Genel olarak diyebiliriz ki bağışıklık sistemi hastalıkların
oluşumunda birincil koruma kalkanımızdır. Gelişmiş, güçlü bir bağışıklık
kalkanı oluşturmak için kimi yaşam değişiklikleri yapmak çok iyi bir fikirdir.
Öncelikle unutmamak gerekir ki, bağışıklık sistemi tam da
adının işaret ettiği şekilde bir sistemdir. Tek bir organı veya bölgeyi işaret
etmez. Hala bilim adamlarının bağışıklık tepkileri ve sistemin birbirine bağlı
unsurları arasındaki etkileşimleri konusunda bilmediği çok fazla şey var. Ancak
diğer taraftan araştırılmış ve etkileri kanıtlanmış şeyler de çok.
Araştırmacılar, hem hayvanlarda, hem de insanlarda diyet,
egzersiz, psikolojik stres ve diğer faktörlerin bağışıklık sistemi üzerine
etkilerini uzun zamandır araştırıyorlar. Bu ve benzeri genel yaşam değişikliği
stratejilerinin bağışıklık sistemimiz üzerine olumlu etkileri olacağı su
götürmez bir gerçektir.
En temel değişiklikler;
-Sigarayı bırakmak
-Düzenli egzersiz yapmak
-Sağlıklı bir kiloda olmak, sağlıklı gıdalarla beslenmek
-Ölçülü alkol tüketimi yapmak
-Yeterli ve kaliteli uyku uyumak
-Elleri yıkamak ve enfeksiyonlardan kaçınmak (Şu Korona
günlerinde enfeksiyondan nasıl korunacağımızı sıkça duyduk ve öğrendik. Ben bu
yazıyı Korona günleri öncesinde planlayıp, bilgi topladığım için ve bu süre
zarfında zaten konuyla ilgili bilgi bombardımanına uğradığınızı düşünüyor ve ek
açıklama yapmamayı uygun görüyorum. Bu tür enfeksiyonlardan nasıl
korunacağımızı biliyoruz artık ve mutlaka önlemlere dikkatlice uyalım).
-Stres ve kaygıyla iyi bir şekilde baş edebilmek
Unutmayın, sağlıklı bir bağışıklık sistemi, vücudumuza
giren patojenlerle savaşıp onları yenebilir.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için mineral, vitamin ve
eser elementlerce zengin bir beslenme biçimi esansiyeldir. Az yemek değil ama
daha çeşitli ve zengin içerikli besinleri yemeyi mutlaka ihmal etmemeliyiz.
Obezite de ne yazık ki kronik hastalıklara kapı açtığından, obez olacak kadar
işlenmiş ve vücudumuza zarar veren kötü gıdaları tüketmememiz önemli.
Özellikle D, C vitaminleri, B, A, E grubu vitaminleri ve
çinko, selenyum, demir, bakır, folik asit gibi eser elementleri alabileceğimiz
besinleri tüketmeyi ihmal etmeyelim. Özellikle şu zorlu Korona virüs döneminde
D ve C vitaminlerinin koruyu etkisinden sürekli bahsediliyor. Ek takviye olarak
da almakta sakınca yok.
Stresin bağışıklık üzerindeki olumsuz etkisini hepimiz
biliyoruz. Sanırım bir sonraki yazımız belirsizlikle ve stresle baş etme
yöntemleri üzerine olacak.
Ayrıca ılımlı düzeyde yapılan düzenli egzersizin de
kardiyovasküler sağlıktan, hormon salınımını düzenlemesine kadar pek çok
faydası olduğunu biliyoruz. Bunlar da bağışıklık sisteminin güçlü olmasına
katkıda bulunan bileşenlerdir.
Biliyorsunuz ki Mora Terapi’nin bağımlılık, kilo kontrolü ve
strese yönelik Bach Çiçekleri ve Renk Terapileri ile yapılan duygu durum
bozuklukları tedavileri tam da yukarıda saydığımız önlemlere yönelik. Mora
Terapi biorezonans yöntemi ile tüm tedavilerde vücudun sağlıklı ve sağlıksız
frekans bilgisi filtrelenip, vücudumuzdaki sağlıklı frekans bilgisi
arttırıldığından zaten otomatik olarak bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmeye
yönelik özel programlarımız da ekstra
cihazlar içinde mevcut, doktorlarımız tarafından kullanılıyor. İlaveten tüm tedavilerimizde sağlıklı yaşam
alışkanlıkları değişimi destekleniyor. Yukarıda saydığımız gibi sağlıklı
beslenme, egzersiz, mineral, vitaminlerin vücutta yeterli olup olmadığı sağlık
profesyonellerimiz tarafından sorgulanıyor, gerektiği durumlarda destek
takviyeler öneriliyor. Kronik hastalığı olanlar, kronik hastalık
tedavilerimizle güçlendiriliyorlar. Bu yüzden bu dönemde, sağlığınız için iyi
çözümlerden biri olduğu konusunda aklınızın bir kenarında mutlaka bulunsun.
Sizi ve sağlığınızı önemsiyoruz.
Kısacası bütünsel sağlığınızı önemsiyoruz. Toplum olarak, bu
zorlu dönemi en kısa, en hasarsız, en sağlıklı şekilde atlatmak dileğiyle.
Yeterli miktarda su içmeyi ve uyku kalitesine dikkat etmeyi
de lütfen unutmayalım.
Sağlıklı, mutlu nice günler, yıllar dileklerimizle.