yiyecek, doğru düzgün uyuyacak kadar bile
zamanınızın olmadığı, sürekli var olan işlerin koşuşturmasında, yapılacak
işlerin arasında sıkışıp kaldığınız zamanlara bir bakın. Farkına varmadan da
olsa, çabuk sinirlendiğinizi, daha az hoşgörülü ve daha kolay strese girer ve çevrenizdekilere karşı da daha duyarsız ve
aldırmaz olduğunuzu göreceksiniz. Çünkü aynı şekilde kendinize karşı da
duyarsız ve aldırmazsınızdır aslında, o zamanlar.
Yanlış yaptığınızda kendinize
karşı nazik olun, bu herkesin başına gelir. Kendimize güvenmek demek aynı
zamanda, başkalarına kendimiz hakkında hissettiğimiz öfke, hayal kırıklığı veya
hoşgörüsüzlüğü yansıtmamak ve aslında kendimize duyuyor olduğumuz kızgınlığı
başkalarına yüklememek demektir. Bu üzen ve yoran duyguları kendimiz
dışındakilere yönlendirmek en başta rahatlatıcı gibi görünse de uzun vadede
kendimize olan güveni sürekli zedeleyen bir sürecin içerisine alır bizi. Buradaki
anahtar nokta kendimize karşı şefkat, hoşgörü ve nezaket göstermektir. Bunu
yapabildiğimiz zaman kolaylıkla sorunun içerisinden çıkıp, çözüm için gerekli
sorumluluğu da alabiliriz.
Liderlik ederken şefkatli olmak, takip
ederken de nazik olmak önemlidir
Herkesin hayatı zorluklarla dolu. Bir konuda problem
çıkaran bir kişinin sizin bilmediğiniz çok farklı bir sorun yüzünden o
davranışı yapmış olduğunu öğrenseydiniz ona karşı eleştirilerinizde yine de o
kadar acımasız olur muydunuz? Yoksa tam tersi o kişiyi anlayışla karşılar ve o
sorunu için kendisine yardımcı mı olmayı isterdiniz?
Ancak şefkatli olabildiğimiz zamanlar paylaşılan insanlık
durumlarını kabul edebiliyor, anlayışla karşılayabiliyoruz. Şefkat bizi nazik
olmaya iter. Hatta bazen yanlışları insanların suratına direkt söylemek yerine
susmayı tercih ederiz. Ve karşımızdaki kişiye, her şeyin yolunda olup
olmadığına dair sorular sormak ve destek olabileceğimiz bir şey var mı öğrenmek
için özel zamanlar yaratırız. Nezaket işte bu zamanlarda öne çıkar. Küçük nazik
bir kahve ikramı veya yapacağımız küçük de olsa bir güzellik karşımızdaki ile
bağımızı mutlaka kuvvetlendirecek, birbirimize karşı anlayışımızı
geliştirecektir.
Başkalarına hizmet ettiğimiz, başkalarına
nazik davrandığımız zamanlar bizi daha mutlu hissettiren zamanlardır.
Son yıllarda yapılan araştırmaların birinde katılımcılar,
rastgele seçilerek 2 gruba ayrılmışlar. İlk gruptan 7 gün boyunca tanıdıkları
yakınlarına veya hiç tanımadıkları kişilere karşı özellikle her zaman nazik
olmaları istenmiş ve bu 7 gün boyunca nezaketten hiç taviz vermemeleri istenmiş.
İkinci gruptan ise, 7 gün boyunca özellikle nezaket içeren her davranışa dikkat
etmeleri ( kendilerinde veya çevrelerinde) ve bu davranışları gözlemlemeleri
istenmiş.
Ve çalışmaya katılan her iki gruptan kişilerin,
çalışmanın gerçekleştiği bu 7 günün öncesinde ve sonrasındaki mutluluk hislerini
derecelendirmeleri istenmiş. Sonuçta, araştırma, sadece aktif bir şekilde nazik
davranan grupta değil, kendilerinde veya çevrelerindeki nezaket davranışlarını
gözlemleyen gruptaki kişilerde de hatırı sayılır oranda mutluluk hislerinde
artış olduğu sonucuna varmış.
Bu deneyi kendiniz için yapabilirsiniz. Kendinize 7 gün
boyunca nazik olma ve çevrenizdeki nezaketi gözlemleme görevi verin ve sonra
mutluluk hissinize bir bakın ne oluyor.
Seçiminiz her zaman nazik olmaktan yana
olsun.
Kontrolü tam olarak sağlayabildiğimiz yegane kişi
kendimiziz. Her zaman. Başka kimse konusunda böyle bir kontrol gücümüz yok.
Çocuklarımız veya en yakınlarımız dahil. O zaman lütfen şunu bir düşünün;
“Benim en iyi halim” demek ne demek? En iyi halimizi yaşamayı seçtiğimizde
otomatik olarak daha nazik, düşünceli, başkalarına karşı daha hoş görülü ve şefkatli
olduğunuzu göreceksiniz. Çok klişe ama bir o kadar da doğru, değişim kendimizle
başlar.
Hizmet etmeyi, yardımı ve vermeyi,
karşılığında bir şey almak için yapmayın
En saf haliyle nezakette bir izleyici veya bir beklenti
yoktur. Nezaketi yaptığımız kişiyi kontrol altına almak veya karşılığında bize
borçlu bırakmak gibi bir düşünce art niyet de yoktur. Ve aslında nazik olduğumuzda, karşılığında
hiçbir şey almasak dahi ödüller çok daha fazla doyurucudur. Yukarıdaki araştırma
örneğindeki sonuçlar gibi. Kendimizle ilgili mutluluk hissindeki artış mesela.
Üstelik karşımızdaki kişilerin de hayata, dünyaya bakışını olumlu yönde
etkileyebilir, daha güvende hissetmelerini, daha barışçıl yaşamalarını
sağlayabilir bu beklentisiz nezaket davranışları.
Nazik olma davranışımızı sürekli uygulama ile
ancak geliştirebiliriz.
Antik Yunan’dan hikaye anlatıcısı Ezop’un “ Ne kadar
küçük olursa olsun, hiç boşa giden bir nezaket eylemi yoktur” sözü durumu ne
güzel açıklıyor. Rastgele yapılan kibarlıklar konusunda kendinizi iyi
hissetmiyorsanız, bir de şunu deneyin; seçtiğiniz bir kişiye, küçük de olsa her
gün bir kibarlık, iyilik yapın. Sonrada birkaç gün geçtikten sonra bunun sizin
üzerinizdeki etkisine dikkat edin. İyilik ve nezaket konusunda daha fazla
fırsatlar mı çıkıyor önünüze veya onları daha mı çok fark etmeye başladınız?
Kendinizi daha hafif, daha nazik, daha hoşgörülü, daha şefkatli ve daha iyi
hissetmeye başladınız mı?
Nezaket daha fazla nezaketi yaratır
Nasıl bir zorbalar grubu veya zorba bir patron veya lider
genel olarak zorba davranışların artmasına ve çoğalmasına, zorba davranış kültürünün
büyümesine neden oluyorsa, tam tersi de doğrudur. Kibar, nazik bir grup veya
nezaketi ilke edinmiş bir lider, patron da genel olarak nezaketin yayılmasına
ve nezaket kültürünün oturmasına neden olabilir. Sonuçta her birimizin içinde
yaşadığımız kültürden etkileniyor olduğumuz bir gerçek. Birbirimize bakarak
öğreniyor ve var olanı geliştiriyoruz. Neden cömert bir biçimde nezaketin,
hoşgörünün ve sevecenliğin artmasına katkımız olmasın?
Nezaket her zaman kalıcı izler bırakır
Bir düşünün; Sizin yıllar sonra bile hatırladığınız, illa
tanıdık bir kişi ile ilgili değil ama sizi iyi hissettiren anılarınız neler? İçlerinde
kesinlikle birilerinin içten yardımı, desteği, güzel bir sözü veya sizi
yüreklendiren, iyi hissettiren bir davranışı vardır.
E o zaman? Neden biz de aynılarını çevremizdekilere
yapmayalım? Neden bunun bir kültür olarak yayılmasına katkı sağlamayalım? Siz
de birinin sizi dudaklarında gülümsemeyle hatırlamasını istemez misiniz?
Kendimize, çevremize daha nazik, hoşgörülü, şefkatli ve sevecen
davrandığımız sağlıklı günler dileklerimizle.
Not: MEd
Melissa Brodrick, Nisan 2019 Harward Health’deki “The Heart and Science of
Kindness” makalesinden esinlenilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder