21 Ocak 2016 Perşembe

Hayalimiz gerçeğe dönüşüyor: Aç kalmadan zayıflamak mümkün

Toplumsal çalışmalara, uyarılara ve önlemlere rağmen modern yaşamın hayatımıza kattığı tüketim alışkanlıkları ve düzensiz beslenme biçimi bize kontrol etmekte güçlük çektiğimiz kiloları miras bıraktı. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik ilk sıraya yazılabilecek nedenler olarak anılırken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği bilmekte.

Kilo vermenin bazılarımız için adeta bir işkenceye dönüştüğü ve defalarca denemenin sonunda elde kalan hayal kırıklığı malum. Aç kalmadan zayıflatacak yöntemleri dört gözle arar olduk, yeme alışkanlığını değiştirerek kilo vermek ise epey zorlayan bir süreç. Çocukluğundan itibaren edindiği yeme alışkanlıklarını bir an değiştirmek zorunda kalan bireyler aynı zaman psikolojik olarak da baskı altında kalıyor ve bu da kilo vermeyi neredeyse imkansız hale getiriyor.

Diyet yapıyor hissi yaşatmadan yeme istediğimiz azaltan tamamlayıcı tıp yöntemi Mora terapi cihazları;ekmek, makarna, hamur işleri, tatlılar gibi karbonhidrat içeren besinler ile tuz, kahve, çay ve alkol gibi metabolizmaya zarar veren gıdaları yeme isteğinizi ortadan kaldırıyor. Türkiye’de 100’den fazla merkezde uygulanan bu tamamlayıcı tıp yöntemini kullanan bireyler, ilk seansta yemek alışkanlıklarında fark edilir değişim yaşandığını ve asıl etkinin 2. seansı takip eden günlerde ortaya çıktığını dile getiriyor.




Yeme alışkanlığında iyileşme


Zayıflama programlarının işe yaraması ve kalıcı olmasında en önemli faktörünün kişinin diyet haline psikolojik uyum sağlayabilmesidir.Yeme alışkanlığında yapılacak pozitif bir düzenlemeyle uzun diyet listelerinin içinde kaybolmayan bireyler daha mutlu ve sağlıklı kilo veriyor.Kilo verme konusunda özellikle zorluk çekilen konulardan olan tatlı yeme isteğinin terapi sonrası ortadan kalkması bireyi psikolojik olarak da rahatlatıyor.

Vücudumuzdaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektromanyetik frekanslar yardımıyla gerçekleştiğinden yola çıkarak; metabolizmamızdaki rafineri karbonhidrat bağımlılığını bu elektromanyetik frekanslarla silen, yeme isteğini azaltan ve insülin direncini azaltan Mora terapi, sağlıklı şekilde verilen kiloları korumayı da kolaylaştırıyor. Zararlı ve toksik madde frekanslarının vücuttan silinmesiyle yapılan seanslar sonrası bireyler eskiye oranla; bağışıklık sistemi daha güçlü, vücutta birikmiş toksik maddelerden arınmış ve daha sağlıklı olarak yaşamını sürdürüyor. Biyofiziksel süreçler ile vücudu temel olarak kilo vermeye zorlamayan bu yöntemi kullanan bireyler metabolizmalarındaki dengelenmeyi ve sağlıklı deviminin kısa süre içinde farkına varıyor. Rahatlayan ve sağlıklı bir şekilde kilo kontrolünü sağlayan bireyler pek çok fiziksel rahatsızlıklarının da iyileştiğini gözlemliyor. Anormal olan ve anormalliğin aşırı uçlarda olduğu durumları normalleştirmenin mümkün olabildiğini bilmekteyiz. Söz konusu dengesizliğin giderilmesi amaçlayan Mora terapi yöntemi de tam bu noktadan hareketle bireyin metabolizmasını ve enerjisini dengeliyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder